kürt dilinin uydurma bir dil olduğu gerçeği

entry32 galeri0 video1
    1.
  1. türkçe dilinin yüzde 20si arapça yüzde 20si farsça yüzde 10 u yunanca yüzde 5i kürtçe yüzde 30u türkçe yüzde 15 de diğer dillerden oluşan bir dildir. şimdi bizde mi uydurmayız?
    7 ...
  2. 2.
  3. "hela vela velvera..."

    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. 6.
  8. kürt dili "uydurma" bir dil değil; birkaç dilden türetilmiş bir dildir; tıpkı türkçe'miz gibi. yani bu durum yeni keşfedilmiş bir tespit değil; zaten yıllardır herkesçe bilinen bir gerçektir. sanırım biraz kitap karıştırıp okumakta fayda var.
    1 ...
  9. 7.
  10. eksik bir iddiadır. ağaçta yetişen ya da madenden çıkarılan bir şey olmadığı için tüm diller nihayetinde insan uydurmasıdır.
    2 ...
  11. 8.
  12. kürtçe uydurma dil değildir, hint avrupa dil ailesinin iran dilleri alt grubunda bir dildir. fransızca, ingilizce, almanca, farsça gibi dillerle akrabadır. türkçe'le hiçbir organik bağı yoktur. en büyük kürtçe sözlük 150 bin sözcükten oluşmaktadır. kürtçe onca baskıya ve yasaklamalara rağmen hala çok kullanışlı ve zengin bir lisandır.
    1 ...
  13. 9.
  14. kürtçeye uydurma bir dil diyenler ilk önce gidip kendi dillerine bakıp, daha sonra başka diler hakkında yorum yapsınlar. sen veya siz ne kadar kürtçe biliyorsunuz ki, neye istinaden bunları dile getiriyorsunuz.
    ne imiş bitlis kürtçesi daha yalın imiş. arkadaş galiba bitlis/ ahlatlı, tek dayandığı kanıt bu.
    1 ...
  15. 10.
  16. kürtçeye ilgili bi bilgim olmasa da, tespitin yanlış olduğunu düşünüyorum. sonuçta tüm diller hayal gücü ürünü değil mi lan? saçmaladım mı yoksa? evet.
    2 ...
  17. 11.
  18. bu lisanı bilen ve eğitimini alan bu lisanın ne kadar köklü ve zengin olduğunu fark eder. halen ve ısrarla kürtçe'nin kırma bir dil olduğunu veya başka dillerden türediğini iddia edenler, dillerin gelişim süreçlerinden bihaber olmalılar. bir dilin orijinallığını ve kökenini en iyi açıklayan özelliklerden birisi ise organ isimleridir. bazı organ isimler kürtçe'de şu şekildedir:

    kalp=dil
    baş= ser
    burun= poz
    kulak= guh
    göz= çav
    kaş= brî
    alın=henî, netik
    kirpik= mijang
    yanak=dêm,lam, hinarik, gep
    akciğer= mêlak, kezeb
    karaciğer= pişa reş, kezeba reş, cerg.
    böbrek= gurçik
    bacak= çîp, şeq, paq
    el= dest
    saç= por, pirç
    boğaz= gewrî, qirik
    kol= mil, bask
    topuk= pahnî
    tırnak= neynûk
    ayak= ling, pê, nig
    şakak= cênig
    parmak= tilî (el), pêçî (ayak)
    beyin= mejî
    ense= stukur, patik, şutik
    kafatası= kilox
    göz çukuru= kortik
    çene= çen, erzîng, çenge
    diş= diran
    dudak= lêv
    damak= polke
    diz= çok
    diş eti= pidî
    göz kapağı= pêlû
    bağırsak= rûvî
    kıç= qûn, pind
    testis, bildiğin taşşak= gun, hêlik
    navmil= sırt
    neynûk= tırnak
    penis= kîr, xir

    kürtçe ve farsça aynı dilin üyeleridir. 'dil' ve 'ser' kelimeleri farsça'da da var ama du demek değildir bu kelimerl farsçadır. egemen olan, güçlü olan, devlet sahibi olan kelimelerin sahibidir fikri güce tapıclıktır. o kelimeler farsça olduğu kadar kürtçedir de. ayrıca iddia edildiği gibi kürtçe farsça'dan veya türkçe'den bozma bir dil ise iddia sahipleri yukarıdki kelimelerin ne kadarı türkçe veya farsça olduğunu ispat etsinler. şayet edemiyorlarsa listenin sonuna yazılan kelimeyi onlara hediye ediyorum.
    4 ...
  19. 12.
  20. "ben onlara bir abece verdiğim zaman görürsünüz"

