orta doğu çalkantısında yaşayan, sadece avrupa'da gezmiş biri için bir başka gezegen deneyimi vaadeden ülke.
anlatılacak onca şey, söylenecek onca söz, dinlenecek yüzlerce şarkı var küba'dan bahsedeceksek eğer. ancak özellikle bugünlerde Küba'daki ilk günümde, Havana'nın ara sokaklarında yürürken "buenos dias" diye sırtıma gülümseyerek vuran adamın bendeki turist gerginliğini gördükten sonra yine gülerek "in Cuba no terrorism, no mafia. enjoy Cuba!" deyip uzaklaşmasının, bu cümlenin ne kadar kıymetli olduğunun farkına her saniye biraz daha varıyorum.
Sosyalizmin ete kemiğe büründüğü ülkedir. Eğitime verdiği önem öyle büyüktür ki, bir tek öğrenci için tam donanımlı okul açan ülkedir. Çocuklara her gün bir litre bedava süt dağıtan ülkedir. Dünyaca ünlü müzik grubu Bueno Vista'nın anavatanıdır.
1 ay tursuz ve özgürce gezdiğim, halkla tanıştığım, bir tane bile evsiz, aç insanın olmadığı güvenli ve stressiz ülke. yaşadıklarımı, devrim müzesini, karnavalı, devrim kutlamalarını, yediklerimi, görsellerimle blogumda anlatıyorum: http://www.celebialper.com/category/kuba
müziğin ve dansın ülkesi. millet açlıktan kırılsa da sanattan vermiyorlar. herkes neşeli, her daim sanki ''amaaan siktir et bidaha mi gelcez dünyaya'' modundalar. çok kasmıyorlar. kokteylleri de ünlü. sokaklarda müzik, sürekli dans eden insanlar, muhteşem iklimi... hayalperestler için ideal yer. ayrıca çok çok çok ucuz. yerleşmek için de fena sayılmaz. para biriktirip inzivaya çekilebilirsiniz.
amerika'nın uyguladığı ambargo sonucu kendi teknolojisini geliştirmiş ve tıp alanında dünya çapında gelişmelere imza atıyor.birçok ulkeye doktor ihraç ediyorlar.
en son kansere karşı geliştirdikleri ilaçla gündeme geldiler.
abd'ye kafa tuttuğu herkesçe bilinirken, dominik cumhuriyetinden küsküyü yediğini bilen kişi sayısı bir elin parmakları geçmeyen ilkel ülke.
(bkz: rafael trujillo)
Küba deyince akla gelen ilk şeylerden biri de puro. ABD Başkanı John F. Kennedy, Kübaya ambargo kararını imzalamadan hemen önce, zor zamanlar için 1200 Küba purosu satın almış.
Küba hakkında duymamış olabileceğiniz bazı ilginç bilgiler
Nasipse kısmetse önümüzdeki aylarda gideceğim ve iki haftamı geçireceğim yürekli ülke.
Havana vadilerinde zamanında kölelerin ilkel yollarla toplayıp işledikleri tütün tarlalarını arşınlayacak olmanın mutluluğunun yanı sıra 1 mayısta orada bulunacak olmak daha da bi heyecan verici.
1 mayıs günü Che mozolesinin altından puromu yavaşça tellendirirken öbür yandan da emperyalist düzene selam çakacağım.
Bekleyin beni.
Bir aratayım dedim de ABD ile ilişkileri kimse entry girmemiş. Biraz bahsedeyim efendim,
Küba ile ABD arasında yaklaşık 50 yıldır yaşanmayan ilişkiler geçtiğimiz haftalarda yaşandı. Obama ile Raul Castro arasındaki diyaloğu birazdan açacağım onun dışında; Raul Castro'dan bahsedeyim biraz. Öncelikle Raul, efsanevi kumandan ve devlet başkanı Fidel'in kardeşidir. Yanlış bir anlaşılmayı da önlemek için söyleyelim, Fidel'in 88 yaşında olduğu ve geçirdiği sağık sorunları da göz önünde bulundurulduğunda görevi -geçici- (ne kadar geçici tartışılır) olarak kardeşine bırakmıştır. Monarşik bir durum yok yani. Neyse konuya döneyim Raul, Obama ile bir bakıma Küba'nın kaderini tayin edecek ilişkilere adım atmıştır. ilişkilerin ve anlaşmanın temeli, Küba'nın 1, ABD'nin de 3 tutukluyu serbest bırakması üzerine kurulu. Anlaşma ortamında tutukluların serbestliğine karar verildi.
Sonuçta iki lider de ilişkilerin 50 yıldan sonra normalleşmesi gerektiğini savunuyor. Bunun ilk adımı karşılıklı büyük elçiliklerin açılması olacak. internet konusunda kısıtlamaların kalkacağı, ABD'nin Küba'ya gıda vb. yardımda bulunacağı -çok lazımdı- da konuşulanlar arasında.
ilerleyen günlerde neler değişecek birlikte göreceğiz.. viva la cuba