külahımdan damlalar

entry7 galeri0
    1.
  1. burası içimden geldiği gibi, formata *, başlığa, şuna buna uydurmak zorunda kalmadan içimden coşan seli yönlendirdiğimde döküldüğü göl belki deniz olacak olan mekandır. damlaya damlaya göl olur babında.

    televizyonun da tadı yok bu akşam benim gibi. belki benden beter. ne de olsa ben seçim yapabiliyorum-yanlış bile olsa- oysa yayın akışını hazırlayanların insafında. çekilirken girilen eziyete değip değmediğini bile anlayamadığım sürüsüne bereket diziler, kalitesiz filmler...ya şu kızların bayıldığı vampir edwarda ne demeli? yakışıklıymış, pööeeh. zevkinize hayranım bağyanlar. tipsiz lem o...gece aniden karşıma çıksa yeminlen hortlak görmüş gibi böğürerek kaçarım. johnny depp e sağlayacağım imkanların zerresi düşmez nasibine. bilmem annatabildim mi?

    bir dönem daha sürdürülecek olursa kavak yellerinin setini basıp yönetmen, yapımcı allah ne verdiyse dalıp çıkıcam. yoksa bitemeyecek bu dizi. kabus allahım kaaabuuus. bitirin artık len, onursuz musunuz nesiniz ulen. neffffrettt geldi yeminlen. şöyle izliyorum artık diziyi, zaping yaparken panikle hemen diğer kanala basıyorum. ahanda bu kadar izliyorum. siz devam edin daha çekimlere amk.

    benim asıl derdim ne sıcak, ne tv aslında. sardırıyorum ona buna-pek haksız da sayılmam aslında-
    geçmişin pişmanlığı. yanlış seçim, yanlış kararları, yanlış adımları doğuruyor matruşka misali. bir zaman sonra öyle bir noktaya geliniyor ki ne yapsan olmuyor. kaçan çorabı yakalamaya çalışmak gibi yanlışla çıkılan yolu döndürmeye çalışmak. ya da o sapılan yanlış yoldan doğrusuna ulaşmak. ve kiminde artık imkansız ötesi. kabulleniş içini yaka yaka çözüme kavuşturur sizi böyle bi noktada.
    pes etmekten korkuyorum, ıslak saçımla vantilatörün karşısına dikildiğimde çarpılmaktan korktuğum gibi. ama ne pes etmişliğim var şimdiye dek ne çarpıldım vantilatörün oynak havasında. beni en çok insanların oynaklığı çarptı. yüreğini açtığın, güvendiğin, evin duvarı, baban gibi dayandığın eşinin gerçek yüzünü evlendikten kısa bir süre sonra öğrenmek nasıl da koyar adama, adam olan anlar.
    hayat bazen acemi ötesi aşçı yamağı gibi. güzelim dolmalık kabağı oyamayıp parça pincik ediyor. ve hakkını da yemiyor kendince, iç malzemesini de döküyor üstüne. kabak dolması tüm malzemelerin mevcudiyetine rağmen kabak dolması değil. kabak son derece üzgün heba edildiği için. öyle bişey işte. buraya nasıl geldim hatırlamıyorum, o yüzden gerisini getiremiyorum. anlayan anlamıştır zaten-tabi okuyan biri olursa buraya kadar-
    kurumaya yüz tutmuş geçmişin kabuğuyla oynamayı bırakıp tekilamı yutup zıbarmaya gidiyorum. ama ölüm gelse bugünlerde sawyer belki johnny depp gelip ayaklarımın dibine kapanmış kadar mutlu olucam a.s. hayat, yine sevmiyorum lan bugünlerde.
    çok puştsun ibne.
    3 ...
  2. 2.
  3. bugün bir şeyden çok emin oldum. dışarıda sürüsüyle deli var. akıllı sandıklarımızın çoğu deli aslında. bu gazetelerde çıkan haberlerin kaynağı da onlar zaten. bu delileri tesbit etmek çok zor değil, amma velakin kontrol altına alınabilmesi için birşeylerin yapılabilmesine yeterli değil bu deliller. elini sallasan bir deliye değer sonunda. temkinli olmakta fayda var. veya gözlerini pörtletip üstüne gitmekte. veya yeri geldiğinde sopanı saklamakta.

    misal az bende de var. bugün yolda giderken bir hatun gördüm. dudak kalemiyle kalın kontur çekmiş rujunun etrafına. benim bir kadından iğğğrenmem için tek kalemde yeterli olanı mükemmmel başarmış amk hatunu. o iğğğrenç manzarayı aynaya baktığında nasıl görüyor kendisi bilemem de, erkek olsam öyle dudak yapan bir hatunu sikseler öpmem, abazanlıktan kururum yine öpmem. çünkü öpersem kusarım. çok pis bi görüntü oluyor. daha çok görüntü kirliliği oluyor. yapmayın, etmeyin. rujunuzu kalemsiz sürün ya da o naneyi incecik kontürleyin lan. iğreniyorum sokak ortasında.
    delilikten bahsediyordum ya işte bu hatunun dudakındaki iğrenç boyayı silesim geldi baktıkça. bakma kızım bakma mınıskim lan bakma başıma iş açıcan şimdi derkene ortamı kazasız belasız terkettim şükür. ama yapmayın harbi iiiğğğreeennnnççç.
    erkekler eminim hakverecektir bana bu konuda.
    1 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. senelerdir bir anlam veremedim bu sorunuma. sebebini çözemedim bir türlü. ne zaman bir yerde yazılı, o günün tarihine baksam hep geçmiş zaman gibi gelir bana. hem de çoook geçmiş zaman. bugün temmuzun yirmi dördü ya, işte bunu okuduğumda yıllar yıllar öncesi gibi geliyor bana. ilk ne zaman farkına vardım bilemiyorum.ama bu sıkıntıyı halen yaşadığımı biliyorum.

    ben olağan şüpheliler filminde keşfettikten sonra deli gibi diğer filmlerini ilgiyle izlediğim kevin spacey e de aşık olmuştum bir zamanlar.buna da bi anlam verememiştim. evet evet o tipsiz adama en berbat filmini bile izleyebilecek kadar aşık olduydum. o yeteneğe, piçlik potansiyeline ve belki gözlerle anlatımına aşık olduğumu çok sonra farkettim. ki şükür ondan çok uzaktaydım. zira aşk insana kendine zarar verecek şeyleri bile gayet normal gösterebilir, dolayısıyla yapmakta bir çekince gösteremez çoğu.

    sonracıma da düşününce bir acı gerçeği farkettim. ben hep çirkinleri sevmişim ayol. ne tipsiz severmişim ben. iflah olmuşumdur artık heralde sanırsam, ümidederim. amin, işallah maşallah. *
    ama herkesin çirkin gördüğünde ben güzellik bulabiliyorum ki bu bir yetenek. * herkesin güzeli kendine hem.

    terlemekten yoruldum ben yaa. kafamdan su fışkırıyor adeta saçlarımın dibinden. gözüme gelen ter damlaları sinirimi zıplatıyor benim. çok sıcak ve çok soğuk insan bünyesini yoruyor. bu deli sıcakları sevmiyorum. kim seviyor ki? bu satırları yazarken boynumdaki su birikintileri ses çıkarıyor kolumu başımı oynattıkça.cıp cıp cıp diyo la. kendi suyumda boğulup ölcem galiba. foşur foşur su fışkırıyor benden. içtiğim su da cabası. off sıcaktan bahsedince daraldım. konuyu kapatıp, üstüne de kilidi basıp gidiyom ben. çay içince uykusu gelir mi insanın? benim geliyor, hatta geldi. şu an gözümde. yeni bir tarzda demliyorum şimdilerde çayımı. hoş bir içimi oleyor. sonracıma da böle uykum geliyor. sonra annatem nası demlediimi şimdi gaçıyom.
    1 ...
  7. 5.
  8. zihin yorgunken unutkanlık tavan yapıyor. bir gün kendimi bir yerlerde unutabilirim. benden söylemesi.
    0 ...
  9. 6.
  10. gözü kapalı birine güvenip kokusunda huzurla uyumak istediğim hassas zamandayım. neden yanlış seçimler yaptım ki ben. yanlış adamla mutsuz evliliğini çocukları için yürüten anneler gibi neden olamadım ben. isyanımı saklamışken neden uyanmadı sevdiğim adam. yanlış seçimi görmüşken, herşey yolunda numarasına kendimi o denli kaptırmışken neden anlamadın acımı sen. canım acırken, acı gülüşümün ardındaki gözyaşlarımı gören köpeğim keşke eşim olsaydı dediğim hüzünlü zamanlarımın kahkahasına sakladım geç uyanışımı. göğsümdeki kitleler isyanı, sınır harekatına ramak kalmış sinir ordularım bastırışımı kanla açacakken, sırtımı dönüp gittim de sen yendiğini sandın, oysa gururum engeldi bana bile, kepazeliğini savurmam için ele güne. oysa ne çok haketmiştin rezil edilmeyi...ah incinik gururum kurtuluşun oldu senin. boğazıma düğümlü sözlerim, içime akan gözselim... sevmem ağlamayı, ağlayanı. haketmediğin değeri, omuzlarına asılı asil duygularımı ucuz sevdaya harcadın ya ben ona değil bu kadar ucuz değer yargıları olan birine verdiğim asil değere acıdım. kediye yüklemişim sermayeyi... ahhh ben ahh ben.kimi suçlasam nafile. hatalarımın müsebbibi ben.

    Geceler yarim oldu,
    Ağlamak karım oldu,
    Her dertten yıkılmazdım,
    Sebebim zalim oldu.
    1 ...
  11. 7.
  12. depresyonun kıyısında geziniyorum. bi dalıp çıksam mı ki diyorum. sal git kendini, batsın balık yan gitsin yön gitsin siktiret diyorum. sonra bakıyorum örnek alan varmış beni, bırakamıyorum kendimi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük