'aman o kutu kapalı kalsın.' diye arzu etmektedir insan. kapalı olan sadece kutu değil tabi. oturumunun bile kapalı mı açık mı olması hala tartışmada üstelik. kürt açılımının kime ne yara getireceği konusunda da endişelerim var. birçok türkün 'daha önceden kürtleri severdim ama artık onlardan nefret ediyorum.' diyen çok insanla konuştum. eminim kürtler içinde de türkler adına bunu söyleyenler olmuştur. yani daha kutu açılmadan zarar vermeye başladı.
hem böyle bir açılıma ne gerek var? madem ki bir kürtle bir türk aynı sıralarda oturabiliyor, aynı kurumda çalışabiliyor hatta aynı yastığa baş koyabiliyor. demek ki dert eşitlik değil aykırılık. hele köy isimlerimizi değiştirdiler demiyorlar mı ifrit oluyorum. ben de bir türk köylüsüyüm ve benim de köyümün ismi de değişti. hiç isyan etmek, soluğu sokaklarda almak diye bir düşüncem olmadı hiç. yani bu kürt kesimi istediğin kadar açılım yap ya da taviz ver onlar doymayacak ve hep daha fazlasını isteyecek.çünkü bu onların kanında var.
acun'un kutusundan bile daha kapalı olmasıdır. rte'nin mührü söküp elinin tersiyle mum kalıntılarını temizleyip 10 dan geriye sayması merakla beklenmektedir ama yok öyle bir makat.
kürt açılımının tüm ayrıntılarıyla bilinmemesi durumdur. hoş bilinse bu açılım karşıtları fikirlerini değiştirebilirler mi ? tabii ki, hayır. malum sabit fikirli olduklarından, bırakın açılımı kürt kelimesini duyunca rahatsız olduklarından fikirlerinin değişmesi imkansızdır.
