son birkaç yılda küresel ısınma üzerine duyarlılığın artırılması için onca araştırma yapıldı, programlar hazırlandı, ülkeler birlikte çalışmalar yaptı ve halk bilinçlendirilmeye çalışıldı. hatta bm denen her kabul gören ülkenin temsilcisi olan yüksek kurum dahi bunla ilgili ne olduğu hala muaammalı toplantı yaptı. ancak kimsenin bir ders çıkardığı söylenemez.
dünya kaynayan bir kazan. savaşla yayılıyor, insanlar toplu halde ölüyor, sözde yasaklanan silahlar kullanılıyor ve yaşamak için sadece elinde umudu bulunanlar hastalıklarla pençeleşiyor. ama görünen sadece birkaç tane s.çtığımın buzulunun erimesi.
siktiğim dünyasında her tür acı yaşanmasına rağmen, dünyanın sağlık örgütünün de gıda örgütütün de şaibeli çalışmaları, misyonerlikten öteye geçmeyen kızıl bilmem nelerin yardımları, yalnızca sömürü amaçlı askeri operasyonla desteklenmiş sözde milletlerarası yardımlarla yarısı aç olan insanlar hayata tutulmaya çalışılıyor.
inanılır gibi değil. inanmak istenmez bu kara komediye. dayanılır gibi değil zülmedenlerin yardım ellerinin kan kokusu.
halktan tümüyle kopuk birkaç bilimci şahıs çıkmış küremiz ısınıyor, sular yükselecek, sonra dünya soğuyacak, sikimizi kaldıracak ısıyı dahi kaybedeceğiz diye korkudan tir tir titriyorlar.
ancak nükleer santraller hala faal, silah sanayii hala işliyor, ölüm nakleden transatlantikler seferlerini sıklaştırıyor, sermayenin enikleştirdiği şehirler sınır tanımaz halde gelişiyorken birkaç bilimcinin ürpermesi de normal olsun.
bir sonumuz olacaksa o da sudan olsun!
