bildiğin hamburgeri, içine kekik, biraz daha fazla soğan, biraz da acı koyarak ve de ismini millileştirip o ülkenin ürünüymüş gibi satmaktır küreselleşme. ürün reklamlarında milli sentezler kullanmaktır, kırmızı beyazdır, önümüzdeki aya binaen ramazandır da küreselleşme...
buharlı makinenin icadıyla ilk ivmesini kazanmış ve karşısında hiçbirşeyin durduramayacağı kuvvetli rüzgarın, doğuda bazı ülkelerin 20.yüz yılda uyandığı, bazılarının ise 21.yy'da bile zor ve sancılı uyanmaya çalıştığı bir kavram.
çabalandığı üzere dünya tüm bir küresel devlet haline gelse bile bu onun kendi sonunu hazırlaması olacaktır. bir benzetme olarak güneşten örnek verelim;
tek bir maddeden oluşmuş gibi saf ve güçlü görünen güneş hidrojenin* yanması sonucu helyum* açığa çıkarır. bu helyum da tekrar hidrojene dönüşemez, yani bi işe yaramaz. her yıldızda olduğu gibi birgün hidrojen tükenecek ve helyum ağır basacaktır. peki bu tembel helyum atomları o yerinden oynamaz ağırlıklarıyla ne yapabilirler? yıldızın merkezine doğru çökmeye başlayarak yıldızın sonunu hazırlarlar. bu da o çok parlak, üretken ve yaşam veren olarak görünen yıldızın sonu olur.
tek kutuplu dünyanın ağıtsal düğünüdür. sscb dağıldı, demir perde deyimi eskide kaldı, dünya artık çift kutuplu değil. bölünmüş dünyanın emperyalizmin ve kapitalizmin kanatları altında tek parçalaşmasıdır. madem dünya tek parçalı artık, yuvarlak madem bu ''postmodernizm'' denen şey de ne ola? küreselleşen sermayedir, zira kapitalizm her krizden kendine yeni pazarlar ve yeni stratejiler yaratarak sıyrılmaktadır. küllerinden yeniden doğan sermayenin yeni silahı. romanyada bir fabrikada, türk işçisi ile çin den gelen malzemeleri monte ederek araba yapabilir ve bunu bir almanya vatandaşına satabilirsiniz. alman da ödemesini dolar olarak yapabilir. dönüşümsellik sınırsızdır.
yaygın tanımı kabul edecek olursak,yeryüzünde üç tane küreselleşme vardır,bunlar birbirinden bağımsız bir mahiyet arzetmezler.ilk küreselleşme,devletin iktisadi hayata müdahalesi olarak bilinen merkantilizmle başlamıştır.ancak sanayi devriminin ardından avrupa'da,özellikle de ingiltere'de büyük bir üretim fazlası meydana gelmiş ve iç talep bu üretimin yeterince satılmasına engel teşkil etmektedir.ne yapılacaktır,hemen bir teori geliştirilir,bu teori der ki "bireyler,ekonomik çıkarları için mücadele ederler ve çoğu zaman bireylerin bu mücadeleleri,devletin ekonomi politikalarıyla ayniyet arzeder,bu sebeple bireyin önündeki engeller kalkmalıdır,kalkmalıdır ki devletin de ekonomisi gelişsin."bu teoriyi ortaya atan ve geliştiren uyanıklar adam smith ve david ricardo'dur."bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler"(laissez faire laissez passer)şekline formüle edilebilecek bu teori,ürün fazlası veren avrupa'yı kasıp kavuracak ve neredeyse tüm avrupa'yı merkantilist politika uygulamasını kaldırmaya ikna edecektir.üçüncü küreselleşme olarak adlandırılan ve 1990'ların başından itibaren çok uluslu şirketlerin büyük yaygınlık kazanmasına sebep olan küreselleşmenin ortaya çıkışı,aslında 1970'lerin başlarına kadar dayanmaktadır.
üç küresellleşmenin de ortak özelliği,batı'nın karını maksimize etmesi gerektiği zamanlarda pazarını genişletmek ihtiyacı duyması sonucunda gerçekleşmeleridir.
küreselleşmenin hızlı müdafilerinin hırsla savundukları bir olgu,küreselleşmenin herkes için yararlı olacağını iddia etmeleridir.oysa en basit rakamlara dahi bakıldığında bunun safsata olduğu ortaya çıkacaktır.1999 ve 2000 yılı insani gelişme raporlarında yer alan verilere göre,1973 yılında en zengin-en fakir ülkeler arasındaki gelir farkının 44'e 1 olduğunu görüyoruz.oysa 1998'de bu oran 74'te 1'e çıkıyor.87 yılında yoksulluk sınırı altında yaşayan insan sayısı 1.2 milyar iken,90'lı yılların ortalarında bu oran 1.5 milyar insana çıkmakta.
yine bu iddia ışığında küreselleşmeciler demektedirler ki,küreselleşme sürecinin özel sektör açısından karı büyüktür,küreselleşme,orta sınıfa girişim imkanı tanımaktadır,tekeli engellemektedir.halbuki bu durum,uygulamada tam tersinin gerçekleşmesine sebep olur.zaten kapitalizmin en büyük açmazı budur.piyasayı serbest bırakacağım dedikçe,dev şirketlerin küçük şirketleri yutması kolaylaşır,dolayısıyla serbestleşme tekelleşmeyi getirir.2000 yılında abd'de neşredilen günlük gazete sayısı 1483'tür,lakin bu gazetelerin çok büyük kısmına sahip olan şirket sayısı sadece 6'dır.yine 2000 yılında yalnızca 1o medya devi,dünyada iletişim sektörünün elde ettiği 250-275 milyar dolarlık gelirin 2/3'ünden fazlasını elde etmişlerdir.
küreselleşme fanatiklerinin bir diğer iddiası da,küreselleşme sürecinin farklı kültür ve medeniyetlere kendini ifade etme şansı vermesidir.halbuki pratikte bu durum tam tersi sonuçlar vermektedir.abd'li sosylog george ritzer'ın tabiriyle "mcdonaldslaşma" olarak adlandırılabilecek bu süreçte mcdonalds yiyen,internete giren,ortalama bir müzik zevki ve siyaset vbilgisine sahip olan,kendisi hariç hiçbir şey adına risk almayan bir insan modeli pohpohlanmakta ve gittikçe standartlaşmaktadır.
bir diğer sosyolog benjamin barber da konuya ilişkin kitabında "mcdünya"olarak adlandırdığı ,dünyanın çeşitlilik gösteren topluluklarını hızlı bir şekilde,yavan bir tekdüze piyasaya dönüştüren ruhsuz bir tüketici kapitalizmine dikkat çekiyor.oysa küreselleşme fanatikleri,teknolojik gelişmelerin talepte bilinçlenmeye yol açacağı iddiasındadırlar,halbuki durum hiç de böyle değildir ve özellikle internet üzerinden yapılan alışverişler kolaylıkla yalan reklam ve tanıtım yapabilmektedirler.
ilk olarak evrenselleşme toplumların birliği, dostluğu gibi çağrışımlar yapsada aslında tamamen parasal açıdan ülkelerin birbirlerine gebeliğini sağlayan kuzuyu kurda teslim etmek üzere gerçekleştirilmek istenen eylem.
siyasi bir iletişim şeklidir. milli devletlerin gelişimini tamamlamasıyla beraber ortaya çıkar. esas amaç ekonomik değildir. ülkeler arası ilişkilerin ülkeler üstü bir şekilde ele alınmasıdır. kapitalizmin bir getirisi olarak küreselleşme ekonomik alanda sömürü meydana getirir. ancak aynı zamanda nato gibi uluslararası kuruluşların da temeli küreselleşmeye atılır. sonuç olarak kötü mü iyi mi olduğu uygalanan alanla sınırlı kalır.
"küreselleşmenin olumsuzluklarına karşı koymak için, küreselleşmenin baş aktörleri de hızla kendi ulusal yapılarını korumaya ve güçlendirmeye yönelmektedir. bu durum abd'de de, ab ülkelerinde de böyledir. bu nedenle ülkeler tarafından izlenecek gerçekçi yol, 'küresel düşünmek, ancak ulusal hareket etmek' olmalıdır."
cevap: bir ingiliz prensesi mısırlı erkek arkadaşıyla bir fransız tünelinde hollanda motoruna sahip, iskoç viskisiyle sarhoş olmuş bir belçikalı nın kullandığı bir alman arabası ile kaza yaptı. japon motosikletli italyan paparazziler tarafından takip ediliyorlardı, amerikalı bir doktor tarafından brezilya yapımı ilaçlarla tedavi edilmeye çalışıldılar! bu yazı size bir türk tarafından bill gates teknolojisi kullanılarak gönderildi ve siz de muhtemelen bunu bir singapur tesisisnde bangladeşli işçilerin yaptığı, tayvan malı çiplerin ve kore malı moniterlerin kullanıldığı bir bilgisayardan okuyorsunuz. büyük olasılıkla da bu bilgisayar hintlilerin kullandığı kamyonlarla taşındı, endonezyalılar tarafından kaçırıldı, sicilyalı liman personeli tarafından boşaltıldı, meksikalı kaçakçılar tarafından taşındı ve son olarak da yahudiler tarafından satıldı.
küresellleşmeyi bundan iyi tarif edebilir misiniz? *
Manu chao'nun da bir konserine "sulukule susmayacak" yazılı tişörtle çıkmasıyla karşıtı olduğunu öğrendiğim kavram. milletlerin birleşmesi kültürel farklılıkların yavaş yavaş kaybolması gibi vahim durumlara yol açabilecek olay.
küreselleşmenin iletişime katkısı ;
küreselleşme sınırları ortadan kaldırınca , iletişimin maaliyeti düşmüş, uzaklıkların maaliyete etkisi azalmış ve esneklik artmıştır.
maalesef türkiye'de çoğu kavram gibi dar bir bakış açısı ile algılanan süreç. her ne kadar herkes karşı olsa da bu küreselleşme sürecinden kaçmak imkansız. kaçmaya çalışanlar da kendileri için işi zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
şirketleri, ülkeleri birer organizma olarak düşünebiliriz. biz insanların sağlıklı olabilmesi ve gelişebilmesi için sürekli farklı besinler ile beslenmesi gerekir. karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller. bunların da kalitelisi var kalitesizi var. en çeşitli ve kaliteli besinler ile beslenen insanlar en sağlıklı olur ve en iyi şekilde gelişir.
işte şirketler ve ülkeler de böyledir. şirketler en kaliteli ürün ve hizmetleri tedarik etmelidirler. seçenekleri ne kadar çok olursa, bunları tedarik etme şansları da artar. bir türk şirketinin türkiye'den kalitesiz bir ham madde alması son ürünün de kalitesini düşürecektir. ama başka bir ülke bunu daha kaliteli üretiyorsa o ülkeden alması daha sağlıklıdır. bunun nedeni de dünyada her bölgenin farklı konularda uzmanlaşmasıdır. bazı bölgeler elektronik konusunda uzmanlaşır, bazı bölgeler modada, bazıları çelik üretiminde. eğer küresel bir pazardan alışveriş yapabiliyorsanız bu sizin seçeneklerinizi arttırır ve son ürününüz çok daha iyi olur.
son ürünün iyi olması ne anlama gelir? siz de uluslararası pazarda rekabet edebilirsiniz. siz de ürünlerinizi ara ürünleri aldığınız ülkelere satarsınız. ithalatınız artar ama ihracatınız da artar. belki kapalı ekonomi olsaydınız cari açık aynı olurdu. ama açık ekonomi olduktan sonra değişen ülke içinde dönen ürün ve hizmetlerin kalitesinde büyük bir artış olmasıdır.
küreselleşme sadece ekonomik de değildir. kültürel bir küreselleşme de vardır. amerika birleşik devletleri sanki şu anda kültürünü empoze ediyormuş gibi gözüküyor. ama çoğu kişinin farkına varmadığı, amerika'nın kültürünün zaten melez bir kültür olması. empoze ettiği çok kültürlülük. bunun nedeni de amerika'nın kültürünün dışarıdan çok beslenmiş olması ve bu nedenle diğer tek kültürlere göre çok üstün olmasıdır.
ingiliz prensesi diana arap sevgilisiyle hollandalı bir şoförün sürdüğü japon markalı araç ile kaza yapar ve amerikan ambulansıyla alman hastanesine gider. çekoslavakyalı bir doktor brezilyadan gelen ilaçlarla kendisini tedavi eder. türklerde haberi bbc den aktarır.
ergenekonu masaya yatırıp, dikkatlice incelediğinde görülebilir.
keza,alman-israil-amerikan ortak yapımı olan ilgili örgütün palazlanması,dünyanın diğer kutbu olan ve ortadoğuda gün geçdikçe kan kaybeden ingiltere ve tayfasını endişelendirmiş, türkiye üzerinden istihbaratlar savaşı açığa çıkmıştır.
ergenekon örgütü operasyonun seyri, diğer bünyesinde ergenekon benzeri yapılanması olan ülkeleri tetikleyecek, gerçekler apçık meydana çıkacaktır.
sıkıcı lan. nepalde de coca cola trabzonda da cola küreselleşme budur. afrikada da coca kola, anasını satalım iskandinav ülkelerinde de var. peruda da. her yer coca cola.