istanbul'da yaşayan 4 Kürt gencinin aslında tüm kürtlerin pkk'ya sitemidir.
benim için ölme, benim için öldürme!
ji bo min nekuje! ji bo bin nemire!
PKK vurdukça, siz gerillalar, öldürdükçe ve öldükçe daha güzel bir yer oluyor Türkiye.
Kürtler başları daha dik yürüyorlar, haklılıkları daha da artıyor, daha da pekişiyor.
Dün Siirt'te 5 kadın öldükten sonra Kürt kadını kendini daha özgür hissediyor.
Siz karakollar basıp, mayınlar döşedikçe demokratikleşiyor memleketimiz.
Mutlu günler vaad eden özerklik hızla inşa oluyor, şarapneller ve kemikler üzerinde.
Dul, yetim, öksüz, evlatsız bıraktığınız acılı aileler bu mutlu geleceğin örnekleri olarak diziliyorlar önümüzde.
Her ölüm, çatışma haberinde daha fazla Türk ikna oluyor,
Başbakanın görevlendirdiği müsteşarla yapılan görüşmelerin, Habur'un aslında tuzak olduğunu keşfediyorlar.
Derhal PKK ile masaya oturup, bütün şartlarını kabul edin, daha ne bekliyorsunuz diye sıkıştırıyorlar hükumeti.
PKK'nın bütün şartlarını kabul etmedikçe savaştan başka bir yol olmadığına, savaş dışında hiçbir seçenek kalmadığına olan inançları artıyor.
Polis daha yumuşak davranıyor eylemcilere, operasyonlar duruyor.
iki dilli hayat daha bir tatlı görünüyor,
Anadilde savunma hakkı veriliyor, tutuklular bir bir serbest bırakılıyor,
imralı'ya giden kosterin arızası geçiyor, hava muhalefet etmeyi kesiyor.
Seçim barajı her yüz ölümde onda bir oranında düşüyor,
Toplu mezarlar açılıyor, hakikat komisyonları kuruluyor,
Devlet adına cinayet işleyen ne kadar eli kanlı adam varsa hesap veriyor.
Ahmet Türk'ün, Osman Baydemir'in, Selahattin Demirtaş'ın sesi daha çok duyuluyor,
Çatışmaların çıktığı yerler sayesinde oraların Kürtçe adları öğrenilip, isimleri iade edilsin diye kampanyalar yapılıyor,
Tarihi, doğası, tüm zenginliğiyle Kürdistan keşfediliyor,
Geleceğimizin teminatı, roketler ve mermilerle parçaladığınız canlar, parçalanan canlarınız...
Siz öldürdükçe, öldükçe geride kalanlar için mutluluğa giden yol daha bir kısalıyor.
Anadilde eğitim, özerk yönetimler, seçim barajı için öldüren de ölen de şereflidir diye yollara dökülmek üzere bütün Türkiye, ha gayret.
Yarısı "çözümün önündeki tek engel AKP'ye" geri kalanın yarısından fazlası da çözümün tek adresi CHP-MHP koalisyonuna oy veren bütün Türklerin gözü namlularınızda.
Sıkılan her mermiyle yakılan köyleri, zorla göç ettirilen milyonları, sokak ortasında infazları, her biri ayrı bir işkencehane olan cezaevlerini öğreniyorlar...
Paylaştığınız savaş görüntüleri, havaya uçurduğunuz her tank sayesinde her geçen gün daha fazla Türk sizin aslında barış için o dağlarda olduğunuzu düşünüyor.
Üzerinizde patlattığınız her bombayla huzur doluyor her yer, bütün dünya sokaklara dökülüyor sizin için.
Akan her damla kanla Türkler ve Kürtlerin kardeşlikleri, komşulukları perçinleniyor.
Birbirleriyle daha yürekten, daha samimi bir ilişki inşa ediyorlar.
Siz öldürdükçe, öldükçe umutlanıyor, mutlu oluyor aileleriniz.
Bize cesetler, cesetler içinde bir ülke armağan ediyorsunuz.
"Birileri kendini ve karşı tarafı öldürüyor. Şiddet ve ölümler azalmıyor. Talep edilen hiçbir şeyin kazanımı olmuyor. Biz kendi görüşlerimizi bugüne kadar anlatırken devlete, yaptığı yanlışları söyledik. Kürt meselesiyle ilgili konuşulduğunda devleti hep eleştirdik. Zaten eleştiriyorduk. Kimse PKK' ya yönelik bir laf etmedi. 'Senin yaptığın yanlış' demedi. Hiçbir yere bağlı değiliz, bireysel bir hareketiz. Kürdüz. Eğer PKK bunu bizim için yaptığını söylüyorsa, bizim için insanları öldürüyorsa bizim adımıza kimseyi öldürmesin. Muhatap olarak PKK'yı aldık. Bu söylemlerimiz onadır. Metni yaymanın bile ciddi bir eylem olduğunu düşünüyoruz. Bizi arayıp destekleyen, ilk kez Kürtlerin içinden birilerinin 'Kürdüm ve PKK benim için öldürüyorsa öldürmesin denmesi pek çok kişiyi heyacanlandırmış. Bu metni, 'PKK bize ne yapar?' diye düşünerek kaleme almadık. Daha yeni Batman'da bir anne ve çocuğu öldürülmüşken burada kalkıp 'Benim başıma ne gelir?' hesabının yapılması çok ucuz."