ezilmiş ve göç ettirilmeye zorlanmış olan bir kavimden söz ediyoruz. şu bir gerçek ki kürtler olmasaydı,karadenizin fındığı,anadolunun şeker pancarı,batı illerindeki kot taşlama ve benzeri iş seviyesi kısıtlı olan işlerde kendini yüce,üstün ırk zanneden türk kardeşlerimiz çalışırdı. ve türkler ömrü hayatları boyunca refah içinde yaşadığını zannettiği için bunun içindir ki hep kürtleri dışlamışlardır. kürtler bi nevi ülkenin lokomatifidir. kürtler olmadan türkiye bi hiçtir. istanbul bi çaredir.
elbetteki göçler olumsuzluk yaratır. Ama kürt diye genelleme yapmak doğru değil yaşadığım yerde bol miktarda göçüp gelen cins millet var. Ama kürt demeyelim kro diyelim.
işportacılığın tavan yapması. işgücü piyasasında ücretlerin düşmesi gibi etkiler. kemeraltında eskiden de yürüyemezdik kalabalıktan ama artık çileden çıkarıyorlar insanı her yolun ortasında onlarca işportacı. bağırmaları ayrı dert, ürünlere basmamak için gösterilen dikkat ayrı dert* bunlar eklenince kalabalıkta insanlara çarpmamak için uğraşmak çok ayrı bir dert oluyor. ayrıca izmir şirinyer hipodromunun ahırlarında çalışmaya başladıklarından beri kız kardeşini markete bile göndermeme eğilimlerine de sebep olmaktadırlar.
her ilin bi' mahallesi kurulur bu göç alanlarında. dağdan gelip bağdakini kovdukları köy işgalleri de olur bazen.
büyük sosyal sıkıntıların yanı sıra ucuz iş gücü de getirirler yanlarında, ha bi' de yorgan döşek. hasankeyf'te mağara da yaşayan bi' çocuk buralar sular altında kalınca edirneye gidicez demişti bana.*
kapkaç, kundak, hırsızlık gibi suçların çoğu çeşitli iğrenç kültürel özelliklere sahip kürtler tarafından icra edildiğinden sosyal enkaz oluşturur. toplumun tamamına zarar verir.
onlar kendi köylerinde sahip olduklarıyla mutlu olmasını bilen mütavazi insanlardırlar. zorla göçe zorlandıkları büyük şehirledeki insanlar gibi insanlıktan çıkmamışlardı. ne zamanki şehre göç ettirildiler suça karıştılar. lan adamların hem köylerini yakıyorsunuz hemde onları beğenmiyorsunuz.
Güvenlik sistemleri şehirlerde büyük önem kazandı, her yer mobese kameralarıyla doldu, uyuşturucu bulmak kolaylaştı, genç nüfus oranı çoğaldı (bir evde ortalama 5 çocuk) okuma yazma oranı düştü, yeni ilçeler şehir merkezine bağlandı, oto kiralamacılar bayram etti.( hırsızlar kiralık oto veya taksi kullanır)
kadın ticareti, uyuşturucu, kaçakçılık, kasten adam öldürme, terör, hırsızlık, tecavüz, ensest ilişki suçları, töre cinayetleri, elektrik hırsızlığı ve benzeri suçlarda çok çok ciddi oranda artışa sebep olmasıdır.
birde şu köy yakılma edebiyatını sikeyim: ulan milyonlarca kişi göç ediyor. kaç yüzmilyon tane köyünüz vardı da yakıldı amına koyayım. 600 milyarlık mercedesi köyündeki yanmış tarlasını mı satıp alıyor bunlar ? yada 1 trilyonluk minibüs hattından 5 tanesini peşin para alan, köyündeki yanmış keçisinin postu ile mi aldı. bari edebiyat yapmayın.
köyleri yakılarak zorla göçe zorlanan aileler parçalanmış. köylerinde tarımla geçinen bu insanlar büyük şehirlerde iş bulmakta zorlandıklarından çocukları tasvip edemedğimiz işlere kaarışmakta. onların şehirlere etkisinden çok şehirler onları parçalayarak ve ucuz iş gücünden yararlanarak sömürmektedirler.
göçlerin etkilerinden önce sebeplerinin bilinmesi gerekir. çoğu göçün daha iyi yaşamak için yapıldığı unutulmamalıdır. kötü etkisi tabiki de olacak ancak işsizlik, açlık ve baskı varken bok kokusunun çok önemli olmadığı kesin.
işsizlik, suç oranının artması
toplumda huzursuzluk, tecavüz,
ögrüntü kirliliği, insanı zorla faşizme itme gibi sonuçları var.
Bunun yanında artık bu göç olayının öyle bir boku çıktı ki sanki biz onların memlekete göç etmişiz gibi bir edaları var adamların.
(Bkz: Ne bakıyon Gardaş?)
kürt hüviyetinin çok etkisi olmadığı sonuçlardır.
göç alan batı şehirlerinde asayiş başta olmak üzere birçok sorun çıktığı gerçektir.
aslında en önemlisi de yokluk büyümüş ve kökten gelen cehaleti kıramamış nesildir. tabii bu da huzuru bozmaya yetecektir.
fakat bizler gidip doğuya göçsek aynıları olur muydu bir düşünmek gerek.
mesela, van depreminden sonra doğup büyüdüğüm ilçeye yerleştirilen depremzedelerin yaptıkları terbiyesizlikler. ilçe ciddi anlamda deprem zamanı büyük yardımlarda bulunmuş bir ilçe, hatta gerekli kurumlara baskı yaparak, ilçedeki tki tesislerininde depremzedelere yardım amaçıyla kullanılması sağladılar. fakat depremzedelerin geldikten sonraki davranışları, insanları yaptıkları yardıma pişman etti.
bakkallara girip biz depremzedeyiz diyerek, para pul vermeden aklıllarına gelirse almalar, dolmuşa binip ücreti ödememek için şöförle kavgalara girmeler, milletin bahçesine girip bütün ağaçları yağmalamalar. imkansızlıktan yapıyor olsalar anlayacağım fakat kendilerine tahsis edilen yerde ısınma,beslenme, eğitim vs. tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor.
kendilerine bu zor günde kucak açan ilçe halkını resmen kendilerine düşman ettiler. şimdi siz bu anlattıklarıma ırkçılık diyebilirsiniz fakat benim sadece olan ve olmakta bir olayı anlattığımı unutmayın.
sadece kürt göçleri değil, genel olarak; çarpık kentleşme, işsizlik, asayişte bozulma, trafik, ucuz insan gücü, kaçak elektrik, su, vb. kaçak kullanımlar, şehirler arasında dengesiz gelişim, kültürel değişim bazılarıdır.
fransız ve sanayi devriminden sonra toplumsal sınıf yapısında, ekonomi ve politikada taşaklı ve hızlı bazı değişimler yaşandı.
kentleşme ve nüfusun hızla arttığı bu dönemde makineleşme, seri üretim, ekonominin büyümesi gibi avantajların yanında gecekondulaşma ve varoşlar sorun olmaya başladı, işçi sınıfı oluştu.
ve ben merak ediyorum hırsızlığın, gaspın, çeşitli suçların tavan yaptığı pis ve kalabalık olan bu avrupa şehirlerinde insanlar şu an sözlükteki gibi "gelmişler doğudan huzurumuzu bozuyovlav ühühü=(" şeklinde hezeyanlarını mı dile getiriyorlardı?
yoksa türkiye'ye yerleşip ezelden beri medeni ve kentli olan burjuva beyaz türklerin yanında mı hayatlarını sürdürdüler?
be amınakoduklarım daha işçi sendikalarını bile 60larda kuran bir halk olarak, şehirleşmesinin ergenlik dönemlerindeki bir halk olarak ne yüzle "kürtler gelip huzuvumuzu bozdu" diye ağlayabiliyorsunuz?
güzel bir iş yaptığınızı mı sanıyorsunuz? gören de pir ü pakter u taze bir millet sanacak bizleri.
suça itilene eyvallah tamam haklısın da itenin hiç mi suçu yok? sen bu siktiğimin düzenini düzelttin sıra laf söylemeye geldi öyle mi?
sana faşist bile diyemeyeceğim sen sonradan görme ibnenin teki olabilirsin ancak.
edit : almanlar bu konudan rahatsız olunca hoşunuza gidiyor mu?
son yıllarda eskişehir' de çok fazla görülen etkidir. okuyan veya yaşayan insanlar bu etkileri kolayce görür. eskiden daha rahat gece gezilirken şimdi temkinli davranmak zorundayız. nereye giderse pisliğini beraberinde getiriyor bu millet.
