korkuyoruz. ayrıca, yine çok konuşuyoruz; boş konuşuyoruz. yüzde yetmişi suyla dolu boşluklarız çünkü- içine neyi doldurursak tamamlanacağımızı bilemediğimiz.
yanyana, dötdöte, dipdibe olmalıyız. ayrıca, herkes herkesin her şeyini bilmeli, herkes herkesle aynı tepkiler vermeli. ayrıca yürürken sürekli koluma çarpmak zorundasın. yüzün yüzümün dibine girmek zorunda ve nedense konuşurken kolumu veya elimi tutmak zorundasın.
yoksa o boşluktan düşeceksin değil mi? yoksa kendi mesafende boğulacaksın..duramayacaksın tek başına. tek başına olamıyorsun çünkü. sürüye yapışık olmaya güdülenmişsin, ben uzakta durmaya çalıştıkça da kızıyorsun bana. soğuk nevale diyorsun. küstah diyorsun. ben kitap okumak istiyorum saatlerce yataktan çıkmayıp; sen benden telefon bekliyorsun. bağımlı kişiliksin çünkü. çünkü kendine ait bir alanın yok. çünkü kendine tanışmamış, kendinle sevişmemiş, kendinle kavga etmemiş, kendinle dalga geçmemişsin hiç.
kendi başına kaldığında kendinle ne yapacağını bilmiyorsun çünkü.
kendini keşfedememişsin, bu yüzden de, bir öz olmadığından da, özsaygın yok. cep telefonunu alıp mesajlarını okusam kızmayacaksın. hatta bunu, bana ne kadar değer verdiğinin kanıtı falan gibi göstereceksin. çünkü kendine saygın yok. çünkü ortada bir kendi yok.
sadece ve sadece kendin için yaşamamışsın hiç...üstüne üstlük bir de, başkaları için yaşıyor ayağına, kolektif hayata katkı yapıyorum ayağına, esasen başkalarının senin için yaşamasını bekliyorsun. ailene feda ettin kendini di mi. topluma feda ettin davanda di mi. ha ha ha. başkalarının emeğinden ve inşa ettiklerinden nemalanmaya çalışıyorsun; paylaşmak adı altında.
biliyorsun oysa sen de, domuz gibi biliyorsun...bir birey, ancak bir başka bireyle bir şeyler paylaşabilir. bir birey ile bir yarım bireyin ilişkisi, bireyin yarımı taşımasından ibarettir.
yalnız kalmak istiyorumu bir hakaret kabul ediyorsun. ben sözcüğünü bencillikle özdeşleştirmişsin. oysa nasıl atlarsın, biz olabilmek için, iki ben gerekir.
dokunarak severiz bir çok kez. güzeldir dokunmak. ama çok basit bir şekilde bir yerden bir yere acele ederek giderken, neden benim belime koluma yapışıp benim hızımı kesiyorsun? biz bir yere yetişmiyor muyuz? şimdi yolda sevişmek zorunda mıyız?
oruç tutuyorsun belli. ama nereden belli biliyor musun? nefesinden. dibimde tüten nefesinden. azıcık daha geride dursan bana yansımayacak olan nefesinden. kendi parfümüme gömülmeye çalışıyorum. sen bana daha çok gömülüyorsun. deliriyorum.
sıra bekliyoruz. illa ki konuşacaksın. tanımıyorum seni. tanımak, tanışmak istemiyorum. hayır teyze, sorularına cevap verecek kadar sabrım yok. olmak zorunda değil. beni ilgilendirsen, tamam; ama sen beni hiç ilgilendirmiyorsun. sana mesleğimi anlatmak zorunda değilim. sana neden evlenmediğimi de anlatmak zorunda değilim. senin, yaşıtım kızının ikinci çocuğu da beni pek ilgilendirmiyor keza çocuk fetişisti değilim. hayır, benim biyolojik saatim de yok, kol saatim de. acelem var. ayrıca çantama bu kadar yakın durulunca tribe giriyorum; uzaklaş azıcık. ayrıca ben senin bedenini yakınımda hissetmek istemiyorum teyze. teyze lütfen iki adım ileri git..ben geri gidemem çünkü kıçımın dibinde de bir adam var. sana verdiğim kısa ve net cevapları ayıklamaya çalışıyor ve bir yandan giysilerimi süzüyor. teyze lütfen uzaklaş. bu adam niye bu kadar yakın. şalıma değiyor ya. ya niye şalıma değiyor. yer mi yok a.k. koridorunda. oksijen oranı mı düştü ne. sigara içmem lazım. çok sıcak. telefon. telefonum niye çalar ki şimdi. amca ve teyze, bok mu var benim telefonda?! kimin aradığından sana ne? arayana açıkla: hayır, bir şey olmadı. hayır, sana kızgın değilim. sadece şu anda daralıyorum. evet, sonra arayacağım. evet, plan aynen geçerli. bunları sonra konuşsak? mesaj geldi. teyze okumasana ya?!
amca, şifrem neden seni ilgilendiriyor? neden atm de yapacağım işlem senin için bu kadar önemli? kimse sıranı kapmayacak eğer geride durursan, merak etme, popomun dibinden ekranıma bakmak zorunda değilsin! amca siktir git ama ya bi siktir giiiiiit?!
imdak?! -bu boşluk başka türlü dolamıyor çünkü..dolamıyor ki varolamamış kişimtrak sürüleri!
kültürümüz, birey kavramını çiğnemeyi yüceltegelmiş bu güne değin. yere göğe sığdıramadığımız o güzel kültürümüz. -siz hiç, ortaokul sondayken, günlüğünü yatağın üzerinde bırakan bir genç kızın (gayet de vukuatlı bir kız) annesinin, kız akşam eve geldiğinde, kızım, günlüğünü yatağın üstünde unutmuşsun. ortalıkta olmasın diye sakladım, al burada, dediğini, ve gerçekten de o günlüğü okumadığını gördünüz mü?
ah, kültürümüze aykırı ya pardon. hem, böyle yetiştirilen kızlar da kültürümüze aykırı oluveriyorlar büyüdüklerinde de.
birey tehdittir çünkü.
bonus track: birey kadın daha büyük tehdittir.