ırkıyla övünmek hiçbir zaman hak olmadığından yanlış önermedir.
ama ben milleti mi seviyorum. elbette seveceksin. ona bir şey diyen yok, türk, kürt, azeri, çerkez. herkes milletini sever. kendinden olana bir sempati duyar elbette. doğamızda var bu.
milletini sevmek neden kötü olsun.
amaaaaaaaaaaaa
aması var işte. ama sen tutup ben iyiyim onlar kaka, biz asiliz onlar terörist, biz saf kanız sen kırma dersen onun adı milletini sevgi olmaz, onun adı faşizm olur. neo-nazinin yandan yemişi olur.
rejimin, ticaret yapan biri gibi en fazla talep edileni müşterisine sunması ve halkını, bir taraf dan sermaye bir taraf dan da müşteri havasına sokması halkı ister istemez çok çalışan ve az çalışan kutuplaşmasına itiyor. çok kazandıranın haklı, az kazandıranın da suçlu olduğu bir sistemle yönetilmesi bilinçsiz bir ırkçılığa ve sistemsiz bir tüketim karanlığına doğru sürüklüyor. kültürünü son yüzyılla tanımlamaya çalışan bir ülkenin inkar edeceği sadece kürtler değil birliktelikten kazanılmış bu toprakların içinde yaşayan birçok halkları da sırasıyla inkar edeceği ve ettiği gerçeğini de ortaya koyuyor. oysa "ne mutlu bu topraklarda bin yıl dır kardeşçe yaşayan halklara" son yüzyılın iç savaş kaosu ortamında geçmesine rağmen hala o kültür'ün ve birlikteliğin unutulmaması son yüzyıllın rejimine rağmen bu insanların "ne ülkelerinden nede bu topraklardan vazgeç(e)meyeceğinin gerçeğini de bize hatırlatıyor. "siyasi kimliğimiz ve ırkımız ne olursa olsun" vatan dediğimiz doğup, büyüdüğümüz topraklardır hiçbir güç ve neden bizi vatanım'dır dediğimiz topraklardan alıkoyamaz.