bugün

Sabahattin Ali'ye ait çok etkileyici bir hikayedir. okuyunuz.

--spoiler--
Hayır, hayır, hiç de öyle olmaz. Bakın, gördünüz mü? Siz (le bütün diğer erkekler gibi, her şeyi kabul eder görünerek her seyi kabul ettirmek yolunu tutuyorsunuz. Yok dostum! Böyle yatıştırıcı laflarla meseleler halledilmiş olmaz. Düşününüz ki, bu mevzu üzerinde kendime karşı olsun, başkalarına karşı olsun, daima açık ve riyasız hükümler vermeye çalıştığım halde bir neticeye varamadım. insan, bilhassa kadın ve erkek münasebetleri o kadar karmakarışık ve arzularımız, hislerimiz o kadar anlaşılmaz ve bulanık ki, hiç kimse ne yaptığını bilmiyor ve akıntıya kapılıp gidiyor. Ben bunu istemiyorum. Beni yüzde yüz doyurmayan, bana tam manasıyla şeyleri yapmak, beni kendi gözlerimde küçültüyor... Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu... Neden? Niçin dâima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız?.. Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima isyan ettim, bunu asla kabul edemedim. Niçin böyleyim, niçin diğer kadınların farkına bile varmadıkları bir nokta bana bu kadar ehemmiyetli görünüyor? Bunun üzerinde çok düşündüm. Acaba bende anormal bir taraf mı var, dedim.
--spoiler--
Çok güzel kitaptır başyapıttır. Bu kitap için yapılan şarkıyla hafızalardan silinemeyecek bir kitap haline gelmiştir. http://www.youtube.com/watch?v=K-JNkScPaZI
şuanda okuduğum kitaptır. fazlasıyla olumlu yorum alsada başları pek sıkıcı. bakalım kitap bittiğinde nasıl bi edit yapacam.

edit: pek beğenmedim, söylendiği kadar iyi değil kanımca.
baslarında sıkılacagınız ancak kitabın son sayfasını kapatırken icinizin burkulacagı bir sebahattin ali romanıdır. cok basarılı bir ask kitabı olup huzunlendirmeyi basarır, ustunuzde iz birakır.
yetmişinci yılı yky tarafından 18x23 sert kapak özel bir baskıyla kutlanan sabahattin ali romanı.
benim için zorla okutulan kitaptan öteye gidememiştir. üniversite birinci sınıfta türk dili dersinde zorla okutulmuş sınav yapılmış kitaptır.*
güzel ve akıcı bir kitap. lakin son zamanlarda boku çıkarılıyor. diğerleri için (bkz: tutunamayanlar) (bkz: aylak adam).
candır. aşktır. her şeydir. kesinlikle ve kesinlikle okunması gereken en güzel romanlardan biridir. gücüm olsa kürk mantolu madonnayı okumayan kişi kalmayacak diye bir kanun çıkartırdım.
Sabahattin Ali'nin mutlaka okunması gereken ve mükemmel kurgulanmış romanıdır. biraz eski sözcük içerir ancak okurken çok da problem yaratmaz. aksine size bir şeyler katar.
aşık olduğum, güzel insan, sıcacık... maria puder...
Ölmeden önce okunması gereken kitaplardandır. Tek solukta heyecan ile okyabileceğiniz ve bağımlısı olup tavsiye edeceğiniz bir kitaptır.
eski sevgilimin önerisiyle okuduğum kitap. okuduktan sonra aslında beni çok sevdiğini düşünmüştüm yanılmışım...
kitabın sonunda meydana gelen olaylar sebebiyle ana avrat küfür ettiren kitaptır.

ayrıca bi arkadaştan ödünç alıp okuduğum ve arkadaşın istemesine rağmen hala götürmediğim kitaptır. ben kitaptaki karıyı kalayladım arkadaş da beni kalaylıyo kesin. *
”Seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir sonu olmamasını ne kadar isterdim. Beni asıl, bu ümidin boşa çıkması üzüyor… Bundan sonra kendimizi aldatmaya lüzum yok… Artık eskisi gibi apaçık konuşamayız… Bunları ne diye, neyin uğruna feda ettik? Hiç!…

Her şey bitti mi? Zannetmem.
…
Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım. Ta birbirimizi tekrar görme ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar…

Belki tekrar dost olur ve bu sefer daha akıllı davranırız. Birbirimizden, verebileceğimizden fazla şeyler beklemeyiz ve istemeyiz… Haydi artık git… O kadar yalnız kalmak istiyorum ki…”

söylenecek söz yok!
(bkz: kürt mantolu madonna)

(bkz: yaran yanlış okumalar)
sabahattin ali'nin tek güzel kitabıdır.
(bkz: bir vurmuş pir vurmuş)
insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.
son sayfasını okuduğum anda deprem olmuştu.sarılıp yatılası kitaptır.
çok okumak isteyip de bir türlü okuyamadığım kitap.
korku- gerilimden u dönüşü yaparak okuduğum kitap. iyi ki de okumuşum. inançsızlığın verdiği umutla sürdürülen bir aşk ama umutsuzca. akıp giden bir roman.
Utanarak mı söylemeli, bilmiyorum. Şu koca şehirde aradığım kitaba karşı kurulan bir örgüt olduğunu sanıyorum. Zira, ne zaman bir kitabı hayvan gibi istesem o kitap bitmiş olur, hiç gelmemiş olur, bir kaç haftaya gelecek olur. Bir şeyler olur, ama kitap olmaz. Sen de onlar arasındasın madonna. Buluşur muyuz, e umarım.
yarın ölme ihtimalimiz olduğu bir gerçektir. Hatta 1 saat içinde dahası bu yazıyı okurken bile ölebilirsiniz. insan için hayatın bu kadar kısa olduğunu bildiğimiz halde kürk mantolu madonna yı okumamış ve hala kendimizde bir eksiklik hissetmiyorsak pişmanlık hissedeceğiz demektir. Aşık olduğunuz kişinin gözlerinin içine doya doya bakmasaydınız veya elini tutmasaydınız dahası onu öpmeseydiniz emin olun daha az pişman olurdunuz.
okuduktan sonra o muayyen haddeyi aşmaktan korkutan kitap.

--spoiler--

Demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyor ve ondan sonra,daha fazla sokulmak için atılan her adım daha fazla uzaklaştırıyor…

--spoiler--
defalarca okuduğum kitaptır. ne zaman ümitsizliğe,umutsuzluğa kapılsam açar okurum. kafamda kurduğum sokakları,maria puderi gördüğü ilk yeri aklımda defalarca kurgularım. geçen gün sevdiğim sevebileceğim bir kadına emrah serbes'in üç kitabıyla birlikte verdim okusun bir şeyler öğrene bilsin diye. onun bir sevdiğinin olduğunu biliyordum ama kitabı anlarsa beni seçer eğer anlamıyorsa onun olsun demek geçiyor içimden * birkaç hafta sonra birlikte rakı içeceğiz onun sözünü aldım bakalım kitap onu değiştirmiş mi yoksa hala uçarı kadını mı oynayacak çok merak ediyorum.
Büyük umutlarla okuduğum kitap. Lise yılları, millette bi dedikodu var ki sorma gitsin. Neymiş kürk mantolu madonna kitabını okuyan erkeklere kızlar teklif ediyormuş. Ulan insan düşünüyor, acaba benim mi çevrem bozuk yoksa harbiden bu kitabı okuyan erkeklere kızlar veriyor mu falan. Neyse aldım kitabı elime; kahve dünyası, kahve ateşi, kahve diyarı, bar, cafe, kütüphane, okul, dershane, işlek cadde... Her yerde tuttum bu kitabı elimde. Baş parmağım kalınlıktaki kitabı bir ayda bitirdim. Ama bir hatun da gelip donunu indirmedi. Onu da geçtim, hiç ne okuyorsun diye soran da olmadı. Gerçi kitabı milletin gözüne sokarcasına okuyodum ya.

Velhasıl kelam, bu kitabı okuyan erkeklere kızlar teklif etmiyor sayın liseliler, alın kitabı bi gecede bitirin.