dünya yı kutupsuzlaştıran ama bu kutupsuzluk içinde sömüren ve sömürülen diye iki kümeye ayıran sistemdir. daha basit anlamıyla; dünyanın bir ucunda bir çocuğun converse ayakkabısında bulunan che guera resmi ve bu resmi üretmek için günde 16 saat 1 dolara çalışmak zorunda kalan dünyanın başka bir ucunda yaşayan diğer bir çocuğu yaratan sistemdir.
starbucks'ta yediğiniz cheesecakein amerikadan, üzerinde kale resmi olan ve ankara yazan kupaların çinden geliyor olmasıdır. cheesecake yazdım çünkü mecburum, kelimenin türkçesi veya yazılışın dile uyarlanmış hali yok. gelen şey ise bir kektir cadillac değil. ayrıca starbucks gibi bir markanın çin malı satıyor olması, çinde kupalara ankara kalesi, ankara ve starbucks yazılması da olaya tuz biberdir.
Tüm dünya üzerinde ortak ekonomik sistemi ve ortak sosyo-kültürel anlayışı empoze etmeye çalışan kapitalist ve emperyalist sistemin uzantısıdır. Nitekim dünya üzerinde en koyu küreselleşme karşıtının bile bir yerde mutlaka elini küreselleşmeye bulaştıracağı kaçınılmaz bir gerçektir.
günümüzde küreselleşme planlı olarak yapılan bir eylem olmaktan çıkmış, kendiliğinden gelişen bir süreç haline gelmiştir. elbetteki, gelişen bilgi teknolojilerinin, internetin, dünya piyasasına hükmeden dev küresel şirketlerin bunda payı büyüktür.
küreselleşmenin önünde duran en büyük engel ulusal devlet anlayışıdır. ancak günümüzde ulusal duvarlar internet aracılığıyla bir bir yıkılıyor. küreselleşme toplumlara daha bireysel bir anlayış getirerek insanları yalnızlaştırmaya sürüklüyor.
sıkıcı lan. nepalde de coca cola trabzonda da cola küreselleşme budur. afrikada da coca kola, anasını satalım iskandinav ülkelerinde de var. peruda da. her yer coca cola.
ergenekonu masaya yatırıp, dikkatlice incelediğinde görülebilir.
keza,alman-israil-amerikan ortak yapımı olan ilgili örgütün palazlanması,dünyanın diğer kutbu olan ve ortadoğuda gün geçdikçe kan kaybeden ingiltere ve tayfasını endişelendirmiş, türkiye üzerinden istihbaratlar savaşı açığa çıkmıştır.
ergenekon örgütü operasyonun seyri, diğer bünyesinde ergenekon benzeri yapılanması olan ülkeleri tetikleyecek, gerçekler apçık meydana çıkacaktır.
ingiliz prensesi diana arap sevgilisiyle hollandalı bir şoförün sürdüğü japon markalı araç ile kaza yapar ve amerikan ambulansıyla alman hastanesine gider. çekoslavakyalı bir doktor brezilyadan gelen ilaçlarla kendisini tedavi eder. türklerde haberi bbc den aktarır.
maalesef türkiye'de çoğu kavram gibi dar bir bakış açısı ile algılanan süreç. her ne kadar herkes karşı olsa da bu küreselleşme sürecinden kaçmak imkansız. kaçmaya çalışanlar da kendileri için işi zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
şirketleri, ülkeleri birer organizma olarak düşünebiliriz. biz insanların sağlıklı olabilmesi ve gelişebilmesi için sürekli farklı besinler ile beslenmesi gerekir. karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller. bunların da kalitelisi var kalitesizi var. en çeşitli ve kaliteli besinler ile beslenen insanlar en sağlıklı olur ve en iyi şekilde gelişir.
işte şirketler ve ülkeler de böyledir. şirketler en kaliteli ürün ve hizmetleri tedarik etmelidirler. seçenekleri ne kadar çok olursa, bunları tedarik etme şansları da artar. bir türk şirketinin türkiye'den kalitesiz bir ham madde alması son ürünün de kalitesini düşürecektir. ama başka bir ülke bunu daha kaliteli üretiyorsa o ülkeden alması daha sağlıklıdır. bunun nedeni de dünyada her bölgenin farklı konularda uzmanlaşmasıdır. bazı bölgeler elektronik konusunda uzmanlaşır, bazı bölgeler modada, bazıları çelik üretiminde. eğer küresel bir pazardan alışveriş yapabiliyorsanız bu sizin seçeneklerinizi arttırır ve son ürününüz çok daha iyi olur.
son ürünün iyi olması ne anlama gelir? siz de uluslararası pazarda rekabet edebilirsiniz. siz de ürünlerinizi ara ürünleri aldığınız ülkelere satarsınız. ithalatınız artar ama ihracatınız da artar. belki kapalı ekonomi olsaydınız cari açık aynı olurdu. ama açık ekonomi olduktan sonra değişen ülke içinde dönen ürün ve hizmetlerin kalitesinde büyük bir artış olmasıdır.
küreselleşme sadece ekonomik de değildir. kültürel bir küreselleşme de vardır. amerika birleşik devletleri sanki şu anda kültürünü empoze ediyormuş gibi gözüküyor. ama çoğu kişinin farkına varmadığı, amerika'nın kültürünün zaten melez bir kültür olması. empoze ettiği çok kültürlülük. bunun nedeni de amerika'nın kültürünün dışarıdan çok beslenmiş olması ve bu nedenle diğer tek kültürlere göre çok üstün olmasıdır.
küreselleşmenin iletişime katkısı ;
küreselleşme sınırları ortadan kaldırınca , iletişimin maaliyeti düşmüş, uzaklıkların maaliyete etkisi azalmış ve esneklik artmıştır.
Manu chao'nun da bir konserine "sulukule susmayacak" yazılı tişörtle çıkmasıyla karşıtı olduğunu öğrendiğim kavram. milletlerin birleşmesi kültürel farklılıkların yavaş yavaş kaybolması gibi vahim durumlara yol açabilecek olay.
cevap: bir ingiliz prensesi mısırlı erkek arkadaşıyla bir fransız tünelinde hollanda motoruna sahip, iskoç viskisiyle sarhoş olmuş bir belçikalı nın kullandığı bir alman arabası ile kaza yaptı. japon motosikletli italyan paparazziler tarafından takip ediliyorlardı, amerikalı bir doktor tarafından brezilya yapımı ilaçlarla tedavi edilmeye çalışıldılar! bu yazı size bir türk tarafından bill gates teknolojisi kullanılarak gönderildi ve siz de muhtemelen bunu bir singapur tesisisnde bangladeşli işçilerin yaptığı, tayvan malı çiplerin ve kore malı moniterlerin kullanıldığı bir bilgisayardan okuyorsunuz. büyük olasılıkla da bu bilgisayar hintlilerin kullandığı kamyonlarla taşındı, endonezyalılar tarafından kaçırıldı, sicilyalı liman personeli tarafından boşaltıldı, meksikalı kaçakçılar tarafından taşındı ve son olarak da yahudiler tarafından satıldı.
küresellleşmeyi bundan iyi tarif edebilir misiniz? *
"küreselleşmenin olumsuzluklarına karşı koymak için, küreselleşmenin baş aktörleri de hızla kendi ulusal yapılarını korumaya ve güçlendirmeye yönelmektedir. bu durum abd'de de, ab ülkelerinde de böyledir. bu nedenle ülkeler tarafından izlenecek gerçekçi yol, 'küresel düşünmek, ancak ulusal hareket etmek' olmalıdır."