    (bkz: winston churchill)
    1 ...
  21. 13.
  22. içindeki "w" ve "x" harflerinden anlaşılan gerçektir.
    1 ...
  23. 14.
  24. hakkındaki pek çok bilgi uydurmadır. bu yüzden konuyla ilgili internet üzerinden sağlıklı bilgiye ulaşmak pek mümkün değildir. bilinen en eski yazılı kaynağın milattan önce 4. yüzyıla ait olduğunu söyleyenler bile bulunmaktadır. hem de bugünün kurmancisiyle.* komik insanlar vesselam.

    edit: ayrıca bdp ve yandaşlarının savunduğu kürtçe bir dayatmadır. o coğrafyada farklı bir sürü dil vardır. bunların hepsini tek bir "kürtçe" potasında toplamak savunduklarının tam tersini yapmaktır.
    2 ...
  25. 15.
  26. kürt dili diye bir şey olmadığından boşuna tartışılmaması gereken konudur.

    her hele vele diyen adamın konuştuğunu dil kabul etseydik...
    3 ...
  27. 16.
  28. bu teoriyi lekelemek için türkçe'ninde kırma olduğunu iddaa eden aymazlar olmuş az daha gülmekten sandalyeden düsüyordum. dünya üzerinde 250 milyondan fazla insanın konustuğu bir dilden bahsediyoruz burda. kökeni belli, yapısı belli. bir köyün aynı dili kullanmasına rağmen diğer köyle anlasamadığı, kelimelerinin bir kısmının kökeni farsça olabilir ama belki de kürtçe de olabilir falan filan diye muallakta olduğu bir dilden değil.
    1 ...
  29. 17.
  30. kürtçe zengin ve anlatımı edebi bir dildir. ancak türkçe için şöyle böyle diyorlar:

    alıntıdır:

    türkçe diye bir dil yok

    türk dil bilimci orhan hançerlioğlu’na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z». harfleriyle başlayan türkçe kelime yoktur.

    (bakınız: türk dili sözlüğü, remzi kitabevi)

    bu harflerin içinde bulunduğu kelimelerde çoğunlukla türkçe değildir.

    türkçede kullanılan 29 harften 13'ünün köken olarak türkçe olmadığını söylüyor ve geriye kalıyor 16 harf. bu 16 harfle başlayan kelimelerin içinde arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, sırpça, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce ve 30 dilden daha kelimeleri toplarsanız inanılmaz bir rakama ulaşılıyor ve geriye çok çok az türkçe kelime kalıyor.
    bunların içinde uydurulmuş %5 kelimeler vardır, birde kökeni kaybedilmiş kelimeler.
    geriye ise %10'dan az türkçe kelime kalıyor, yani %90-95'inden fazlası yabancı kökenli kelimelerden oluşuyor. gördüğünüz gibi türkçe dünyanın en fakir dilidir.

    türkçe diye bir dil hemen hemen yok gibi.

    türkçe harf özürlüsü bir dil

    türk dil bilimcileri genellikle milliyetçi ve sübjektif olur dolayısıylada hançerlioğlu artniyetli ve sübjektifdir. orhan hançerlioğlu'na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» türkçede yok. bu saydıgımız harflerle başlayan ve bugün türkçe denilen dilde kullanılan kelimelerin tümü yabancı dillerden alınmıştır. türkçe değildirler. fakat türkçede olmayan bu harflerin daha çok sayıdada olduğu diger dil bilimciler tarafındanda söylenir. hançerlioğlundan daha az sübjektif olan bir etimologun dedikleri ise daha çok çarpıcıdır.

    etimolog ve dil uzmanı ali karduxos'a göre ise «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v»,«z» harfleri ile başlayan ve köken olarak türkçe olan kelime yoktur. yani ali karxudos'a göre bu sıralanmış 18 harfle başlayan türkçe kelime yoktur. geriye 11 harf kalıyor.

    türkçe uydurma dil

    işte toplama olan türk dilinin yapaylığını gösteren ispat.tdk başkanı kendisi itiraf ediyor hemde.

    türk dil kurumu başkanı şükrü halûk akalın:1935 yılına gelindiğinde, yine herkesin anlayamadığı bir dil ortaya çıktı. zaten osmanlı türkçesinden şikayet şuydu: yazılıp da konuşulamayan bir edebi türkçe, bir de konuşulup yazılmayan halk dili vardı. bunun birleştirilmesi gerekiyordu.yeniyi anlıyoruz; ama eski metinleri anlayamıyoruz. orta asya türkçesininde çok yetersiz olduğu dil bilimciler tarafından söyleniyor. uygur alfabesi'nin tümü 14 harfden ibaretdi. ki 14 harfin hepside uygurcaya ait değildir. orhun yazıtlarıda soğdacadan alınmıştır.

    türkçe fakir ve toplama dil

    daha kapsamlı bir yazıyla devam ediyoruz.

    türk dil kurumunnun hazırladığı türkçe sözlüğün 2006'de yayımlanan 10. baskısında 100 bine yakın sözcük yer almaktadır. türkçe'de bu kadar sözcük olmadığını, olamayacağını yine türkçe'nin kendi kurallarıyla ıspatlayalım.

    1. türkçe'de büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır. en yaygın ve kapsamlı olan, diğer türk lehçeleri için de geçerli olduğu için bu şekilde adlandırılan, büyük ünlü uyumudur. bu kurala göre türkçe'de bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa takip eden hecelerde de ince bir ünlü (e, i, ö, ü) varsa takip eden hecelerde de ince ünlüler yer alır. ve bu kurala uymayan sözcükler kesinlikle türkçe değildir.

    örneğin;çiçek, gözlük, dolma, dokuz gibi kelimeler bu kurala uyduğu için türkçe'dir. ama kitap, kalem, beraber, gazete gibi sözcükler kurala uymadığı için türkçe değildirler. bu kurala her uyan sözcüğün türkçe olduğu sonucu çıkarılmasın. örneğin; nihilist, madam, radyo, mutlak, meclis, satır gibi sözcükler kurala uyduğu halde türkçe'ye başka dillerden giren yabancı sözcüklerdir. bu kurala uymadığı halde sonradan ses değişimlerine uğrayan birkaç orijinal türkçe sözcük de vardır. kardeş (kardaş), elma (alma) gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve büyük ünlü uyumu kuralına uymayan bütün sözcükleri çıkarıp atın.

    2. türkçe'de minimum «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    başka bir etimologun söylediğine görede «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    doğadan yansıma (taklit) yoluyla oluşmuş birkaç sözcük hariç: vızıltı (vız), zırlamak (zır) şırıltı (şır) cik (kuş sesi) gibi.
    bu haflerle başlayan çok az sayıdaki kelime ya doğadan gelen bir sesin taklitidir, yani onomatope'dir. ya da başka bir dilden alınmış olmasına rağmen uğradığı fonetik ve anlam değişiklikten dolayı tam ve doğru kökünü çıkarmak zorlaşmıştır.

    başka dillerde bazı ünlü harflerle başlayan sözcük olmayabiliyor ama bu kadar ünsüzle başlayan anlamlı bir tek sözcüğün olmadığı başka bir dil yoktur herhalde. bu harflerle başlayan sözcüklere birer örnek verelim:

    cinayet(a.), jale(fr.) lamba (yun.) milli (a.) nabız (a) rapor (fr.) şans(fr.) valiz (it.) zaman (a.)

    ilginçtir ki r ünsüzüyle başlayan ne yansıma ne de anlamlı tek bir sözcük olmadığı gibi halk söyleyişinde bu ünsüzle başlayan yabancı sözcükler, başlarına getirilen bazı ünlülerin yardımıyla söylenebilmektedir: recep>irecep , resmi>iresmi , rıza>irıza gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve yukarıda belirtilen ünsüzlerle başlayan sözcüklerin yer aldığı bölümlerin hepsini yırtıp atın. çünkü bunların hiçbiri (yansıma sesler hariç) türkçe değil.

    3. türkçe kelimeler b, c, d, g ünsüzleriyle bitmezler. bu ünsüzlerle biten yabancı sözcüklerin hepsi b yerine p, c yerine ç , d yerine t ve g yerine k sesleriyle bitirilir. örneğin; kitab>kitap, muhtac>muhtaç, derd>dert, reng>renk, cild>cilt gibi.

    sonuç: p, ç, t, k ünsüzleriyle biten sözcüklere dikkat edin. türkçe olmayabilirler.

    4. geniş yuvarlak ünlüler (o, ö) türkçe kelimelerin yalnız birinci hecelerinde bulunabilirler.

    sonuç: ikinci veya diğer hecelerinde o veya ö ünlüsü bulunduran sözcükler türkçe değildir. örnek: horoz, doktor, otobüs, külot, anot, katot, azot, kolon, alkol, traktör, varoş vb.

    5. j ünsüzü türkçe'de hiç yoktur. bu yüzden türk köylüsü jilete cilet, jandarmaya candarma, japona capon der.

    sonuç: bir sözcüğün ister başında , ister ortasında , ister sonunda j ünsüzünü gördünüz mü bilin ki bu sözcük türkçe değildir.

    6. eski türkçe'de j'nin yanı sıra f ve h ünsüzleri de bulunmuyordu. bu harflerin keşfi güneybatı türkçesinin ilk yüzyıllarından itibaren bazı sözcüklerdeki ses değişmeleriyle gerçekleşmiştir. öbke>öfke , uvalt>ufalt gibi.

    sonuç: içinde f ve h ünsüzleri geçip de türkçe olan sözcükler iki elin parmaklarını geçmez.

    7. türkçe'de bir hece ya da kelime içinde iki ünlü yan yana gelmez. örneğin şiir, şair, saat gibi sözcükler türkçe değildir.

    8. türkçe'de kelime köklerinde iki aynı ünsüz yan yana gelmez. örneğin hissetmek (hiss), affetmek (aff) gibi aynı cinsten çift ünsüz bulunduran sözcüklerin yalnızca yardımcı eylem olan etmek” kısımları türkçe'dir.

    9. kökeni türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. uzun ünlü, arapça ve farsçadan türkçeye giren kelimelerde görülür: şair (şa:ir), numune (numu:ne), iman (i:man). bu örneklerde iki noktadan önceki harfin gösterdiği ses uzun ünlüdür ve uzun söylenir.
    ancak, birçok kelimede uzun ünlü kısalmıştır: beyaz, hiç, rahat, ruh. bu örneklerdeki koyu harflerle belirtilen sesler, alındıkları dilde uzun oldukları hâlde türkçede kısa söylenir.

    10. türkçe kelimelerin başında iki ünsüz yan yana bulunmaz. tren, grup, stasyon, spirto, traş gibi sözcükleri halk tiren, istasyon, ispirto, gurup, tıraş şeklinde telaffuz etmektedir.
    ünsüz uyumu

    11. türkçede tonsuz (sert) ünsüzle biten kelimelere gelen ekler tonsuz (sert) ünsüzle başlar: aç-tı, aş-çı, bak-tım, bas-kı, çiçek-ten, düş-kün, geç-tim, ipek-çi, seç-kin, seç-ti, süt-çü. böyle başlamayanlar türkçe değildir.

    sonuç:

    7, 8, 9, 10, 11 maddeleri de göz önünde bulundurarak zaten iyice zayıflamış olan türkçe sözlüğünü bir daha elden geçirin. aşağıda verilen bilgileri de dikkate aldığınızda, geriye elinizde 4000-5000 kelimelik bir sözlük kalacaktır.

    yukarıda sayılan bu kurallara başkalarını da eklemek mümkündür. bu gerçeğin farkında olan türkçe dilbilimciler üniversitelerin türk dili ve edebiyatı ve türkçe öğretmenliği bölümlerinde öğrencilere her zaman bir dilde önemli olan sözcük sayısı değil; o dilin ifade ve anlatım gücüdür argümanını empoze etmeye çalışırlar.

    tdk'nın türkçe sözlüğünde dikkat çeken bir diğer husus fiillerin yazımıyla ilgilidir. birazcık olsun türkçe gramerini bilen bir kişi, türkçe'de fiillerin mastar şeklinin me(ma), mek(mak), ış(iş, uş, üş) ekleriyle yapıldığını bilir.

    ama tdk özellikle sözcük sayısını fazla göstermek ve sözlüğünü hacim olarak kabartmak amacıyla her fiil için bu üç şekli de ayrı ayrı maddeler olarak göstermiştir. bak- fiilini örnek olarak ele alalım. sözlüğün bu fiil için yaptığı tanımlar şöyle:

    bakma: bakmak işi

    bakmak: bakışı bir şey üzerine çevirmek.

    bakış: bakmak işi veya biçimi.

    dikkat edilirse bu maddelerin her birinin tanımı bir diğerinin yardımıyla yapılmıştır. kuşkusuz bunların her biri cümle içinde değişik anlamlarda kullanılabilir. ama sözlük anlamları aynı olduğu ve bak- fiilinin mastar biçimleri olduğu için bunları ayrı maddeler saymak ve sözcük sayısına katmak ancak tdk'nın yapabileceği bir iştir. bundan yola çıkarak tdk'nın türkçe sözlüğünde yer alan fiillerin sayısını tespit edip sayısal olarak üçte ikisini çıkarmamız gerekecek.

    sözlükte, türkçe sözcük olarak gösterilen ve yukarıdaki kuralların dışında kalan ama ancak etimologların tespit edebileceği birçok yabancı kökenli sözcük de vardır. sözlüğe önsöz yazan ve kurumun sözlük kolunda yer alan prof. dr. hasan eren'in bizzat belirttiği yabancı kökenli şu sözcükler güzel bir örnek teşkil etmektedir: şölen (moğolca) , inci (çince), pirinç, çeltik, peynir, armut (farsça), soba (macarca), kapuska (rusça) vb.

    arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce vs. dillerdeki kelimeleride türkçeden çıkartırsak geriye pek birşey kalmıyor.

    başka kelimeleride inceleyelim

    günler:
    1- pazar: farsça,
    2- pazartesi: pazar-ertesi, farsça,
    3- salı: farsça,
    4- çarşamba: kürtçe,
    5- perşembe: kürtçe,
    6- cuma: arapça,
    7- cumartesi: arapça cuma-ertesi,
    8- hafta: yedi sayısı, irani dillerden.

    aylar ve zamanlar:
    1- ocak: oçak (ateş yakılan yer, ev yuva),
    2- şubat: aramice,
    3- mart: latince,
    4- nisan:aramice/ibranice,
    5- mayıs: latince,
    6- haziran: aramice,
    7- temmuz: sümerce/ibranice,
    8- agustos: latince,
    9- eylül:aramice,
    10- ekim: türkçe ekme tarlaların sürülüp ekildiği ay,
    11- kasım: arapça, eski takvimde sonbaharın ilk günü,
    12- aralık: türkçe'deki aralık sözünden geliyor. tartışılır.

    13- mevsim: arapça,
    14- sene: arapça,
    15- saat: arapça,
    16- sabah: arapça,
    17- şafak: arapça,
    18- takvim: arapça,
    19- dakika: arapça,
    20- devir: arapça,
    21- iklim: yunanca,
    22- bahar: kürtçe.

    günleri, ayları, mevsimleri, kısaca zaman birimleri olmayan dünyadaki tek dil = türkçe

    renkler:
    1- siyah: farsça,
    2- kahverengi: anlamı açık,
    3- gri: fransızca,
    4- kurşuni: kürtçe
    5- kırmızı: "kırmıs" arapça olabilir. böcek ismi,
    6- bordo: bordeaux; fransa'da bir şehir,
    7- turuncu: meyve renginden; turunc-u,
    8- pembe: farsça, kürtçe,
    9- yeşil: türkçe'deki "yas" (diri) sözcügünden geliyor.
    10- turkuaz: "turkuaz" taşının rengi: fransızca,
    11- mavi: arapça ,
    12- lacivert: farsça,
    13- yavruağzı: kuş yavrularının ağız rengi,
    14- menekçe: kürtçe; binevşî,
    15- mor: arapça,
    16- leylak: çiçek rengi; arapça,
    17- bej: fransızca,
    18- kara: diğer dillerde o kadar çok anlamı var, en iyisi hiç bulaşmamak,
    19- kaki: kürtçe,
    20- eflatun: arapça,
    21- sarı: irani dillerden,
    22- kestanerengi: yunanca; kastano.

    aile, fert, evlilik vb. alanla ilgili bazı yabancı kökenli kelimeler:
    amca: arapça,
    avrat: arapça,
    baba: farsça,
    bebek: arapça,
    çoban: kürtçe
    dadı: arapça,
    damat: farsça,
    dayı: arapça,
    düşman; kürtçe
    erkek: arapça,
    evlat: arapça,
    evlilik: arapça,
    fert: arapça,
    gerdek: farsça,
    hala: arapça,
    hamile: arapça,
    kız: kürtçe,
    nesil: arapça,
    peder: farsça,
    teyze: farsça,
    valide: arapça,
    --spoiler--

    --spoiler--
    şok edici farsça-kürtçe kelimeler:

    bari, çünkü, eğer, eyvah, gerçi, her, henüz, herkes, hiç, hemen, hep, kâh, ki, keşke, meğer, meğerki, naçizane, ne, peşin, parça, sade, ta, ya, tek.

    şok edici arapça kelimeler:

    acaba, ama, alaka, asıl, asla, aynen, amma, an, bazen, bazı, bizzat, cümle, daima, dahil, dair, defa, dikkat, ebediyen, ekseriyet, elbet, ezel, fakat, falan, filan, fazla, galiba, hakikaten, hakiki, hâlâ, hâlbuki, hâlen, harbi, hülasa, illa, isim, istisna, izah, kadar, kelime, kere, keza, külliyen, lakin, lütfen, mesela, misal, rağmen, şey, tabii, tamam, tesadüf, vallahi, ve, vesaire, yahu, yani, zaten,

    tüm dünyada, ve kelimesinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. ve arapça bir kelimedir.

    tüm dünyada, tüm giysi isimleri başka dillerden alınan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. tükçe kökenli giysi isimleri yoktur: atlet, külot, pantolon, fistan, entari, pardüso, ceket, şapka, çorap, mayo, bikini hepsi başka dillerinden alıntılardır.

    tüm dünyada, köy ve şehir kelimelerinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. türkçeye yerleşmiş olan bu her iki kelime de, farsça kelimelerdir. bunların türkçe karşılıkları yoktur. aynı zamanda, kasaba, kaza, nahiye, il, ilçe kelimleri de başka dillerden alıntılardır.

    türkçeye giren yabancı sözcükler iş alanlarıyla sıkı bir ilişki içindedir. bu iş alanları da çağlara göre değişmektedir.

    ekonomi, teknoloji, bilim, spor ve sanatla ile ilgili hemen hemen bütün kelimeler, avrupa dillerinden alıntıdır. sonu -syon, -siyon ile biten bütün kelimeler avrupa dillerinden alıntıdırlar: istasyon, enflasyon, organizasyon, develasyon, federasyon, fraksiyon, direksiyon.

    hukuki terimlerin hemen hemen hepsi arapçadan alıntıdır: adi, adil, hak, hukuk, hakim, mahkeme, dava, adalet, hapis, ceza, suç, bereat, tazminat, tescil, sicil, kayıt, evrak, itiraz, taciz, tecavüz, katil, katliam, mahküm, müvekkil, red, inkar, kabul, itiraf, yasa, kanun, madde, karar ve yüzlercesi.

    din ile ilgili bütün kelimeler arapçadır: allah, din, cennet, cehennem, günah, sevap, peygamber, melek, ayet, ilah, namaz, ibadet, cami, hutbe, sadaka, zekat, hadis, cenaze… ve yüzlercesi.

    sonu -iyet, -iye ile biten bütün kelimeler arapça'dan alıntıdırlar: cumhuriyet, hürriyet, cemiyet, niyet, ciddiyet, samimiyet, maliye, harbiye, terfiye, kurabiye.

    gemicilikle ilgili sözcükler genellikle ispanyolca italyanca'dan.

    elişleri (kuyumculuk gibi) alanında ermenice'den.

    balıkçılık, yemek-içmek, içki, tarım araçları genellikle rumca ve grekçe'den.

    yazın alanında farsça başattır. divan şiirinde geçen sözcüklerin ve kavramların hemen hepsi farsça’dır.

    türkçe ural-altay dil grubuna ait bir dildir. bu dil grubunda, başka kelimelerin önüne ve arkasına eklenerek, yeni kelimelerin oluşmasını sağlayan önek ve sonekler yoktur. (soneklerle burada kastedilen, fiillerin çekim ekleri, iyelik ekleri, olumsuzluk ekleri, isimlerin çoğul ve büküm ekleri değil.)
    bu dillerde yeni kelimeler üretmek, sadece mevcut kelimeleri birbirine bağlayarak mümkündür.

    türkçe'de önek kullanılmıyor çünkü türkçede ön ek yoktur, ama hepsi hint-avrupa dillerinden alıntı olan, çok sayıda sonek bulunmaktadır. ve bunlar, her birinin taşıdığı fonksiyon doğru düzgün bilinmeden, yerli yersiz, her türlü kullanılıyor:
    -der, -dar, -er, -ar, -e, -el, -al, -sel, -sal, -am, -av, -li, -lik, -cı, -cık, -ce, -çe, -gi, -geç, gar, -tay.

    tarihsel: tarih + sel
    tarih: arapça bir kelime.
    -sel, -sal: fransızca'dan alıntı, latince'ye ait sonekler.
    masacık: masa+cık
    masa: yunanca bir kelime.
    -cık: yunanca küçültme eki.
    haberdar : haber + dar
    haber : arapça bir kelime.
    kurul+tay, danış+tay, yargı+tay, sayıştay
    -tay: moğolca bir sonek.-tay eki ... olan anlamı verir.
    -dar : kürdçe'de bir sonek.
    dürme+dan+lık, su+dan+lık
    dan: farsça bir ek.
    parça: par+çe
    par: kürtçede bölüm/hisse demek.
    -ça /-çe eki kürtçe'de küçültme ekidir.
    türkçe: türk+çe
    küçük türkçe demek. bu ek bile saçma sapan bir anlamda kullanılmış.

    daha neler var neler.

    sonuç:

    türkçe denen dil; dünyanın en fakir, en toplama, en yapay ve en uyduruk dilidir.

    türkçe meğerse 4-5 bin kelimelikmiş. çoğu da tdk tarafından son 90 yılda türetilmiş (uydurulmuş). herşey çıkarıldıktan sonra geriye sadece 1500 kadar eski türkçe kelime kalıyor.

    türkçenin tarihi 1932'den başlar çünkü türk dili tetkik cemiyeti (türk dil kurumu) 1932'de kuruldu. türkçe, osmanlı döneminde hiçbir zaman resmi dil olmamıştır.

    dipnot: serdar evdirehman, ali karduxos ve özcan kaplan'a katkıları için teşekkürler.
    7 ...
  31. 18.
  32. 19.
  33. var olan gerçektir. kürt dili uydurmadır, sıkmadır, osuruk sesine anlam katıp bunun kabul görmesini istemek gibi bir şeydir.
    1 ...
  34. 20.
  35. kendine küfretse de rahatlasa... kürt diline kurban ol sen.
    3 ...
  36. 21.
  37. gökten zembille inen ,uydurma olmayan dil varmıdır?
    1 ...
  38. 22.
  39. babil kulesinin dönüp insanlarda patlamasının ardından ortaya binlerce dil çıkmıştır. *. "bana faşist denmesin" diye inleyenler bakıyorum da başkalarının en önemli varlıkları olan dillerini yok saymaya utanmıyorlar. gerçek, başlığın son sözcüğünün "gerçeği" olmasına bağlı değildir, bunu unutmayın.

    ha ayrıca bir dilin toplama olması o dili dillikten de çıkarmaz. ingilizce tamamen almanca ve latin dillerinden çakmadır. bu dilin farklı yerlerde farklı konuşulması da bir şey değiştirmez. amerikan ingilizcesi bize çok kolay gelirken, iskoçya'nın glaskow bölgesine ait lehçe, bu lehçedeki filmlerin amerika'da alt yazıyla izlenmesine sebep olacak kadar gariptir.
    0 ...
  40. 23.
  41. 24.
  42. öyle olmadığını ıspatlamak için türkçe'ye saldırılması gerektiğine inanılmaktadır. madem dillerden bahsediyoruz bu yapılana latincede argumentum ad hominem denmektedir. kürtçede de kelime aynıdır. ama güçlü olan kelimeye sahip olacak diye bir şey olmadığından bu kürtçe de olabilir.*
    çok yazmanın veya bir yerlerden kopyalayıp yapıştırmanın doğru söylemek anlamına gelmediği de bir gerçektir. en basitinden "köy" kelimesi bazı uzun yazılarda (yazar burada bu başlıktaki entrye atıf yapıyor) türkçe karşılığı olmayan bir kelime olarak verilmiştir. ama eski türkçe'de karşılığı oba ya da uluş kelimeleridir.
    0 ...
  43. 25.
  44. kürtçeyi kötülemek isteyen bazı eşhasın kendilerince dil alimi kesilip atış serbest modunda altına sıraya dizildiği desteksiz bir hakaret ifadesidir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük