küllerinden yeniden doğan borussia dortmund

entry1 galeri0
    ?.
  1. Tuğrul AKŞAR'ın 20 Aralık 2010 tarhli futbolekonomi.com sitesinde yer alan yazısıdır.

    öncelikle yıllar evvel saran kardeşlerin borussia operasyonu ile gündeme gelen borussia dortmund'un mali açıdan yaşadıgı sıkıntılara nasıl geldiği ve nasıl kurtuldugu konusunda eşsiz bir yazıdır.

    gündemi halen koruyan serdar bilgi'nin beşiktaş başkanlığını hüsnü güreli'nin gayretleriyle sıfır borçla bırakarak istifa etmesinin ardından göreve gelen yıldırım demirören'ın aşırı müsrif ve iş bilmezliği ile tırmanan borçlarından çıkış konusunda belki aydınlatıcı olabilir.

    ilginç olan asla sözlerimiz kaale alınmayıp, kendi bildiğini okuyan burjuva sınıfının her çöküş sonrası destek için taraftardan yardım istemesi ise tam bir ironidir.

    --spoiler--
    Haftalardır Alman futbol ligi Bundesliga’da fırtına gibi esen bir takım var. Her ne kadar son maçta deplasmanda Frankfurt’a 1-0 kaybetseler de, tüm dünya onları taktir ve ilgiyle izliyor.
    Oynadıkları futbol, aldıkları sonuçlar ve mütevazı kadrolarıyla çoğu ülke takımı tarafından da büyük bir olasılıkla rol model olarak kabul edilip, örnek alınıyorlardır. Hepinizin yakından tanıdığı üzere bu takım Borussia Dortmund. Bu seneki çıkışlarıyla adeta küllerinden yeniden doğdular. Oynadıkları 17 maçta 14 galibiyet aldılar, bir maçta berabere kalıp, 2 maçı da kaybettiler. Son maçtan bir puan daha çıkartabilseler Bayern Münih’in tarihi rekoru olan ilk yarının sonunda toplanan 44 puana ulaşıp bu rekoru egale edeceklerdi. Ama olmadı. Ancak Dortmund ligin ikinci yarısında da yoluna devam edecekmiş gibi görünüyor.


    Alman Bundesliga’yı ülkemizde en yakından takip eden ve bilen http://www.futbolekonomi.com yazarlarından Hüseyin Özkök’ün geçen hafta http://www.futbolekonomi.com ’ da kaleme aldığı nefis “Dortmund” başlıklı yazısı aslında benim çoktandır niyetlendiğim ama bir türlü fırsat bulamadığım bu yazının kaleme alınmasına neden oldu.
    1909’da Kuruldu
    Ballspiel-Verein Borussia 1909 e.V. Dortmund kısaca BVB şeklinde bilinen Borussia Dordmund, adından anlaşılacağı üzere Almanya'nın Dortmund şehrinde 1909 yılında kuruldu.
    Diğer branşları yanında en çok futboldaki başarılarıyla tanındı. Alman futbolunun en başarılı kulüplerinden birisi olarak değerlendiriliyor. 6 Alman Şampiyonluğu ve 1997 yılında kazandıkları Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu onlara sadece Almanya’da değil tüm Avrupa ve dünyada haklı olarak bir popülarite sağladı.
    Seksen bin Kişilik Stada Sahipler
    Etkileyici ve rakip takımı baskı altına alan eski adıyla Westfalenstadion yeni adıyla Signal Iduna stadyumu 81.264 kişilik kapasitesiyle Almanya'daki en büyük stadyumu olarak göze çarpıyor. Ancak esas önemli olan nokta ise Dortmund’un neredeyse her maçını ortalama 80.000'e yakın kişiye oynaması ve yakaladıkları bu seyirci ortalamasıyla Avrupa’nın bir numaralı kulübü olmaları…

    Westfalenstadion yeni adıyla Signal Iduna stadyumu
    Aşağıdaki tablo bu durumu somut olarak gözler önüne seriyor. 2009/10 sezonunu ortalama 77.245 ortalama seyirciye oynayan Dordmund bu sayede elde ettiği 23.1 milyon Euroluk bilet satışıyla Avrupa’nın en fazla bilet geliri elde eden kulüplerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor ve bu gelir toplam gelirinin yüzde yirmibirini oluşturuyor.

    Sıra
    Bundesliga'da Yıllar itibariyle Ortalama En Yüksek Seyirciye Sahip ilk Beş Kulüp

    Kulüp ----2007/08--------2008/09-------2009/10

    1.Borussia Dortmund-----72.500------74.830-----77.245
    2.Bayern Munich--------69.000-----69.000-------69.000
    3.Schalke 04----61.275------61.385------61.325
    4.Hamburg SV------55.365-------54.775-------55.240
    5.FC Koln-----43.740------49.310----------48.060

    Gençlere Her Zaman Önem Veren Bir Kulüp
    25.7 yıllık yaş ortalamasıyla Alman Bundesliga’da en genç kadroya sahip dokuz kulüpten birisi olan Dordmund’da hatırlanacağı üzere Türk asıllı oyuncu Nuri Şahin de 2004-2005 sezonunda 16 yaşındayken ilk 11'de maça başlamış ve Bundesliga'da ilk 11'de forma giyen en genç oyuncu unvanını almıştı. Dordmund’un yine genç takımlarıyla 19 ve 17 yaş altı Bundesliga’da aldığı şampiyonluklar bunu kanıtlıyor.
    1990’lı Altın Yıllar
    Her ne kadar Dortmund 1966 yılında Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nı müzesine götürse de, onlar için gerçek çıkış yılları 1990’lı yıllardı. Nitekim, Borussia 1993 yılında UEFA Kupası finaline kadar yükselme başarısı gösterdi. O yıllarda çift bacaklı oynanan final maçlarında toplamda gol eşitliğinde altıya bir Juventus’un gerisine düşerek şampiyonluğu kaçırsalar da çok geçmeden 1996/97 sezonunda daha büyük bir başarıya imza atıp 1997 yılında Münih’te oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde bu kez Juve’yi 3-1 yenerek, hem rövanşı alıyorlar, hem de tarihlerinde ilk kez en büyük kupayı kazanıyorlardı.

    O yıl gerçekten de hasat toplama zamanıydı ve Dortdmund Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan sonra Kıtalararası Şampiyonluk maçında Brezilya’nın Cruzeiro ekibini de 2–0 yenerek 1997 Intercontinental Cup’a ulaşmıştı.
    Finalde Kaybetti, Borsada Kazandı!
    2001/02 sezonunu üstün bir başarıyla geçen Dordmund Bundesliga’da o yıl altıncı ve son şampiyonluğuna ulaşırken, o sezon sonu tekrar UEFA Kupası’nda da finale yükselme başarısı gösterdi. UEFA Kupası’nda Hollanda’nın Feyenoord ekibine karşı Rotterdam’da final oynayan Dordmund bu maçta da üstün bir performans ortaya koymasına karşın, Van Hooijdonk, Tomasson ve Koller’in gollerine engel olamamış, Amoroso’nun kaydettiği tek Dordmund golüyle finali 3-1 kaybemişti.
    Ancak bu final ve 2001/2002 sezonunda Bundesliga’da ulaşılan şampiyonluk onlar için bir dönemin de başlangıcı oldu. Dordmund Alman futbol tarihinde bir ilke imza atarak, borsaya açılma kararı verdi ve bu şekilde sezon sonunda Alman Frankfurt borsasına kote ilk ve tek kulüp olarak tarihe geçti.
    Sportif Başarı Gelmeyince Çöküş te Başladı
    Borussia yeşil sahada kazandığı başarıları mali performansa çevirmeyi iyi bildi. 2001/02 sezonunda sergilenen üstün performans onları borsaya taşıdı. 2001 sonunda borsaya hisselerini açtıktan sonra çok önemli miktarda paraya ulaşan Dordmund’u bu olanak daha da büyük başarılara taşıyabilirdi. Bu amaçla büyük transferler yapılması gerekiyordu ve nitekim 2001/2002 sezonunda 31 milyon dolar ödeyerek Marcio Amoroso’yu renklerine bağladılar. Ancak Dordmund sportif performansta gösterdiği başarıyı finansal alanda tekrarlayamayınca, kulüp çok önemli bir finansal krizin içinde buldu kendisini.
    Başarının Ardından Gelen Finansal ve Sportif Çöküş

    “2003/2004 sezonuna gelindiğinde kulübün zararı 65 milyon, borcu ise 118 milyon euroya kadar yükselmişti. Oysa kulübe ait şirket borsaya açılmış ve stadyum satılmıştı. Tribün gelirleri ise sürekli en üst noktadaydı. Başkan Gerd Niebaum ve menacer Michael Meier’e eleştiriler bu dönemde had safhaya ulaştı.

    Başkan Niebaum ve Menacer Meier
    Kendileri iş bilmezlikle suçlandı. Bunun üzerine Başkan Niebaum 2004 yılında başkanlıktan, 2005 yılında ise şirket yönetiminden ayrıldı. Menacer Meier de istifa edip ayrılmak zorunda kaldı. Kulüp başkanlığına Galatasaray’ı Neuchatel davasında savunan Reinhard Rauball gelirken, Hans-Joachim Watzke de kulübe ait futbol şirketinin başkanı oldu.

    Reinhard Rauball veHans-Joachim Watzke

    Watzke göreve gelir gelmez kulübün küçülmesine ve yeniden öz kaynaklara dönülmesine karar verdi.” (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com )

    “Borussia Dordmund Kurtarılabilir mi”ydi?
    Ünlü ekonomi ve iş dergisi BusinessWeek’in 19 Temmuz 2004 tarihli sayısının kapağının ve içeriğinin önemli bir kısmını bu sıkıntılardan dolayı futbolun içine düştüğü açmaz oluşturuyordu ve derginin başlığında “Can football be saved?” yani” Futbol kurtarılabilir mi?” sorusu sorularak bazı futbol kulüplerinin bu açmaza nasıl ve neden düştükleri geniş bir şekilde analiz ediliyordu. O analize dahil edilen kulüplerden birisi de, bugün size övgüyle bahsettiğimiz Borussia Dortmund idi.
    iyi Yönetilemeyen Dordmund Krize Girdi
    Nitekim Business Week’in yaptığı analize göre Dordmund’da yolunda gitmeyen bir takım yanlışlıklar vardı ve bunlardan en önemlisi özellikle futbolculara ödenen maaş ve ücretler ile primlerde yaşanılan çok önemli artışlar ve transferlere delicesine akıtılan milyon dolarlardı. Nitekim bu kapsamda Borussia Dortmund Avrupa’da oyuncularına en fazla maaş, ücret ve prim ödeyen kulüplerin başında geliyordu. 1996/97 Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Dortmund’un 2001 yılında da Şampiyonlar Ligi’nde Kupa’ya uzanabilmek için 31 milyon dolar bedelle Marcio Amoroso’yu renklerine bağlaması, Avrupa’da büyük bir sükse yaratmıştı. Ancak kendisinden çok şey beklenen Amoroso, beklenmeyen bir sakatlık nedeniyle uzunca süre takımdan ayrı kalmış ve bir süre sonra da gözden düşmüştü. O sezon Şampiyonlar Ligi’nden de elenen Dortmund yaklaşık 62 milyon dolarlık bir gelir kaybıyla karşı karşıya kalmış ve toplam gelirinin yaklaşık yüzde 38’ini yitirmiş ve sezon sonunda kulüp sezonu 35 milyon zararla kapattığını anons etmişti.
    Oysa “Dortmund bu başarıları elde ederken alt yapısından yetişen oyuncular ağırlıktaydı. Şampiyonlar Ligi finalinde takımın 3’üncü golünü atan Lars Ricken o karşılaşmada henüz 17 yaşındaydı. Ancak kulüp daha sonra bu yörüngesinden saparak pahalı transferler yapmaya başladı.” (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com )
    Sportif Başarı Gelmeyince Hisse de Düştü
    Bundesliga’da en son 2001/02 sezonunda kazanılan şampiyonluktan sonra bir daha Şampiyonluğa ulaşamayan Dortmund 2002/03 sezonunda gösterilen üçüncülük performansından sonra adeta serbest düşüşe geçti.
    Dordmund’un 2002/03 sezonunda şampiyon olarak direkt katıldığı Şampiyonlar Ligi grubundan çıkamaması, onları büyük bir yıkıma götüren başlangıcın da ilk adımını oluşturdu. Yaptığı büyük yatırımlardan bir türlü istenilen sonuca ulaşamayan Dordmund 2005 yılında, yaşadığı krizin zirvesine çıkmıştı. O sezon yaklaşık 11 Euro’ya kadar yükselen hisse bu dönemde %80 değer yitirdi. Sportif performanstaki yetersizlik onları çok şiddetli önlemler almaya itti ve bu dönemde oyuncuların maaşlarında %20 kısıntıya gidildi.
    Sadece sportif anlamda değil, mali anlamda da irtifa kaybeden Dortmund’un Frankfurt borsasında işlem gören hisse senedi de çok önemli oranda değer yitirmiş; 2001/02 sezonunda tarihi zirve yaparak 8 Euro’ya kadar yükselen hisse bu tarihten sonra hızla değer yitirmeye başlamış ve 2007/08 sezonunda 13. Sırada bitirilen Bundesliga performansı sonrası hisse senedinin değeri de 1 Euro’nun altına kadar düşmüştü. Nitekim bu durum aşağıdaki tablodan da net olarak görülüyor.

    11/30/2000 – 12/18/2010


    2009/10 sezonunun Bundesliga’da beşinci sırada tamamlanması, hissenin yukarı yönlenmesine de olanak sağladı.

    Bir Türlü Gelmeyen Başarı
    Dordmund’un 90’lı yıllarda başlayan yükselişi 2000’li yıllarda sekteye uğradı ve bir türlü lokal ve uluslararası başarıya ulaşılamadı. Bu başarısızlık doğal olarak kulübün hem mali hem de sportif performansını olumsuz ekileyen bir kısır döngünün de başlamasına neden oldu.
    Nitekim aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere Dordmund en son şampiyonluğuna 2001/02 sezonunda ulaşabildi.

    Sezon
    Lig
    Sezon sonu sıra
    1999–00
    Bundesliga (I)
    11
    2000–01
    Bundesliga (I)
    3
    2001–02
    Bundesliga (I)
    Şampiyon
    2002–03
    Bundesliga (I)
    3
    2003–04
    Bundesliga (I)
    6
    2004–05
    Bundesliga (I)
    7
    2005–06
    Bundesliga (I)
    7
    2006–07
    Bundesliga (I)
    9
    2007–08
    Bundesliga (I)
    13
    2008–09
    Bundesliga (I)
    6
    2009–10
    Bundesliga (I)
    5

    Yeniden Başlayan Yükseliş Dönemi

    Dordmun’un borsaya kote olduktan sonra ulaştığı parasal olanakları yeterince iyi ve verimli değerlendirememesi onları önemli bir finansal krize sürüklemişti ve neredeyse kulüp 2005 yılında iflas noktasına gelmişti. Kulübün her ne kadar gelirlerinde dönemsel olarak önemli bir büyüme kaydedildiyse de, masrafların kontrol altına alınamayışı ve banka kredilerinin getirdiği finansal sıkıntı kulübü ciddi nakit sıkışıklığına itmişti. Aynı zamanda borsaya açılmış durumda bulunan Dordmund’un yasal olarak ta sermaye açığını kapaması gerekiyordu. Bu nedenle sürekli, sermaye arayışına giden kulüp ortaklık yapısında bazı değişikliklere yönelerek kendisine yeni özkaynaklar buldu.

    Kulübün “ sermayesini sürekli artırımı ve stadyumun geri alınmasının yanı sıra Morgan Stanley’den alınan destek ile borçlar azalmaya başladı. Bunların sonucunda öz semayedaki pay % 34,5’a kadar yükseldi ve Dortmund kulübü yeniden sağlıklı bir temel üzerine oturtuldu.” (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com )

    Bu dönem itibariyle Dordmund’un sermaye yapısı ve son finansal durumu aşağıdaki tabloyla bilgilerinize sunuluyor. %60,93’lük kısmı halka açık olan kulüpte bugünkü durum itibariyle kulübün elindeki hisse oranı %21.68’e gerilemiş durumda.

    Hissedarlar

    Borussia Dortmund GmbH& Co.Kga
    14,44
    Morgan Stanley International Plc
    14.44
    BlueBay Asset management Plc.
    9,99
    Bernd Geske
    7,4
    BV.Borussia 09e.V.Dortmund
    7,24
    Borsada işlem Göre Kısım
    60,93
    Toplam
    100
    (Kaynak: Borussia Dordmund Faaliyet Raporu, 2008/09)

    Kulübün Gelirleri Arttı ama Giderleri de!

    Kutlu Merih’in saptadığı “ Bir futbol kulübünün gelirleri arttıkça, giderleri de artar ve verimlilik düşmeye başlar” temel paradoksu burada da kendisini gösteriyor. Kulübün gelirleri 2006 yılından sonra önemli miktarda artmasına karşın giderler de çok önemli boyutlara geldi ve bugünkü finansal durum itibariyle kulübün bütçe ve nakit açığı halen devam ediyor. Kulübün gelirlerindeki gelişim aşağıda gösteriliyor.

    Borussia Dortmund’un 2005/2009 Arası Gelirlerinin Gelişimi (Milyon Euro)
    Yıllar Milyon Euro
    2005 79
    2006 83
    2007 96
    2008 110
    2009 104

    Jürgen Klopp ile Seyirci Sayısı Arttı, Gelirler de…

    Gelirlerin artması finansal yapıdaki bazı olumlu gelişmelere neden olduysa da hala finansal yapıda kulübü rahatlatacak bazı gelişmelere daha ihtiyaç bulunuyor. Ancak bugünkü durum geçmişle kıyaslanmayacak kadar farklı ve olumlu yönde ilerliyor.

    Jürgen Klopp
    Borussia Dordmund’un son finansal göstergeleri aşağıdaki tabloyla dikkatlerinize sunuluyor. Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere Dortmund’un gelirlerinde esas önemli artış 2007 yılından itibaren başladı ve bir sene sonra gelirler 110 milyon Euro’ya kadar yükseldi.

    2008/09 itibariyle Dortmund’un Gelirlerinin Bileşimi

    Milyon Euro
    Payı(%)
    Maç Günü Geliri
    23,1
    21
    Naklen yayın Geliri
    24,2
    22
    Sponsorluk Gelirleri
    37,4
    34
    Transfer Geliri
    12,1
    11
    Logolu ürün satış geliri
    13,2
    12
    Toplam
    110
    100

    Bunda şüphesiz ki, kulübün yaptığı önemli bir hamlenin önemli rolü bulunuyordu. Bir yandan bu sezonda alt yapıdan gelen oyuncuların A takıma yükselerek önemli performans sergilemelerinin (Bunların başında ise Türk oyuncu Nuri Şahin geliyordu) yanı sıra, 2008/09 sezonunda kulüp taraftarla arası çok iyi olan ve 4 yıl süreyle TV’de Milli Takım yorumculuğu yaparak tüm Almanların beğenisini kazanan Mainz’dan ayrılan Jürgen Klopp ile anlaşmaya vardı. Bu sayede 72.500 civarında olan seyirci sayısı da 77.250’ye kadar yükseldi. “Menecerliğe ise kulübün alt yapısından yetişen eski oyuncu Miachael Zorc getirildi. Klopp göreve gelir gelmez takıma hemen damgasını vurdu. ilk sezonunda 5’inciliği son haftada Hamburg’a kaptıran Dortmund geçen sezon bu defa ligi 5’inci olarak bitirerek yeniden Avrupa sahnesine çıkma fırsatı yakaladı.” (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com ) Bu gelişme Dortmund’un parasal gelirinde de önemli bir gelişime neden oldu.

    Kulübün gelirlerindeki bu olumlu gelişim, Dortmund’un 2009 finansallarına da olumlu etki yaptı. Özkaynakları 98,1 milyon Euro’ya yükselirken, faaliyetlerinden 10,5 milyon Euro kar etti. Ancak diğer giderler ve finans maliyetleri de dikkate alındığında Dortmund 2008/09 sezonunu 2,9 milyon zararla kapattı. Geçmişten gelen zararlar da dikkate alındığında birikimli zarar 3,8 milyon Euro’ya ulaşmış görünüyor. Kulüp yarattığı gelirle giderlerini henüz karşılayacak düzeye gelemedi. Buna karşın borsada işlem gören birim hisse fiyatı 2,49 Euro olarak gerçekleşirken, piyasa değeri de geçen hafta itibariyle 152 milyon Euro’ya kadar yükseldi. Banka borcu ise 26,7 milyon Euro olarak hala kontrol edilebilir düzeyde görünüyor.


    2008/09
    Özkaynaklar
    91,8 Milyon Euro
    Devam Eden Yatırımlar
    20,1 Milyon Euro
    Toplam Hasılat
    110,3 Milyon Euro
    Vergi, Amortisman ve faiz Öncesi kar (EBITTA)
    10,5 Milyon Euro
    Net Kar/zarar
    (-)2,9 Milyon Euro
    Kümule Zarar
    (-)3,8 Milyon Euro
    Bu yıl ki Nakit Durumu
    (-)4,5 Milyon Euro
    Geçen Yılki Nakit Durumu
    54,3 Milyon Euro
    Banka Borcu
    26,7 Milyon Euro
    Hisse Fiyatı (16 Aralık 2010 itibariyle)
    2,49 Euro
    Piyasa Fiyatı (16 Aralık 2010 itibariyle)
    152 Milyon EURO
    Takım Değeri (16 Aralık 2010 itibariyle)
    131 Milyon Euro
    Kaynak: Business Report Borussia Dortmund July 2008- June 2009)

    2010/11 Sezonu iyi Başladı, iyi Devam Ediyor!
    Her ne kadar geçen hafta deplasmanda Frankfurt’a 1-0 yenilse de, bu sezon Dortmund Bundesliga’da oynadığı 17 maçta topladığı 43 puanla ilk yarıyı lider tamamlamış durumda. Sportif performanstaki bu olumlu gelişme aynı zamanda hisse senedi performansını da dikkat çekici bir noktaya getirdi. Kasım 2010’da bir ara 3.5 Euro’ya kadar yükselen hisseler, geçen hafta itibariyle 2,49 Euro’dan işlem gördü. 2010/11 sezonunda işlerin iyi gittiği Dordmund’da hisse fiyatları da, yatırımcısına da kazandırmaya devam ediyor.

    Bu sezon başında Klopp takımı kendi alt yapısından ve dışarıdan aldığı yetenekli yıldızlarla donattı. Takımın saha içi yaş ortalaması 22’ye indi. Dış transferde Japonya 2. Lig’den 350 bin euroya alınan Kagawa takımın değişmez oyuncusu oldu. En büyük rakam 4 milyon 750 bin euro ile Lewandowski’ye ödendi. işte bu genç takım bu sezon Budesliga tarihinin en iyi başlangıç rekoruna imza atarak ilk 15 haftada en yakın rakibine 10 puan fark atarak sadece 4 puan kaybetti. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’ne dönüş yapması artık kuvvetle muhtemel Dortmund, büyük seyirci potansiyeli ile bundan sonra borçlarını tamamen eritip Bayern Münih gibi borçsuz bir kulüp olma yolunda ilerlemek amacında.” (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com )

    Gelenek, Tutku ve Başarının Takımı
    Borussia Dortmund kendisini faaliyet raporunda geleneklerine tutkuyla bağlı başarıya odaklı bir kulüp olarak tanımlıyor. faaliyet raporunda.
    1996/97 Yılında Juve’yi yenerek Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Dortmund tam 11 kez Deloitte’un en zengin kulüpler sıralamasına girme başarısı gösterdi. 2009/10 En zengin 20 Kulüp sıralamasına da 104 milyon Euro’luk geliriyle 18. sıradan giren Dortmund, bu listede yer alan beş Alman kulübünden birisi.
    74.800 ortalama seyirci sayısı ile Avrupa’nın ve Almanya’nın en fazla seyirciye oynayan kulübü.
    2016’ya kadar 4 yıllığına stadın ismini Signal Iduna’ya yıllık 4 milyon Euro’ya satan Dortmund’un forma sponsoru ise 2011 yılına kadar, yıllık 7 milyon Euro ödeyen Evonik. Malzeme sponsoru ise yıllık 4 milyon Euro ödeyen Nike.

    Sonuç

    Alman Bundesliga’yı son haftalardır kasıp kavuran ve topladığı 43 puanla ilk yarıyı lider tamamlayan, bu performansıyla taraflı tarafsız herkesin taktirini kazanan Borussia içinde bulunduğu finansal sıkıntılar nedeniyle 2004-05 sezonunda iflasa kadar uzanan bir çıkmaz yola girmişti. Bu olumsuzluk kulübün sportif performansını da derinden etkilemiş ve Bundesliga’da bir varlık gösterememişlerdi. Ancak daha sonradan kulübün aldığı bazı yönetsel kararlar katı bir şekilde uygulandı. Transferlerde kesinlikle yıldız satın alma politikasından vazgeçildi ve altyapıya, gençlere yönelindi. Bunun yanı sıra takım içi dengeleri bozmayacak bir ücret ve maaş politikasına geçildi. Bu sayede takım içi maliyetler minimize edildi. Takımın en değerli oyuncusu Nuri Şahin’in yıllık 350 bin Euro’ya oynadığını söylersem, sanırım konu daha net olarak ortaya çıkacaktır. Takımın başına herkesin sevdiği ve kulübe yeniden heyecan verecek, güven yenileyebilecek, tribüne ilave taraftar çekebilecek popüler ama yerli bir hoca getirildi. Yönetsel kısımda aynı zamanda kulübün özellikle kurumsal yönetim ve şeffaflığına çok önem verilerek, kulüp içi yeni düzenlemelere gidildi. Başarısız bulunan ve kulüpte yaklaşım yüzde sekize yakın hissesi bulunan başkan Gerd Niebaum ve menacer Michael 2004 yılında başkanlıktan, 2005 yılında ise şirket yönetiminden ayrıldı. “Kulüp başkanlığına Galatasaray’ı Neuchatel davasında savunan Reinhard Rauball gelirken, Hans-Joachim Watzke de kulübe ait futbol şirketinin başkanı oldu. Watzke göreve gelir gelmez kulübün küçülmesine ve yeniden öz kaynaklara dönülmesine karar verdi. Ayrıca sermayenin sürekli artırımı ve stadyumun geri alınmasının yanı sıra Morgan Stanley’den alınan destek ile borçlar azalmaya başladı. Bunların sonucunda öz sermayedeki pay % 34,5’a kadar yükseldi ve Dortmund kulübü yeniden sağlıklı bir temel üzerine oturtuldu. Bu süreçte yeni yıldız genç oyuncular da çıkmaya başladı. “ (Hüseyin Özkök, http://www.futbolekonomi.com )

    idari yapılanmanın yanı sıra artan sermaye desteği ile banka borçlarının çok önemli bir kısmının ödenmesi kulüp üzerindeki finans baskısını ortadan kaldırdı. Vadesi gelen borçların yaklaşık yüzde seksenbeşi ise beş ila on yıllık bir ortalama vade ile yeniden yapılandırıldı. Bu yapılırken, finans maliyeti de aşağı çekildi. Ancak kulübün aldığı mali önlemleri destekleyen en önemli politika kulübün yıldız transferi için bütçesini heba etmemesiydi. Tüm bu idari ve finansal yapılanma, bir yandan kulübün sportif anlamda önünü açarken, parasal gelirlerinde de önemli artışlara yol açtı. Bu şekilde kulübün mali borçları 118 milyon Euro’dan 26,7 milyon Euro’ya kadar geriledi.

    Bugün Borussia Dortmund Bundesliga’yı sezon sonunda olur da şampiyon olarak bitiremese bile, son altı-yedi yılda çok önemli hamleler yaptı ki, bu hamleler onları hem Avrupa’da hem de Almanya’da kesinlikle eski günlerine götürecektir. Önemli olan bu sağlıklı yapıya Dortmund gibi yeniden kavuşabilmektir. Yeniden küllerinden doğabilmek için bu süreçte sabır edebilmek ve alt yapıdan oyuncular çıkartabilmek, yeniden tavizsiz bir yapılanmaya gidebilmek çok önemli görünüyor. Bunu Dortmund yaptı. Neden bizim kulüplerimiz yapamasınlar ki? Bugün finansal sıkıntı ve sportif başarısızlık içinde bulunan bazı kulüplerimizin Dortmund’un yeniden yapılanmasından alacağı çok önemli dersler bulunuyor. Tabi ki, anlayana…
    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük