egemen güçlerin ekonomik üstünlüklerini sürdürmek amacıyla ortaya atılmış, yeni dünya düzeni'nin küreselleşme bileşeninin bir parçası. yaşam alanlarını tamamıyla sermayeye hizmet eder hale getirme, toplumları tükettikleri ölçüde anlamlandırma politikalarının kentler üzerinde uygulanmasına yönelik ideolojik bir söylem.
bu kavram 1982 yılında friedmann ve wolf tarafından ortaya atılan the world city hipotezi etrafında gerçekleşen akademik ve politik tartışmalarla şekillenmiş, günümüzde yaygın bir "tek tipleştirme" ve "bayağılaştırma" güdüsüyle uygulamaya konulmuştur.
önemli bir merkez hâline gelmiş yerlerdir. Dünya şehirlerini diğer büyükşehirlerden ayıran en önemli özellik, dünya ekonomisinin ayrılmaz parçalarından biri olmalarıdır.