sanat olan esasında marjinal küfürler etmek değil sadece. edilen bir küfürü ağza yakıştırmaktır. şöyle ki bazen bazı ortamlarda maç seyrediyoruz. ortamdaki bazı kişiler bir küfürler ediyor sizin de canınız küfür etmek çekiyor. adamın ağzına yakışıyor bir defa. ettiği küfür öyle bildiğiniz gayet alalade bir küfür de olabiliyor farklı yaklaşımlı küfürler de olabiliyor. ama eden kişi bunu öyle bir telaffuz ediyor ki onu, dile gelip bir daha söyle diyesiniz geliyor. ağzınız sulanıyor.
yerinde kullanmak esastir. cok kufurun boku cikar, hic kufretmeyenler icin de "o ne be, oyle hayat mi gecer" denir. dogru yerde dogru zamanda olmasi, kufuru bir sanat yapar.
sıradan küfürler sanatın mihenk taşları dikkat çeken ve akılda uzun zaman kalıp yıllar sonra bile gülümseten küfürler ise sanatın altın çocuklarıdır...