küba

entry378 galeri123 video3
    73.
  1. (bkz: Küba büyük felaketin ardından dayanışmaya çağırıyor)

    Ağır ambargo koşullarına ve ekonomik güçlüklere rağmen Bolivya dan Pakistan a dünyanın dört bir yanına on binlerce öğretmeni ve doktoru ile dayanışmasını gönderen Küba, bugün kardeş dünya haklarının dayanışmasını bekliyor. Devrim tarihinin en büyük felaketiyle karşı karşıya olan ülke, hala süren ambargo koşulları altında, yıkılan evlerini, enerji altyapısını onarmaya, ağırlaşan gıda sorununu çözmeye çalışıyor. Küba hükümeti yardım iletmek isteyenler için aşağıdaki çağrıyı yayınladı.

    "Küba da kasırgaların sebep olduğu tahribat ve uluslar arası yardımların kabulü"

    Adayı art arda vuran iki güçlü kasırsa Ike ve Gustav, Küba da büyük zararlara neden oldu. Bu son kasırgalar, ardında kuvvetli rüzgârlar ve birçok yerde sele neden olan şiddetli yağmurlar bırakarak adanın doğusundan batısına, içinden geçerek neredeyse bütün adaya zarar verdi. Bütün şehirler bu kasırgadan etkilendi.

    Kasırga en fazla zararı konutlara verdi. 100 binden fazla konut yıkılmış veya yarı yıkılmış durumda. Direklerin ve hatların yıkılması sonucu elektrik dağıtım şebekesi büyük bir tahribata uğramış, ekili alanlar ve ürünler çok zarar görmüş durumda.

    Birçok kişi ve kurum Küba ya yardım etmek için müracaat etti. Küba hükümeti herhangi bir bağışta bulunmak veya yardım göndermek isteyenlerin aşağıdaki durumları tercih etmeleri konusunda bilgilendirdi.

    * Konutları onarım için materyaller: Özellikle inşaat malzemesi kiremit, fayans, tuğla vb. veya çatı malzemeleri.

    * Elektrik hatlarının onarımında kullanılacak malzeme.

    * Gıda

    Eğer para göndermeyi düşünürseniz bu daha pratik. Aşağıdaki bankalardan "BANCO FINANCIERO INTERNACIONAL S.A. / La Habana, Cuba." Bankasına transfer yapılabilir.

    Amaç Kasırganın neden olduğu zararlar için insani yardım şeklinde belirtilerek, aşağıdaki bankalar aracılığı ile Euro olarak para transferi yapılabilir. Amerikan Doları asla kabul edilmez.
    -Dresdner Bank AG (codigo swift cobadeff), Almanya.

    -BBVA París (codigo swift BBVAFRPP), Fransa.

    -Credit Mutuel (codigo swift CMBRFR2B)
    0 ...
  2. 72.
  3. zengiliğin tıpkı yoksulluk gibi eşit bir şekilde paylaşıldığı ülke. insanlar 4 saat çalışır, kalan zamanlarını, sanata, spora ve herşeyden önce ailelerine ayırırlar. doğdukları yerde ölebilme şansları vardır. çalışmak için göç etmek zorunda kalmazlar. ayrıca çocuk ölümlerinin dünyada en az görüldüğü ülkedir.
    7 ...
  4. 71.
  5. okuma yazma bilmeyen insanların olmadığı nadir ülkelerden.
    6 ...
  6. 70.
  7. Karayipler'de ardında toplam 85 ölü (Haiti'de 60, Jamaika'da 11, Dominik Cumhuriyetinde 8 ve digerleri) bırakarak küba'ya ilerlemiş Gustavo kasırgasını, güçlü örgütlenmeleri sayesinde "burunları kanamadan" atlatan ülkedir.

    kasırganın ülkeye geleceği anlaşıldığı andan itibaren sivil savunma ve onun önderliğindeki halk komiteleri, felaket bölgelerinde gereken tedbirleri alarak güvenliği sağladılar.

    Küba'dan geçişini tamamlayan kasırga, geçen yıllarda ardında binlerce ölüm ve sefaleti bıraktığı topraklara, Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyine doğru yeniden ilerleyişini sürdürüyor...
    5 ...
  8. 69.
  9. film olsa soundtracki ancak ve ancak hasta siempre comandante che guevara olabilecek olan ülke.
    ve tabii ki de vanilyalı puro..
    0 ...
  10. 68.
  11. dünyadaki komünist partilerin ilham kaynağı, tek dayanakları, umutları herşeyi. Eğer küba da birgün kapitalizme geçilirse daha doğrusu abd bunu başarabilirse dünyada ki bütün sosyalist ve komünist partiler nakavt olur.işte böyle bir ülke küba.
    0 ...
  12. 67.
  13. karakteristik özellikleri uyuşturucu, seks, puro ve rejimiyle özdeşleşmiş efsanevi lideri olan ülke.
    0 ...
  14. 66.
  15. cep telefonunun yasak olduğu ülke.
    1 ...
  16. 65.
  17. dünyada kişisel bilgisayar sahip olmanın yasak olduğu tek ülke.
    1 ...
  18. 64.
  19. (bkz: KAPiTALiZME iNAT ücretsiz ilaç)

    sağlık haktır satılamaz mantığı ile kanser tedavisi, AIDS ve üçüncü dünyaya has sıtma, tifo, kolera, dizanteri gibi hastalıklar için çalışmalar yapan ülke.
    9 ...
  20. 63.
  21. Ortalama ömrün 77 yıla ulaştığı, çocuk ölümlerinin neredeyse ortadan kalktığı Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Sağlık Örgütü tarafından da tescil edilen ülkedir..
    4 ...
  22. 62.
  23. yazıyoruz ama boşuna olduğunu anlamaya başladım. çünkü ideoloji ve toplumsal sistem arasındaki farkı bilemeyip sonra ortamı foruma çeviremeye çalışanlara laf atmaya çalışıyoruz. bu kişileri ciddi bir araştırmaya sevk ediyoruz. umarız araştırırlar yoksa bilinçsizce içinde bulundukları düşünce sistemlerinin karanlığında, sonsuzluğa doğru yol alıyorlar.

    bunun dışında kimse cennet yaratamaz. kimse boşuna uğraşmasın. cennet dediğimiz şey bu dünya için soyut kalmaktadır ve bu dünyada somut kavramlar dışında pek yer yok. madde öncüldür. bu bir önkabüldür. biz buna bakarız değerlendiririz. yoksa boşuna değerlendirmeler ve yaftalamalarla fantastik yorumlarda bulunmamak gerekiyor. besbelli küba'nın çok sıkıntıları var. ama gerçekleri bilmeden konuşmak cidden sallama yeteneği istiyor.

    üretmeden muhalefet etmek ve yaratıcılığın doruklarında gezindiğini sanmak bizlerin işi olmaz. neyse, çek bana kızım oradan yarım porsiyon aydınlık.
    3 ...
  24. 61.
  25. sosyalizmin ölmediğini, insanların olgunluğu ile doğru orantılı bir mücevher olduğunun mükemmel örneği olan ülke. bir tv programında küba'lı bir amca amerikaya lafı tıkamış, üstünede ne olursa olsun en azından özgürüz diyerek hafızama kazınmıştır.
    6 ...
  26. 60.
  27. bir de küçük bir not belirtmek istiyorum. therealcuba. com gibi anti propaganda amaçlı bir site vardır. hatta bizim dönek solcu hadi uluengin buradan bayağı yararlanarak bir yazı yazmıştı. küba dostluk derneği de kendisine gayet güzel bir cevap vermişti. hem de bm'nin kendi istatistikleri ile. şimdi açıp bm'nin istatistiklerine bakmak gerekiyor. bm kendisi bir emperyalist kurumken bu istatistikleri bu şekilde yayınlaması gerçekten şahıslar için şok edicidir.

    örnekler vermek gerekirse bugün dünyanın 133 ülkesinde 30bin fazla küba'lı doktor insanlara hizmet vermektedir. güney amerika'da son 5 yılda 5binden fazla kübalı eğitmen okuma yazma kampanyalarında bulunmuştur. küba üniversitelerinde okuyan 60bin yabancı öğrencinin 57binden fazlası tıp dalında eğitim görmektedir.

    bir de devrim öncesi bm'nin küba hakkındaki istatistiklerine bakalım: halkın yüzde 48'i okuma yazma bilmektedir. bugün ise bu oran yüzde 99'dur. ülke'nin yalnızca yüzde 35'i devrim öncesi temiz su olanaklarına sahipti, bugün ise böyle bir sorun tamamen kaldırılmıştır. devrimden önce bebek ölümleri binde 22'dir. zaten bu dönemde 1959 yılında dünyanın hiçbir ülkesinde binde 5 gibi bir oran yoktu. evet acı gerçek 1959 yılında böyle bir oran yakalamak iki süper güç dışında imkansızdı. bugün ise küba kendisine uygulanan büyük ambargolara karşın başarmıştır. bugün kendi ülkemize bakınca maalesef devrim öncesinin döneminden beteriz. bakın dikkatli bakalım maalesef kendi ülkemizde bu yok.(bm istatistikleri,2002)

    şu fuhuş olayına gelelim. maalesef bu bir sorun ve hala devam ediyor. fakat küba devrim öncesi dünya fuhuş merkezinin bir numaralı merkeziydi. kumarın, fuhuşun kol gezdiği ve ülke kaynaklarının hangi kaynaklara nasıl bir yağma düzeni ile aktarıldığı belli bir ülkeydi. devrim öncesi onlarca kez borçlarını ödeyecek artı değeri üretmesine rağmen küba, bu emperyalist sömürü düzeninden dolayı soyulmuştu. bugün aynısı türkiye'de olmaktadır. egemen sınıfların borçları bizlerin cebinden ödeniyor. ve bir çok kez ödenmesine rağmen hala ödemeye devam ediyoruz. bu yüzden bu borçların ödenmemesi bir haktır. ve buna karşılık sömürü merkezlerinin uygulayacağı ambargo kanunsuzdur.

    şimdi tam da kapitalist azgınlığın en dibinde yaşayıp kendi önümüze bakmamız gerekiyor. bu dünyada ne sosyalist ülkeler ne kapitalist ülkeler öyle bir bolluk içinde yaşadığını kimse iddia etmiyor. ama bir gerçek var; süper güç olduğu iddia edilen abd'de bugün 28 milyon aç devlet fonlarına başvuruyorsa, bugün avrupa'da işsizlik yüzde 10'nun altına düşmüyorsa, sosyal güvenlik yasaları tasfiye ediliyorsa yani insanlığın geleceği elinden alınıyorsa istemeden de olsa nasıl aşağılık bir düzeninin savunucusu konumuna geliyoruz görelim.

    ayrıca küba hakkında daha ayrıntılı bilgi için küba dostluk derneği'nin hadi uluengin'e yazdığı mektup ile küba tarihi isimli yazılama yayınlarından çıkan kitaba göz atılmalaıdır. hani bilgi bizim bir numaralı silahımız ya o açıdan.
    6 ...
  28. 59.
  29. evet, içinde ne olduğunu, neler yaşandığını kimsenin görmezden gelemeyeceği bir ülkedir bu. (bkz: #3381342)

    aslında kendimize sormamız gereken şey çok basit. bu kapitalist düzende, insan ilişkilerini nasıl bu kapitalizmden koruyabiliriz ve onurluca nasıl kendimize daha iyi ve bağımsız bir yaşam kurabiliriz?

    aslında kendimize sormamız gereken başka şeyler de var. gözümüzde en iyi olan bir sistemi, gözümüzü bağlayarak delicisene, militanca savunup içindeki kokuşmuşlukları göremeyerek nasıl bir pozitivizm batağına battığımızı anlamayarak, sadece muhalefet olsun diye abd nin her yaptığına muhalefet mi edeğiz?

    yoksa;

    düşmanın da olsa herhangi biriyle oturup konuşmayı, tek bir dünya görüşüne saplanıp kalmamayı, ideolojileri imzlerin batağına saplanmamayı, hür düşünceye sahip olmayı, diktaları görebilme kabiliyetini mi seçeceğiz?

    ben demiyorum ki küba cehennemdir. fakak cennet olmaktan da fersah fersah uzaktır.

    fakattt ;

    küba kesinlikle "onurlu ve gururlu bir komunist" ülke değildir. az sayıda da olsa bir takim kapitalist degerleri zorunlu olarak benimsemiş, potansiyel veriminden oldukça uzakta, ama halkı, 1984 gibi distopyalarda anlatilan rejimlere gore de iyi durumda olan, tarihi boyunca da daha buyuk kuvvetlerin mucadelesinde koz olarak kullanilmiş sahsina munasir bir rejimdir.

    tekrarlıyorum; "kahrolsun sosyalizm" de demiyorum. neticesinde hiçbir izm'i militanca, delicesine savunmadım ve ya yermedim bugüne kadar. ama bizim gibi görece özgür yetişmiş insanlarin, sırf amerikaya kafa tutuyor diye boylesi bir sosyalizme ulaşmaya calışmaları samimi ve bilinçli bir davraniş olamaz. tek derdim madalyonun öteki yÜzÜdür; amerikaya nefretimizden dolayı ısrarla görmediğimiz yüzü.

    edit: ne özgürü allasen? dikta diyorum, özgürler diyorsun.
    0 ...
  30. 58.
  31. şimdi ortada bir sorun tanımlaması var. hatta daha ileri gidelim çok ciddi bir sorun var. bunu tartışmak gerekiyor.

    bir toplumsal düzenin ideolojik yanları vardır ama bununla sınırlı değildir. toplumsal düzen pek çok şeyi kapsar; ideolojiyi, ekonomiyi, siyaseti, kültürü yani anlayacağınız tüm yaşamı kapsar. yeniden üretim süreci içinde değerlendirilir ve ona göre geçerliliği vardır. örneklemek gerekirse; kapitalizm bir ideolojidir ama daha da ötesidir. çünkü bir toplumsal sistemdir. kendini yeniden sürekli olarak üretir ve insan ilişkilerini düzenler. aynı şekilde sosyalizm de, komünizm de böyledir. ama bir faşizm, liberalizm ideolojik alanla sınırlıdır. çünkü kapitalizmin alt kümelerinde dolaşır ve evrensel sistemler olarak kendilerini kapitalizmden ayrı olarak var edemezler. yani şu ideolojilerden sıyrılın diyen post modernist görünüşün köleliğinden kopmak gerekiyor. üstelik bunu bilinçsiz şekilde yapmak insanın bilinçlilik düzeyini güzel bir biçimde özetliyor aslında. zihnimizi açacaz derken gerçekleri soyutluyor, sonra da zihnimizi parçacacıklara bölüyoruz. zor iş olsa gerek.

    olaylara bütünlüklü bakmak gerekiyor. bütünden kaçmamalıyız. bütünden kaçınca soyut kavramların çevresinde dolanıp dolaştıktan sonra kendi çevremizde daireler çizdiğimizi fark ediyoruz. kendimizi dev aynalarımızda zannediyoruz. işte kendisini dev aynasında sananlar maddi gerçekliklerden kaçıyorlar. tüm yapılan çalışmalar, insanların görüşü ortada. kimse bu gerçeklerden kaçamaz. kimse bu küçük ülkede olup bitenlere göz yumamaz. burun kıvırıyorsa biliyoruz ki kendisi o çok korktuğu ideolojik yaklaşımların içinde kıvranıyordur. tıpkı bir sıtmalı hasta gibi kendini yiyip bitiriyordur.

    her şey basit aslında. üretim sürecinde kar güden ve insan ilişkilerini pazar ilişkisine indiren bir sistem mi isityoruz? biz insanlar olarak, biz düşünen insanlar olarak gerçekleri görüyoruz. sahte cennetlerden medet ummuyoruz. kendi geleceğimizi kendi ellerimizde görmek istiyoruz. bu küçük ülkede yapılanların çok daha iyisini yapabiliriz. hem de kendi ülkemizde, çok daha ileri giderek. onurlu ve özgür bir yaşam adına bu yapılabilir. yeter ki rezil, bölük pörçük düşünce biçimlerinin bilinçsizce desteklenmese.

    ya emekçi halkın safı ya da ölümü vaad ediyor bu ülke. okumuş insanlar ise bugün ilk safları tercih etmek zorundalar; çünkü buna mecburlar. teoriyi pratikle besleyerek, pratiği teori ile birleştirerek, kendi ülkesinin geleceğini yaratan bu onurlu küçük ükeye selam eden bizler, kendi ülkemizde çok daha iyisini yapacağımız bilincindeyiz. bilinçsizlerin bunu bilmesi şart.
    2 ...
  32. 57.
  33. iki üç günlük turist olarak gitmenin eğlenceli olabileceği ülke. nasıl olsa vize istemmiyorlar türklerden.* ama işte gel gör ki içinde yaşayan insanların anlattığı dehşetlerin biri bin para...

    dünyaya da sağlık ve eğitimin parasız olduğunu çok güzel yutturmuş.

    işte sağlık hizmeti alan bir kaç hasta görüntüsü;
    http://www.therealcuba.com/index.htm

    ahanda buradan kaçmak zorunda kalan bir doktorun anıları;
    http://www.therealcuba.com/index.htm

    insanlari fevkalade sicaktir, kizlari mukkkemmel guzelliktedir. rahatlikla 20li yaslarinda gibi gozuken liseli kizlarin kisacik etekleri, cinsel tabularin hemen hemen sifir oldugu bir toplumda nasil hicbir taciz ve rahatsizliga neden olmuyorsa, seks turizmi icin gelen turistlere sunulan "imkanlari" da bir o kadar ulkenin toplumunda rahatsizlik yaratiyor.

    üzücü olan, komunizmin (sosyalizm) getirdigi tembellik, vurdumduymazlik ve bunun sonucunda ortaya cikan raflari bombos dukkanlar, turistlerden surekli para dilenen kimseler, çatlak yollar, deprem sonrası adapazari görüntüsü sergileyen mahalleler, tek bir ailenin yasamasi için dizayn edilmis villalara yigilmis ve maalesef hamambocegi gibi yasayan aileler (tek bir mustakil evde 3 ailenin yaşaması, 150 kisinin yasamasi gibi durumlardan bahsediyorum), etraftaki cop yiginlari, kimsenin aldırış etmedigi hayvan leşleri, kiyafetinize sinen mazot kokusu, yine 1960larda amerikali zenginlere ait arabalarin ne yapılıp edilip halen daha calisir durumda olmasi... işte budur küba.

    bu olmasa neden her yıl onca insan göç etmeye çalışsın değil mi azizim?

    eğer bunları söylediğim için ben de kapilatist olacaksam varsın olayım. sadece güler geçerim.

    noT: küba onlara uygulanan ambargodan dolayı kötü durumda bik bik diyen insanlar için geliyor. bütün amerikan şirketlerinin kamulaştırılmasıyla oradaki yatırımın yok edilmesi ve alınan borçların ödenmemesi ve anlaşmaların tek taraflı feshi sonucunda küba kendi kendine bir ambargo koymuştur aslında. sen borcunu ödeme ve tek başına fesh et sonra ben sana mal satmaya devam edeyim. yok yaaa.

    ayrıca küba'nın devrimden önce boktan bir ülke olup devrimden sonra şahlandığına dair mükemmel tespitleri olanlara geliyor;

    devrim öncesinde düşük olduğu sanılan okuma yazma oranı aslında yüzde 80 dir. sağlık konusunda da 122 ülkeden 22. olarak gösterilmiştir.100 000 kişiye 128,6 doktor düşen küba devrim öncesinde de hollanda, fransa, ingiltere ve finlandiya'nın üzerinde yer almaktaydı. ve yine bebek ölüm oranı dünyada en düşük olan orandı (1000 kişide 5,8)

    karnı doyan ve gözleri bağlanan kimse elestiriyi de, baskaldiriyi da, daha iyi bir sistemi de düşünmez. işte efendim, "özgürlük ve demokrasi"nin, "cennet"in içyüzü budur, buyrun güle güle kullanın. bunlar kafa siken kapitalist zirvalari değil; kapitalizmden hiç hazzetmeyen birinin paylastığı gerçekler.
    3 ...
  34. 56.
  35. insanların asgari ücret 20 dolar diye hakkında attıkları ülke.
    hayır anlamıyorum böyle bir uydurmacayı ne büyüklükteki bir organdan çıkarıyorsunuz.

    1 us dollar = 1 cuban peso
    9 ...
  36. 55.
  37. sanırım dünyadan uzakta yaşıyor birileri ya da her zaman yaptıkları gibi insanları havada, karada kandırmaya ve zihinlerini bulandırmaya çalışıyorlar. düşünmek gerek? kim neyden, ne kadar pay alıyor? sanırım birileri yönetici sınıfların pastadan bu kadar pay aldığı ülkeyi karıştırıyorlar. böylesine eşitsizliklerin olduğu ülke küba değil, türkiye'dir.

    resmi rakamlara göre türkiye'nin kişi başına düşüne milli geliri küba'nın iki katıdır. tabi bu nasıl olduğunu gördük. bir gecede 2bin dolar arttı milli gelirimiz. her neyse devam edelim. buna rağmen ne olduğu belli bm'nin insanlık endeksine göre türkiye 96., küba 45.'dir. yani onlarca kapitalist ülkenin ilerisinde küçük ve fakir bir ülke. üstelik diğer yandan bakınca kendisinden 10 kat daha zengin olan abd'nin ilerisinde kültür, eğitim ve sağlık alanlarında. bakın öyle böyle değil 10 kat daha fazla kişi başına düşen milli geliri olan bir ülkeden temel insani konularda ileride. bunu söyleyende kimin kurumu olduğu belli olan bm. yani bölgesel güç olmaktan öte bağımsızlığını yitiren bir ülkenin evlatlarıyız bizler. bir de hala bölgesel güç olmaktan bahsediyoruz. kimin uşaklığını yaparak güç olacağız? insani olandan uzaklaşırsak ancak böyle tanımlamalar içersinde kıvranır kalırız.

    galiba artık türkiye insanının öğrenmesi gereken bir şey var. asıl önemli olan, asıl karşılanmaı gereken önce temel ihtiyaçlar. egemenlerin yararına olan kalkınma cebimize 2 kuruş sokarken geleceğimizden 10 kuruş çalıyor. üstelik onurumuzuda yitiriyoruz. bu böyle devam eder mi? bence, hayır bu böyle devam edemez, etmeyecekte.
    9 ...
  38. 54.
  39. asgari ücret 20 dolar. pekala bunu verili bilgi olarak kabul edelim. peki sormak gerekir en temel ihtiyaçlar nedir insanın? eğitim, sağlık ve konut. sosyalist küba bunun ikisini tamamen parasızlaştırmış, diğerini ise kapitalist düzenden çok daha iyi yollara sokmaya çalışmıştır. bunun yanında tüm çocuklar için gerekli olan besin devlet tarafından sağlandığı gibi gıda fiyatları da insanların ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir. herhalde eğitim ve sağlık düzenini bilerek anlatmıyorum; fakat bizim ülkemizden bu konulardan fersah fersah ileride olduklarını bilmeniz gerekir.

    küba ambargonun yaşattığı zorlukları hala zar zor aşmaktadır. fakat 20 dolara burun kıvırmak kapitalist düzen için geçerlidir. tüm insani ihtiyaçların karşılanmaya çalışıldığıı bir ülkeden "git olm sen yaşa 20 dolara" burada demek lümpenlikten öte bir şey değil.

    küba'dan bir arkadaşımız gelmişti. kendisi türkiye'de eğitimin ve sağlık'ın paralı olduğunu,insanların açlıktan öldüğünü duyduğunda çok şaşırmıştı. elbette kendisi çok süper, fersah fersah aşmış bir ülkeden gelmiyordu. kendileri de açlıktan çok muzdariptiler zamanında. hala sorunları var ama kalkıp kapitalist düzen içindeki biri, her türlü insani ihtiyacın paralı olduğu bir ülkedeki kimse ücretlerin karşılığını anlayamayacaktır. sormak gerekiyor bilgisayar almak mı daha önemli yoksa? ben insani olandan yanayım, diğeri ise ikincil bir önemi var. hem sormak gerek ayrıca o elektronik eşyalar hangi kapitalist piyasandan geliyor? eğer bir ülke kendisi üretse- ki sosyalist bir ülke olarak düşün, rezil kapitalist düzendeki, kar hırsı güden bir ülkeden değil- bu fiyatlar böyle mi olacaktı? ben rahatça cevabını verebilirim: hayır!

    armutlarla elmaları kıyaslayanlar çuvallamaya mahkumlar. insani gelişim endeksi bakımından yerlerde süründüğümüzü ve bu küçük ve fakir ülkenin çok gerisinde kaldığımızı hatırlatmak gerekiyor. ondan sonra "20 doları" bir veri olarak kabul etmeliyiz. yoksa ancak körler sağırlar birbirlerini ağırlar.
    20 ...
  40. 53.
  41. rahat rahat bilgisayarları başından internet gibi bir özgürlükten yararlananların dünyada yaşamak için ideal olan iki ülkeden biri diye tarif ettikleri ülke. ironik tabii.

    yalnız orada internet bulamazlar dikkat etsinler. cep telefonu filanda yok ha. söyleyeyim de sonra niye söylemedi demeyin.*

    edit: finlandiya'ya n'oldu yiğenim? kapiltalist oldukları için vaz mı geçtin yoğusam?*
    3 ...
  42. 52.
  43. insanların bir sürü yasakla yaşadığı, asgari ücretin 20 dolar olduğu ülke. ne onuru, ne sistemi. şş...20 dolar diyorum. türkiye'de özel sektörde çalışan ve yaklaşık 1.500 ytl alan bir işçi bile onurlu bir yaşam seviyesine çıkmak istediğini söyleyip -ki hakkıdır- 1 mayıslarda taksim'e gidiyor ve daha yüksek ücret talebinde bulunuyor.

    20 dolar be...ne onuru? bir ülkenin onuru o ülkedeki vatadaşların insanca yaşayıp yaşamadığı ile ölçülür. yoksa, herhangibir düzene karşı koyup koymaması ile değil.

    küba'nın sistemini* çok seven arkadaşları ayda 20 dolara çalışmaya davet ediyorum. bakalım sistem mi insanca yaşamak mı galip gelecek?

    (bkz: dikta)
    5 ...
  44. 51.
  45. kapitalist sistemin ölesiye nefret ettiği ve yutmak için fırsat kolladığı ülke, onurlu ülke. bilmiyorum, belki sosyalizm orada da yıkılır ama şunu çok iyi biliyorum ki; sosyalist düzeninin tüm zorluklara karşın nasıl kapitalist düzenden ileri olduğunu defalarca kez göstermiştir ve kanıtlamıştır. tabi anlayana.
    10 ...
  46. 50.
  47. evet kesinlike bir sürü yasağın olduğu bir ülke. ülkeydi. örnek; internet. fakat, raul castro ile birlikte internet yeni yeni serbest bırakılmıştır.

    insanların kişisel bilgisayar sahibi olmasının önü de açılmış. fakat gelin görün ki asgari ücret 20 dolar olduğu için insanlar 800 dolarlık bilgisayarları alamıyor. ya yaa.
    5 ...
  48. 49.
  49. fidel castro'nun kardeşi sayesinde özgürlükler gelişme göstermektedir!
    cep telefonu kullanma izni, küba'daki yabancıların konakladığı uluslararası otellerde kalma izni, bilgisayar ve telefon satışlarının serbest bırakılması, araba kiralamalarına müsade edilmesi vs.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük