kürt dili ve edebiyatı günleri

entry31 galeri4
    21.
  1. Huzurlarinizda iki Türkçe sevdalisini, ‘Türkçe’den baska dil kullanilmaya’ fermanini vererek Türkçe’ye çaglar astiran Karamanoglu Mehmed Bey’i ve ari-duru Türkçesiyle çaglari asarak gönüllerimizi fetheden Yunus Emre’yi rahmet, minnet ve sükranla aniyorum.
    Bilindigi gibi, dil, milletlerin hayat kaynagidir. Milletler, kültürlerini, medeniyetlerini dilleri üzerine insa eder ve sürdürürler. Kusaktan kusaga milli varliklarini dil ile aktarirlar. Bir baska ifadeyle, dil, toplumu kusatan ortak degerler yaratir ve toplumsal bütünlesmeyi saglar. Kisacasi, dil, milletlerin kalbi gibidir. O kalp durdugu zaman, milletlerde ortadan kalkar. Tarih, dilini kaybettigi için bugün varligini sürdüremeyen topluluklarla doludur. Öyle ki, Orta Asya’dan zaman zaman Bati’ya dogru akan bazi Türk topluluklari da zaman içerisinde dillerini kaybetmis, bundan dolayi da baska milletler arasinda eriyip, yok olmuslardir.
    Dilin, milletleri yasatan, büyüten en önemli unsurlardan biri oldugunu farkettigi içindir ki, Karamanoglu Mehmed Bey, kendi çagdaslarinin aksine günlük hayatin disinda, devlet hayatinda da bütün isleyisin Türk dili ile gerçeklestirilmesi fermanini vermistir.
    Yine bu topraklarda yasayan ve dünyaya insani konu alan en güzide siirleri ve sevgi felsefesini armagan ederek evrensellesen Yunus Emre’de tipki Karamanoglu Mehmet Bey’in sergiledigi hassasiyetledir ki, ari-duru bir Türkçe ile siirlerini dile getirmeyi yeglemistir.
    Dilin, nesilleri birbirine baglayan özelligi üzerine bizim tarihimizde, kültürümüzde ve edebiyatimizda daha pek çok örnek bulunmaktadir. Dede Korkut, hikayelerinde soy soylayip, boy boylarken, örf ve ananelerimizi ve milli hassasiyetlerimizi bize yüzyillardan beri ögretmeye, anlatmaya devam etmektedir. Haci Bektas-i Veli, Haci Bayram-i Veli divanlari manevi alemimizin derinliklerini bizlere göstermektedir. Kanuni Sultan Süleyman siirleriylede “muhtesem bir insanin” diline en hakim insan olmasi gerektigini, Sah Ismail Hatayi, Anadolu’nun hemen yani basinda bir baska Türk devletinin daha bulundugunu hatirlatmistir.
    Bu güzel Türkçe iledir ki, hâlâ Karacaoglan alir bizi Toroslar’a, Çukurova’ya götürür, Ömer Seyfettin dilin zevkine eristirir ve Mehmet Akif vatan sevgisinin ve istiklâl askinin bir faninin gönlünde nasil firtinalar kopardigini gösterir.
    Tarihin kaydettigi en eski milletlerden birisi olmamiza ve binlerce yildan beri dilimizi koruyarak bu günlere ulasmamiza ragmen, dilimiz zaman zaman baska dillerin, kültürlerin kusatmasi altinda yasamak zorunda kalmistir. Özellikle, Selçuklularin belli bir döneminde, günlük hayatta Türkçe egemen olmasina ragmen, yöneticiler ve aydinlar arasinda ne yazik ki, Arapça ve Farsça ragbet görmüstür. Osmanli’nin son dönemine rastlayan yenilesme sürecinde ise, aydinlar arasinda basta Fransizca olmak üzere, Bati dilerinin etkisinde bilim, sanat ve kültür dili arayislari gelismistir.
    Ancak, bu arayislarin karsisinda her zaman büyük bir milli duyarlilik olmus, her zaman güzel Türkçemizi büyük bir baglilikla seven, kullanan nesiller yetismistir. Bunlar arasindan, bilim, edebiyat, kültür, sanat dili olarak, güzel Türkçemizle insanliga gerçekten ‘evrensel ölçekte’ muazzam eserler sunan pek çok Türk sanatçisi ve kültür adami çikmistir.
    Dil, milletlerin hayatinda, milletlerin var olmaya devam edebilmesi için en önemli unsurlarin arasinda yer aldigi gibi, ayni zamanda da milletlerle birlikte yasayan, devamli gelisen ve ihtiyaçlara göre kendini yenileyen canli bir organizmadir. Bilindigi gibi, dil, insanoglunun ayni geçmisi, ayni kültürü ve kaderi paylastigi insanlarla iletisim kurabilmek için, duygu ve düsüncelerini ses yoluyla husule getirdigi ve Allah’in yeryüzündeki canlilar içinde yalniz insana bahsettigi bir özelliktir. Dilin, hizla gelisen iletisim ve ulasim teknolojisi ve hayatin her alaninda yasanilan dönüsüm karsisinda degismeden, kirilmadan veya etkilenmeden durmasini beklemek de elbette ki dogru degildir.
    Yalniz, burada birkaç husus üzerinde özellikle durmak geregini hissetmekteyim. Bunlardan ilki, küresellesme sürecinin yanlis bir sekilde algilanmasi ve egitimden günlük hayata kadar milli dilin disinda bir dilin ön plana çikarilmasidir. Ikinci Dünya Savasi sonrasinda Bati ile siyasi ve ekonomik iliskilerimizin geldigi konumdan kaynaklanan bir tercihle okullarda Türkçe disinda, dil ögretimi müfredatinda yer alan Ingilizce ne yazik ki, bugün ilkögretimden, yüksek ögrenime kadar bütün egitim hayatimizin temeli haline getirilmektedir. Birtakim çevrelerin ve milli duyarliktan yoksun, Türk dilinin güzelliklerinin, tadinin ve zenginliklerinin farkina varamamis kisilerin Türkçe’nin bilim dili olmadigi gibi bilim disi iddialarinin da ne yazik ki bu anlamda toplum üzerinde zararli etkileri bulunmaktadir. Aileler de, milli hassasiyetlerine ragmen çocuklarinin gelecegi açisindan bu gidisatin saglikli bir degerlendirmesini yapmakta güçlük çekmektedir.
    Birçok egitimcinin, aydinin bu egilimin sakincalarini büyük bir ciddiyet içerisinde ortaya koymasina ragmen de bu tutum uzun yillardan beri sürdürülmektedir.
    Oysa ki, kendi dilinin güzelliklerinin zevkine varamayan, zerafetini, inceliklerini kavrayamayan nesillerin içinde yasadiklari topluma karsi yabancilasacaklari, toplumun degerlerini anlama ve kavramada güçlük çekecekleri de ortadadir.
    Bizim, yabanci dil ögretimine karsi olmak gibi bir tavrimiz bulunmamakla birlikte, yabanci dille ögretimin bu türlü mahsurlarinin da dikkate alinmasi noktasindaki hassasiyetimiz bilinmektedir. Bu çerçevede, okullarimizda, egitim-ögretim dilinin Türkçe olmasi ve ders olarak Türkçe ögretimi konusunda daha duyarli, gerçekçi bir politikanin uygulanmaya konmasi konusunda çalismalarimiz da sürmektedir. Bugünkü meselemizin yabanci dil ögretiminden degil, yabanci dille egitimle kaynaklandigini görmek durumundayiz.
    Surasi açiktir ki, kendi diliyle egitim yapamayanlar bilimsel gelismeleri özümseyemezler ve çagin bilimini takip etmekte yetersiz kalirlar.
    Ikinci olarak üzerinde durmak istedigim nokta ise, bilhassa kitle iletisim araçlarinda Türk dilinin kullanilmasinda sergilenen özensiz ve duyarsiz tavirdir. Kitle iletisim araçlarinin dünyayi hizla global bir köye çevirme sürecinin baslamasiyla birlikte bir çok ülke, dilini koruma altina almak, yozlastirilmasini önlemek için içerisinde ciddi cezai yaptirimlar da bulunan bir dizi tedbir almak durumunda kalmistir. Gayet tabii olarak, bu hassasiyetlerin bir takim yaptirimlar dolayisiyla sergilenmesini beklemek, herseyden önce hem toplum olarak, hem de her bireyin tek tek sahip oldugu büyük bir zenginlik olan dile sahip çikma duyarliligi ile bagdasmamaktadir.
    Ayni zamanda toplumun medeniyet yolunda aldigi mesafelerde öncü bir sorumlulugu ve inkar edilemez etkinligi söz konusu olan medyanin yabanci sözcükler basta olmak üzere, dilin yanlis kullanimi ve argo gibi dil sapmalarina karsi daha bilinçli bir tavri kendiliginden gelistirmesi gerekmektedir.
    Gerek yabaci diller karsisinda Türkçe’ye karsi ve gerekse iletisim araçlari da dahil günlük hayatta dilimizi kullanma konusunda ortaya çikan duyarsizligin dogal bir uzantisi olarak, bilimde, sanatta, edebiyatta yasadigimiz yozlasma ve kisirlasma gibi sanayi ve ticaret alanlarinda da sikintilarla karsi karsiya bulunmaktayiz. Bunlarin en basinda marka ve imaj olusturma problemi gelmektedir. Günümüzde, igneden iplige her türlü üretimi gerçeklestiren, dis ticaret pazarini genisletme çabasi içerisinde büyük mesafeler kaydeden Türkiye’nin mahalle bakkalindan, en büyük üretim tesislerine varincaya kadar kendi dilinde isim ve markayi tercih etmeme egilimine girmesi gerçekten büyük üzüntü vericidir.
    Bu durum, tarihin en eski, köklü milletlerinden birisi olan ve derin dil acilari yasayan Türk milletine yarasir bir tavir degildir. Yabanci dillerden alinma ticarethane tabelalari, ürün markalari bir taraftan yabancilasmanin, diger taraftan yapilan iste kendine güvensizligin tezahürleri olarak algilanmalidir.
    Türk insaninin dinamizmini, gücünü ve azmini perçinleyen, daha da öne çikaran bir diger gerçek ise Türkçe’nin genis hakimiyet alanidir. Balkanlardan, Kafkaslar’a, Orta Asya’ya, Dogu Türkistan’a kadar çok büyük bir cografyada konusulan dilimizin bize kazandiracagi büyük imkanlari fark etmemiz ve ufkumuzu daha derin, daha genis tutmamiz gerekmektedir.
    Bir taraftan bilimde, sanatta, edebiyatta ortak bir dil olusturmak, öte yandan da Türk emeginin, aklinin ve kaynaklarinin ürünü olan sanayi ve ticarete konu mallarimizin dünyaya açilmasinda kendi markamizla varolabilmek temel hedefimiz olmalidir.
    Kendimize ait olan zenginligin farkinda olmadan, kendimizi çesitli gerekçelerle baska dillerin etkisine açik tutmak aslinda sahip olabilecegimiz çok büyük imkan ve zenginlikleri de reddetmemiz gibi bir anlama gelmektedir.
    Büyük Türk düsünürü Gaspirali Ismail Bey’in dedigi gibi, ‘dilde, fikirde, iste birlik’ içinde Türkiye’den Balkanlar’a, Kafkaslar’a, Orta Asya’ya uzanan genis bir cografyada Türkçe konusarak yeni bir isbirligi sahasini kurmak artik mümkün hale gelmistir.
    Bu günü anlamli kilan, çaglar boyu bizi yasatan dilimize saygi ve sevgide en önde olan ve çaglar boyu milletimizin hafizalarinda hep canli kalan Karamanoglu Mehmed Bey’e, Yunus Emre’ye ve dahi onlarla ayni yolda yürüyenlere selam olsun diyorum.
    1 ...
  2. 20.
  3. katılımcılara hatıra olarak "kıyrak taşı" dağıtılacağı ifade edilmiş gündür.
    0 ...
  4. 19.
  5. neden hiç kimse bu günlerde nelerden bahsedildiğinden ve nelerin tanıtıldığından bahsetmiyor sorusunu sormuyor u akla getiren günlerdir. yeter artık. kürtçenin bir dil olup olmadığını tartışmaya gerek yok. kürtçe bilen arkadaşların bu soru hakkında bizleri aydınlatması daha mantıklıdır. hem kendi konuştukları dilde verilen eserleri tanıtmış olurlar ve hemde savundukları, ülkemizin kültürel bir zenginliğinin göstergesi olan bu dilin tanıtılmasını sağlarlar.
    1 ...
  6. 18.
  7. kafaları kuma gömülülerin hala aramızda olduklarını gösteren günlerdir. lan hala utanmadan kürtçe dil değildir deyip duruyorsunuz? dil değilse nedir amına koyim? bunca insan ne konuşuyor? dil değilmiş. siktir git ya.
    3 ...
  8. 17.
  9. Kendini ezik hissedipte birşryleri ispatlamaya çalışanların zırvası.
    kardeşim türkçe neyimize yetmiyor tatmin olamıyormuyuz.
    0 ...
  10. 16.
  11. şecaat arz ederken merd-i kipti sirkatin söyler.

    bazı sözlük yazarları diyorlar ki; kürtçe dil değildir farscadan türemiştir farsca üzerine inşaa edilmiştir. diyelim ki haklılar ve kürtçe bir dil değil. kürtçe esasında farsca ise ve bu ülkede bu kadar insan farsca konuşuyor ise dünyanın tanıdığı bir dil olan farsca konuşan insanlara bu kadar saldırganlık niye o halde. adam farsca konuşuyor işte, sana burda ne batıyor kardeşim demezler mi? madem farsca trt farsca yayın yapan bir kanal açsın. biz kürtlerde izleyelim.

    güneş balçıkla sıvanmıyor,mızrak çuvala sığmıyor, güneş-dil teorisi artık tutmuyor, inkar politikalarını ne türkler ne kürtler artık yutmuyor canım kardeşim. uyan.
    2 ...
  12. 15.
  13. Demokratikleşme ve ülke bütünlüğümüz açısından sevindiren etkinlik. Yalnız örgüt prorogandasına dönüşmesine kesinlikle izin verilmemeli , o zaman haberler de ''provoke ettiler'' , ''tahrik ettiler'' tarzı ayrımcı haberler görmeyelim. hep beraber bu sorunun çözümüne katkıda bulunmamız gerekiyor , bu etkinlik bu açında da önem taşıyor. destekliyoruz...
    3 ...
  14. 14.
  15. 13.
  16. vatanı bölmeyecektir ama bölmek için atılan adımlardan biridir. ayrıca vatan sıçınca bölünmez vatan bölünürse sıçarsın.
    3 ...
  17. 12.
  18. nasıl olup ta vatanı böleceğini merak ettiğim konferans.

    ulan arkadaş ne vatanmış yahu. sıçsam bölünecek.
    4 ...
  19. 11.
  20. içeriğini bir kenara bırakarak bu sözlükte sabahtan akşama kadar "biz kürtleri dışlamıyoruz, onlara kardeşimiz diyoruz, onlar bu ülkenin vatandaşları, biz ırkçılık yapmıyoruz" diye ağlayan milliyetçilerin neredeyse tamamı "kürtçe diye bir dil mi var lan", "anlamsız edebiyat günleri", "gereksiz" vb. yorumlar yazmış. Bu süper zeki, hayatları, "aha birazdan ülke bölünecek" psikolojisi ile geçmiş bu vatandaşlara sormak gerekiyor; etnik kimliğini, şivesini, yaşamlarını, dillerini yok saydığın, aşağılamaya çalıştığın, hatta küfür ettiğin bu halktan ne bekliyorsun diye?
    2 ...
  21. 10.
  22. bakın bazıları demiş ya "türkçe'de de bir sürü yabancı kelime var" diye. alın size bir yazı eğer okursanız görürsünüz. ne kadar kelime türkçe ne kadarı değil. bu arada türkçe bir rumuza sahip olmam da dikkatinizi çekmiştir.

    Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlüğünde 111 bin 27 kelime bulunuyor. Bunun 14 bin 1981'i yabancı kökenli. Şimdi yeni bir tartışma yaşanıyor. Bazıları, yabancı kelimelerin temizlenmesini önererek, Öztürkçe'yi savunuyor. Bazıları ise buna karşı çıkıyor. Türkçe'de yabancı kelimelerin yer almasının doğal olduğunu dile getiren edebiyatçı ve şair Yavuz Bülent Bakiler, Türkçe aşığı Nihat Sami Banarlı, imparatorluk kuran milletlerin, başka millerden kelimeler alması ve vermesinin doğal olduğunu, saf bir dil bulunmadığını söylüyor; dedi.

    PEYGAMBER KELiMESi ATILAMAZ

    Yabancı milletlerden aldığımız kelimeleri Türkçeleştirdiğimizi anlatan Bakiler şunları söyledi: Bir kelime, dağdaki çobandan Çankaya'daki Cumhurbaşkanı'na kadar herkes tarafından biliniyor ve kullanılıyorsa onu dilimizden atamayız. Efendi kelimesini herkes kullanır. Yunanca'dan girdi. Türkçe'den çıkaramazsınız. Peygamber kelimesi de Farsça'dan gelmiş. Atamazsınız.

    MiLLETE HAiNLiK

    Türkçe'deki zenginliği savunduğu için bazıları tarafından eleştirildiğini ve kendisine "Arapçı" denildiğini aktaran Bakiler, "Ben Yunanca'dan dilimize giren kiraz, anahtar, kilit, kundura, limon kelimelerinin de kalmasını savunuyorum. O zaman Yunancı mı oluyorum" diye konuştu. Bakiler şöyle devam etti: Öztürkçe çıkmaz bir sokaktır. Bilgi Yayınevi Öztürkçe bir sözlük yayımladı. 3 bin 175 kelime var. Bu kadar kelimeyle bir dil nasıl güçlü olabilir. Yabancı kökenli kelimelerin reddedilmesi, millete yapılan bir hainliktir. Türkçe'de 15 binden daha fazla yabancı kelime olduğuna inanan yazar Hakkı Devrim de, dildeki zenginliği savunan bir diğer isim. Bizim dilimizde çok fazla yabancı dil var lafına itibar etmiyorum diyen Devrim, bulunduğumuz coğrafyada yüzlerce uygarlıkla ilişki kurduğumuzu ve Türkçe'nin dünyanın bir ucundaki ülkelerin dilleri gibi olmasının mümkün olamayacağını belirtti.

    Almanca 98
    Korece 1
    Arapça 6467
    Latince 78
    Arnavutça 1
    Macarca 9
    Bulgarca 19
    Moğolca 4
    Ermenice 24
    Norveç 2
    Farsça 1359
    Portekizce 3
    Fince 2
    Rumca 400
    Fransızca 5253
    Rusça 44
    ibranice 7
    Slavca 24
    ingilizce 485
    Soğdca 24
    ispanyolca 33
    Yunanca 48
    italyanca 89
    Japonca 9

    Toplam 14 bin

    Hangi kelime hangi dilden?

    ARAPÇA: Cumhuriyet, halk, devlet, hukuk, hürriyet, adalet, milliyet, vatan, şehit, akıl, aile, ahlak

    FRANSIZCA: Laik, sos­yal, çevik, bürokrasi, televiz­yon, radyo, terör, abajur. *

    FARSÇA: Zengin, aferin, bahçe, bülbül, can, canan, abdest.

    iTALYANCA: Politika, ga­zete, alaturka, banka, çapa, çimento, fabrika.

    iNGiLiZCE: Bot, cips, fut­bol, hostes, e-mail, kariyer, lo­bi, linç.

    RUMCA: Avlu, bezelye, domates, fener, zoka, çerez.

    ALMANCA: Dekan, filinta, kuruş, otopark, şalter, vokal, panzer.

    KORECE: Tekvando.

    ARNAVUTÇA: Plaçka

    özet geç piç diyenler için: bir dilin başka dillerden etkilenmesi tabiidir. fakat türkçe "bazı" diller gibi doğrudan başka dillerin üzerine kurulmamıştır.
    3 ...
  23. 9.
  24. kürt dili yoktur saçmalıklarıyla büyüyen zavallıları rahatsız eden konferans. kendi fikirleri olmadığı için ne idüğü belirsiz alıntılarla kürt diline bok atmaya çalışan ezik faşikler tabii ki rahatsız olacak.
    1 ...
  25. 8.
  26. dünya üzerinde kürtçe diye bir dil yoktur.

    KOMiNiST KÜRTÇÜLERiN MÜTEMADiYEN, "KÜRT" DiYEREK; TÜRK MiLLETiDEN KOPARMAYA ÇALIŞTIKLARI, DOĞULU KARDEŞLERiMiZ, ORTA ASYA'DAN GELME ÖZ ve ÖZ OĞUZ TÜRKLERiNDENDiRLER.. KÜRTLER; KURMANÇ ve ZAZA OLARAK iKi KISMA AYRILIRLAR! ZAZALAR KÜRT OLDUKLARINI KABUL ETMEZLER.

    KÜRTLERiN, TÜRK OLDUKLARINI iSPATLAYAN EN ÖNEMLi UNSUR DiL MESELESiDiR! BiR MiLLETiN "MiLLET" OLARAK KABUL EDiLMESi iÇiN, GEREKEN UNSURLARDAN BiR TANESi DE, DiL BiRLiĞiDiR!

    DÜNYA ÜZERiNDE "KÜRTÇE" OLARAK KABUL EDiLEBiLECEK MÜSTAKiL BiR DiL YOKTUR!

    NiTEKiM; PETERSBURG AKADEMiSiNiN YAYINLADIĞI KÜRTÇE-RUSÇA-ALMANCA LÜGAT KiTABINDA, KÜRT DiLi ÇEŞiTLi TESiRLER ALTINDA KALMIŞ BiR KELiMELER KARIŞIMI OLARAK KABUL EDiLMiŞ ve BUNA AiT BiR iSTATiSTiK VERiLMiŞTiR!

    BU iSTATiSTiĞE GÖRE; KÜRTÇE ŞU KELiMELERDEN MEYDANA GELMiŞTiR;

    3080 Kelime Türkçe ve eski Türkmence'den,
    2000 Kelime yeni Arapçadan (Türkçe'de de kullanılıyor)
    1240 Kelime Zend Lisanından,
    1030 Kelime Yeni Farsça'dan,
    370 Kelime Eski Pehlevice'den,
    300 Kelime Yeni Türkçe'den,
    220 Kelime Ermenice'den,
    108 Kelime Geldanice'den,
    80 Kelime ise menşei bulunmayan.
    TOPLAM 8428 KELiME
    "AHLAT KiTABELERiNiN YAZARINA GÖRE DE; PEHLEVi, ZENT ve ESKi FARSÇA'DAN BAHiS YOKTUR."

    HART iSiMLi iNGiLiZ BiLGiNiNE GÖRE, iSLAMiYETTEN ÖNCE KÜRTÇÜLÜĞE AiT BiR BiLGi OLMAYIP, SONRAKi BiLGiLER iSE TÜRK iDARESiNDEN BAŞKA BiR ŞEY DEĞiLDiR.

    SiYASi ve iDEOLOJiK AMAÇLARLA; "KÜRT" ADI VE MiLLiYETi ALTINDA BiRLEŞTiRiLMEK iSTENEN KABiLELER, ASLINDA DÖRT BÜYÜK KOLA AYRILMAKTADIR. BU KOLLAR; KURMANÇ'LAR, LÛR'LAR, KALHUR'LAR ve GÜRAN'LAR; BU DÖRT KABiLENiN ZÜMRESi DE BiRBiRiNiN KONUŞTUĞUNU ANLAMAMAKTA ve DÖRT AYRI DiL KONUŞMAKTADIR! UYUMA TÜRK! SON YILLARDA ÇIKARILAN SÖZDE KÜRTÇE YAYIN ORGANLARIYLA(KÜRTÇE GAZETELER ve SES KASETLERi) BU DÖRT DiLi BiRLEŞTiRMEYE ÇALIŞIYORLAR.......

    alıntıdır...

    umarım yeterli cevap olmuştur. vatan bölünmez ve bölünmeyecekten kasıt faşistlik değildir sadece bazı kürt faşistleri yüzündendir yoksa kürt kardeşlerimizle hiçbir sorun yoktur. ama sorun çıkarmak isteyenlerde çıkarabilir gerekli tepkiyi ve cevabı da alırlar.
    3 ...
  27. 7.
  28. katılanlara bakılırsa bir hayli güzel geçecek etkinliktir. özellikle yakınen tanıdığım dostlarım selim temo ve yılmaz özdil olayın ayrı renkleridir. özellikle sayın özdil'in çektiği kürtçe akademik belgeseller oldukça önemli kaynaklar.
    0 ...
  29. 6.
  30. kürt'e ait olandan mesnetsiz nefret edenlere batan günlerdir.
    3 ...
  31. 5.
  32. altı üstü bir üniversitede dil etkinliği yapıldı diye faşistleimiz vatan bölünmez naraları attığı etkinlik olmuştur.böyle bir dil ve edebiyat yoktur diyenler bunu hangi kaynağa dayanarak sölediklerini bana özelden mesaj atarlarsa çok sevinirim.alpaslan türkesin vidyolarını izleyip burada bir dile hakaret edenlerse,bırakınız cahilliklerinde boğulsunlar.yaşasın bütün halk dilleri!
    2 ...
  33. 4.
  34. böyle bir dil ve edebiyat yoktur böyle bi resmi dilde yoktur dünyada ve bir dilin edebiyatı olması için çok çok uzun yıllara dayanması gereklidir bir grameri olması gereklidir ve başka dillerden alıntı kelimeler dışında tamamen kendine özgü yanı nevi şahsına münasır bir dil olması gereklidir. istenildiği kadar kıç yırtmaya çalışan olabilir eninde sonunda bu saçma şeyleri destekleyenler hakettiklerini bulacaklardır bundan şüphe yoktur ve olmayacaktır. bu vatan bölünmeyecek ne yapmaya çalışılırsa çalışılsın.
    bedüt:eksileyin arkadaşlar eksileyin de serinleyelim. bölmeye çalışmanın ilk başlangıçları bunlar destek veren herkesi yürekten alkışlıyorum bu etkinlikleri ve diğer bu tarz şeyleri. faşist değilim türküm ayrıca bir çok kürt arkadaşım var hiçbiri bu tarz şeylere girmiyor.
    3 ...
  35. 3.
  36. katılanların listesi aşağıdaki gibidir.

    1- Yrd. Doç. Dr. Selim Temo Ergül - Mardin Artuklu Ünv. Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı başkanı, şair ve yazar.
    2- Yrd. Doç. Hashem Ahmadzadeh- Exeter Ünv.
    3- Yrd. Doç. Dr. ibrahim Seydo Aydoğan- INALCO Ünv. Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Milli Enstitüsü
    4- Sami Tan istanbul Kürt Enstitüsü Başkanı, dilbilimci
    5- Süleyman Çevik- Nûbihar Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
    6- Prof. Dr. Kadri Yıldırım- Mardin Artuklu Ünv. Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü
    7- Yrd. Doç. Dr. Farhad Shakely- UPSALA Ünv.
    8- Ergin Opengin- Sorbonne Ünv. Doctorant
    9- Prof. Dr. Celîlê Celîl- Viyana Kürt Araştırma Akademisi Başkanı
    10- Ehmed Huseynî- Şair
    11- Letif Helmet- Şair/Yazar
    12- Reşo Zilan- Paris Kürt Enstitüsü Kurmancî Grubu Başkanı
    13- Yrd. Doç. Dr. Ferhad Pirbal- Hewlêr Güzel Sanatlar Koleji
    14- Yrd. Doç. Dr. Halkawt Hakeem- INALCO Ünv. Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Milli Enstitüsü Kürt Dili Bölümü Başkanı
    15- Mueyyed Teyîb- Irak Meclisi Parlementeri, şair, yazar, yayıncı
    16- Eskerê Boyîk- Araştırmacı /Yazar
    17- Yrd. Doç. Bavê Naze- Duhok Ünv. Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi, romancı
    18 - Roşan Lezgin- Yazar, çevirmen
    19- Yılmaz Özdil- Sorbonne Ünv., doctorant, sinemacı
    20- Yrd. Doç. Dr. Behroz Şucaî(Shucai) - Duhok Ünv. öğretim üyesi
    21- Ahmet Aras - Araştırmacı, yazar
    22- M. Xalid Sadinî- Araştırmacı, yazar
    23- Abdulla Peşêw- Şair
    24- Husên Arif-Yazar/Araştırmacı
    25- Yrd. Doç.Christine Allison-Exeter Ünv.
    26- Yrd. Doç. Tahir Yaşar-Hakkari Üniversitesi / Hakkari Meslek Yüksekokulu Müdürü
    1 ...
  37. 2.
  38. --spoiler--
    "olmayan bir dilin etkinliğidir" diyenlerin, resmi tarih kitapları ve ders kitapları dışında bi sikim bir şey okuduğunu sanmıyorum.
    kürtçe'nin olmayan bir dil olduğu savını ise tek destekleyebildikleri argüman, başka başka dillerden türemiş bir dil olması. pek bu "kürtçe diye bir dil yoktur" demeye yeterli mi? o halde aynı mantıkla türkçe'nin kolları kabul edilen bir sürü lehçeyi de dil olarak kabul etmeyelim? mesela "azerice bir dil değildir" diyebiliyor muyuz. diyemiyoruz.

    neyse ki, milyar kişi bir araya gelip "kürtçe diye bir dil yokrerörerö" dese de, bu kürt dilinin var olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.

    kendi dilini konuşup yazmaktan aciz bünyelerin bu söylemi dile getiriyor olması ise ayrı bir gariplik.
    --spoiler--
    azerice ile karşılaştırılamayacak olan dilin günleridir. azerbaycan diye bir hükümet var ve o hükümetinde dili var. kürtçe ile bu dili bir tutmak kürt vatandaşlarımızın ne kadar hayalperest olduklarını gösteriyor zaten. kürtçe diye bir dil var evet ama resmi bir dil değildir ve azerice ile bir tutulamayacak niteliktedir.
    3 ...
  39. 1.
  40. Kürt vatandaşlarımızın daha rahat hayat sürmesi ve kendilerini gerçekten ülkelerinde gibi hissetmeleri için 2-3 üniversiteye bu bölümün açılması taraftarıyım.
    1 ...
  41. 32.
  42. "olmayan bir dilin etkinliğidir" diyenlerin, resmi tarih kitapları ve ders kitapları dışında bi sikim bir şey okuduğunu sanmıyorum. kürtçe'nin olmayan bir dil olduğu savını ise tek destekleyebildikleri argüman, başka başka dillerden türemiş bir dil olması. pek bu "kürtçe diye bir dil yoktur" demeye yeterli mi? o halde aynı mantıkla türkçe'nin kolları kabul edilen bir sürü lehçeyi de dil olarak kabul etmeyelim? mesela "azerice bir dil değildir" diyebiliyor muyuz. diyemiyoruz.

    neyse ki, milyar kişi bir araya gelip "kürtçe diye bir dil yokrerörerö" dese de, bu kürt dilinin var olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.

    kendi dilini konuşup yazmaktan aciz bünyelerin bu söylemi dile getiriyor olması ise ayrı bir gariplik.
    4 ...
  43. 32.
  44. nickim türkçe olduğu için, daşşağın alasını geçebileceğim kandırılmışlıktır.

    günden özet görüntüler;

    evet sayın seyirciler arkamızda bir grup kürt var ve ateşin üzerinde atlayıp sevinç çığlıkları atıyorlar. taaa uzak üniversitelerden gelen edebiyatçıların onlara kürt dilini öğrettikleri için çok memnun gözüküyorlar. bir kaç tanesinin yanına yaklaşıp konuşmaya çalışıcam.

    +merhaba, ne düşünüyorsunuz bu gün hakkında ?
    -lilililil çoh mutluyk lililii lululululu.
    +peki, bu mutluluğunuzun sebebi nedir??
    -sonunda dilimi edebiyatımı öğrencekmişim lililililil vara vara halaya lililili.
    +ali kırca, söz sende.
    5 ...
  45. 32.
  46. nicki türkçe bile olmayanların dalga geçmeye çalıştığı dil şenlikleri.
    siz şimdi "choq, yha, bhen" falan da diyorsunuzdur.
    adamların konuştukları anlaştıkları bir dilleri var, sahi sizin neyiniz var?
    6 ...
  47. 32.
  48. atatürkün ismini taşıyan merkezde gerçekleşen günlermiş. atatürk bilseydi ne düşünürdü acaba...

    bu bağlamda bir fıkra anlatmalıyım...

    kürt vatandaşlarımızdan birisi bir türkü tutturur. atar elini kulağına

    "leleleleleleleleleleleleleleleeee"

    yanındaki arkadaşı:" yahu yeter başımız beynimiz gitti."

    kürt vatadanşımız:" weyyyyy...daha bunu lolo siii varrr." *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük