sevan nişanyan: lebron james'in yaprağını yemeden yazar olunur mu?
Bir dost: Hayır, olmaz sevan nişanyan. sevan nişanyan: anladım abla. peki blog yazarı olmak için ne yapmam gerek?
Bir dost: provokatör ol yeter canım. sevan nişanyan: anlaşıldı abla, çok teşekkürler.
ahmet altan'ın 'şiddet içermeyen sembolik bir jest' şeklinde tarif ettiği kavanoz içinde bok atma eylemini yapamayanlar için daha da az şiddet içermeyen sembolik bir ifadedir nişanyan'a edilen küfürler. ayrıca koca adam olmuşsun internette yazılanları kale alıyorsun cık cık cık. internette yazılan herşeyi ciddiye alma demediler mi sana.
annem bana yüzümü yıkarken " uyandın mı? " diye sorar, işte o soruyla hissettiğim hissi hissettiren soru. ama anneciğim en azından küfür etmek ile atatürkçülük arasında bir bağ kurmuyor. sevan nişanyan'a sesleniyorum, abla bi sktirip gider misin ? uyanan insana uyandın mı diye sorulmaz ki canım!
köpeklere küfretmek insana insanlığından bir şey kaybettirmez, kuduran emperyalist köpekleri insan olmaya karar vermezlerse hiç bir şey değişmeyecektir.
sadece bir soru. daha da fazla düşündükce saçma gelen bir soru.
insanların bu kadar önyargılı ve bu kadar kolay stereotip basmaya çalışmaları beni gıcık eden olaydır.
sana küfretmeyen insan olur mu sözüyle cevap verilesi yazı. nişanyan kimdir neler yapmıştır ortadayklen insanlara ahlak dersi vermemeli.
(bkz: bok atmak) *
