küba

entry378 galeri123 video3
    121.
  1. medyanın bize fahişeler diyarı olarak lanse etmeye çalıştığı dünyanın en gururlu ülkesi görmeyi istediğim tek amerika toprağı.
    0 ...
  2. 120.
  3. sovyetlerin dağılıp, yardımı kesmesi ile birlikte siki tutmuş ada ülkesi.
    1 ...
  4. 119.
  5. http://www.milliyet.com.t...216462/default.htm?ver=23

    çok şey anlatır küba ile ilgili ve ekler bizim dünya ya sunacak bir sosyalizmimiz var peki sizin diye.
    0 ...
  6. 118.
  7. 117.
  8. hakkında oldukça fantastik tanımlar ve yorumlar duyabileceğiniz, para üzerine değil insana dair ülke. insanların küba' yı eleştirme noktaları; komünizm odaklı, sosyalizm odaklı, zenginlik odaklı, internet odaklı, özgürlük odaklı; saymakla bitmez. ve en önemlisi, aslında herkes içinde bulunduğu sistemden farklı işleyen bir yapıyı sindirme ve kavrama güçlüğü çekmektedir. eşitlik mi önemlidir, özgürlük mü? göreli mutlu tek tip bir yaşam mı, göreli mutsuz özgür bir yaşam mı? insanların içinden çıkamadığı ayrım budur. peki eşitliğin olmadığı bir "cennet" olabilir mi? belki de insanların cennet ve özgürlük tasviri yanlıştır. küba cennet değil belki ancak cehennem de değildir.

    aslında insanlardaki cennet imgesi, küba' yı anlamak için hayati bir nokta oluşturuyor. nedir modern insanın cenneti diye sorsanız, size 2 kafası iyi eroinman ve 2 ayık normal birey getirsem, ikisinden de aşağı yukarı aynı tanımları duyarsınız. ve küba' yı cennet olmamakla suçlayanlar, öncelikle kendi cehennemlerini lanetlesinler. belki de küba cenneti, kendi cehennemlerini meşru kılmak adına uydurdukları bir yalandır. hatta sistem, bile bile kaynaksız bıraktığı küba' yı, kendi zıttıymış gibi gösterip, kölelerinin gözünde kendini vazgeçilmez ilan etmektedir. evet dar anlamda küba mevcut sistemin zıttıdır ancak tam anlamıyla değildir.

    ayrıca nedir insanların küba eksenli özgürlük tanımları bir bakalım;

    - internet
    - araba
    - para

    bakın dikkat ederseniz "eşitlik" yok. ki zaten özgürlük ve eşitlik, bazı noktalarda birbiriyle çakışan kavramlardır ancak aralarındaki ilişki bir sarmal gibidir. aslında anti-küba zihniyetinin özü eşitlik-özgürlük çatışması da değildir. kapitalizmin çocuklarının küba' ya bakış açısını; platon' un magara alegorisi çok güzel açıklıyor. bu bağlamda varılan sonuç; küba' da doğmayan küba' yı anlayamaz. ve aynı durum kübalılar için de geçerlidir.

    içinde bulunduğun sistemde, sen her ne kadar "çalışma" faktörünü yüceltip otuzbirini çeksen de, hükmü olan tek kader çizgisi şanslı bir doğumdur. eğer ki bir sistemde hayat çizgin %80 doğduğun yerin sosyal ve ekonomik yapısıyla şekilleniyorsa, sen özgür bir adam değilsin. sen sadece üzerine biçilen rolü ya göreli başarılı oynayan bir adamsın ya da başarısız. ancak küba' da nerede doğduğun önemli olmamıştır. sadece doğmak yeterlidir. bu açıdan küba' da insan yaşamı üzerine kumar oynanmamaktadır.

    işin komik yanı ne biliyor musunuz; küba' yı eleştirirken internet, yeni araba, para gibi materyalist argümanlar kullanan ve özgürlük tanımları adeta paralize olmuş ağızlar, yeri geldi fight club' ı ayakta alkışladı, american beauty' ye ödüller verdi. şimdi sorarım size; internetin özgür kıldığı ve köleleştirdiği insanları oranlasak, sizce hangisi baskındır? tüketimin özgür kıldığı ve köleleştirdiği insanları da, paranın aynı şekilde. gerçekten bu soruya dürüstçe yanıt verdiğinde sonuç nedir? ben söyleyeyim; o özgürlük adına savunduğun materyallerin, özgür düşünceyi nasıl da baltaladığını görürsün. ve korkman da gerekir.

    siz türkiye' yi istanbul, ankara, izmir' den ibaret sanıyorsanız yanılıyorsunuz. şu "ucube" küba' da 40 yıl kalsanız göremeyeceğiniz manzaraların yüzlerce katına sahne olmuş bir ülkedeyken, siz neyi referans alarak bana küba' yı başarısızlıkla suçluyorsunuz? bebek ölümleri, köy katliamları, terör, uyuşturucu, kaos, toplumsal depresyon, artan intihar oranı, hastane ölümleri, açlık, elektrik-yol-su-eğitim sıkıntısı, okuma yazma bilmeyen milyonlar, işsizlik vs. vs. vs. insanın bütün bunları yazmaya ne eli, ne de yüreği yeter. wikipedia' dan veya turist ağzıyla yapılan küba tanımıyla gelmeyin bana. sen küba' ya gider "nasıl yaşıyor bu insanlar" derken; avrupalı da türkiye' ye gelir "nasıl yaşıyor bu insanlar" der. neyi anlatıyorsun hala?

    türkiye hakkında araştırma yapan bir yabancıya; hiç bir turist veya wikipedia, türkiye için şu saydıklarımın yüzde birini sayamaz. sadece duyacakları; turkish delight, bogaz, istanbül, sicak insanlar bok püsür. aynen bizim de küba hakkında sürekli aynı naneleri duymamız gibi.

    siz sadece kapitalizmin boyalı duvarlarını gördünüz. avrupa' ya gittiniz ama banliyölerine uğramadınız. amerika' ya gittiniz ama meydanlarında kayboldunuz. siz "rüya" kapitalizmi de, "lanet" sosyalizmi de televizyondan seyrettiniz. belki de bu yüzden susmalısınız. küba kapitalizme kapılarını ardına kadar açsaydı ne mi olacaktı? tek farkı %5' lik dilimde devşirme bir zengin sınıfı olacak ve diğer %95 onlar için fakirleşecekti. yani tipik türkiye örneği.

    yeri geldi inönü' yü, "cennet" vaadiyle kimsenin kanını ve emeğini satmadı ancak 3 gün aç kaldınız diye lanetlediniz; yeri geldi, 3 günlük "cennet" uğruna geleceğinizi dahi satmaktan gocunmayan özal' ı tanrısallaştırdınız. işte sistemin cennet kavramı aslında bu. insanın ruhunu dahi yük olarak gördüğü bir cennet bu.

    demek küba özgür değil. ırak özgür, afganistan özgür, vietnam özgür, türkiye özgür, amerika özgür öyle mi? hayatında bir an bile özgür olamamış bireyler, küba' yı "özgürlük" adına yargılamasın. kısacası; bana kafesinin içinden özgürlüğü anlatma. zira sana en uzak olan şey, artık gerçeklikten sapmıştır.
    9 ...
  9. 116.
  10. Şimdi Raul Castro tarafından yönetilen, şerefiyle yaşayan ülke.
    0 ...
  11. 115.
  12. fuhuş turizminde ne noktada olduğu bilinen bir gerçektir. sovyetler'in yıllık 6 milyar dolarlık desteğini çekmesiyle küba'da ani bir çöküş başlamıştı. Fakirliğin baş göstermesiyle binlerce Kübalı fahişe Avrupalılara hizmet etmeye başladı. Sunday Times'in seyahat yazısında A.A.Gill adlı yazar Kübalı kızlar için seksin Ferrarileri benzetmesini yapmıştır.
    Raul Castro dönemiyle başlayan internet dönemi Küba'da nasıl bir yaşam olduğunu daha açık bir biçimde gözler önüne sermektedir.
    ortalama ücretlerin 12 - 20 dolar arasında olduğu ülkede fahişenin aylık kazancının 500 dolar civarında olmasının önüne polisler geçememiş maalesef. imaj yasalar da geçemiyor değişen dünyanın önüne. malum 60larda yaşamıyoruz.
    "insan onurunu ayaklar altına alacak tutum ve davranışlarda bulunmak yasakmış."
    "herhangi bir şey için birine yalvarmak ve diz çökmek yasakmış."
    0 ...
  13. 114.
  14. konu ile ilgili ideolojik bir kaygısı olmadığını düşündüğüm beyazıt öztürk'ün küba seyahati:
    - Varadero ve Santa Clara'ya gittik, Che'nin mezarını ziyaret ettik. Ben zaten mezarlık gezmeyi çok severim. Küba’da enteresan bir şey var: Bütün süs köpekleri orada sokak köpeği. insanlar Batista'nın döneminde bu köpekleri almış, sonra fakirleşince köpekler sokağa düşmüş. Bankalar bizim Türkiye'nin 80leri gibi. Bir işlem yapmak için bir sürü telefon, bir sürü sıra beklemek gerekiyor. Kübalılar Türkleri tanıyor ve seviyorlar. Hatta uçaktaki acil durum bilgilendirme kartlarındaki 6-7 lisandan biri Türkçe'ydi. Faşizmin etkisiyle Küba’da meydan çok fazla. Adamlar halkı toplayıp bir şeyler söyleme, nutuk atma ihtiyacından olsa gerek bir sürü meydan yapmışlar. Sokaklarda 60lardan, 70lerden kalan eski arabalar var ve hep o arabaların kaputları açık, sahibi bir şeyini tamir ediyor. Tamirci yok çünkü. Fidel Castro'yu pek sevmiyorlar, Che Guevara'ya müthiş bir sempati duyuyorlar. Bir gün faytonla Marimar diye bir yere gittik. Şatolar, evler, villalar, acayip bir zenginlik vardı. Meğer Castro ve adamlarının yaşadığı semtmiş orası.

    sürekli kapitalist kaynaklardan alıyorsunuz bilgiler çarpıtılıyor diyenler için bu.

    amacım küba'yı kötülemek değil cennet olmadığını anlatmak.

    ama sorarsanız küba'da mı yaşamak istersin türkiye'de mi cevabım hiç düşünmeden türkiye olurdu.

    edit: imla
    0 ...
  15. 113.
  16. "prensa latina" genel ağ sitesinin menşei olan ülke. bu site birkaç dilin yanında türkçe haber de sunmaktadır (bkz: http://www.plturkce.org/).
    0 ...
  17. 112.
  18. kapitalizm önünde diz çökmeye başlayan ülke.
    0 ...
  19. 111.
  20. cia'nın karıştırabilme adına her yola başvurduğu komünist ülke.

    http://haber.sol.org.tr/d...-cokertilisi-haberi-20492
    4 ...
  21. 110.
  22. 2 kez gittiğim purosu dışında bir numarası olmayan ülke. halkın mutlu olduğu koca bir yalandır. "halk madem o kadar mutlu neden tursti gören kendini satmaya çalışıyor?" diye sorası gelir insanın.

    (bkz: davulun sesi uzaktan hoş gelir)
    0 ...
  23. 109.
  24. internet ve kuba :

    internet nedir ve ne icin kullanilir? Once bunu sorgulamakta fayda var.

    Internet asli olarak bilgi ve iletisim kaynagi olarak kullanilmasi gereken bir yapidir.

    Fakat inanilmaz bir bilgi coplugu icerisinde bizim beyinlerimizi, enerjimizi somurecek bir ag haline donusturulmustur.yalan arkadasliklar, arastirma tembeli insanlar, derinlemesine arastirmak yerine kendisine sunulan yuzeysel, hazir onceden ogutulmus bilgileri ogrenmeye hazir kisilikler...

    bunlar televizyon surecini takip eden ve 'ozgur'ce bilgiye ulasmamizi saglayan internetin gunumuzdeki eseridir.

    su bir gercek midir? : internette secme ozgurlugumuz vardir ve bizler istedigimizi secebiliriz.

    kesinlikle degildir. internette arastirma yapacak insan sayisi parmaklarimizin sayisini gecmez. dunyanin en cok girilen siteleri; google, yahoo, facebook, youtube...

    yalnizca buradan bile (google'da en cok girilen sozcuklerin porno sektorune dayali olmasi da hesaba katilarak) aslinda ne kadar kapana kistirildigimizi gorebiliriz. kimimiz sunu iddia edecektir,ben arastirma da yapiyorum; haber de okuyoruim. dogrudur. turkiye'nin en cok girilen sitesi de zaten milliyet.com.tr 'dir. ancak hepimiz biliyoruz ki (uludag sozluk yazarlari dahil (bkz: dogan medya grubu)) dogan medya grubunun haberleri tarafli ve cogunlugu yalandan ibarettir.yalan olan haberlerin okunmasi yalnizca ve yalnizca kafa karistirmaktan baska bir ise yaramaz.

    yani bizler istedigimiz siteye girmiyoruz aslinda. bize istettirilen sitelere giriyor ve belki de haftada onlarca saatimizi bosu bosuna harciyoruz.

    kuba hukumeti ise sosyalizm'e butun guclu ulkeler tarafindan saldiri varken ideolojik olarak halkini ayakta tutmali ve internetten mumkun oldugunca az etkilenmelerini saglamalidir. baska kurtulusu yoktur. cunku bilgi coplugu bilgisiz olmaktan cok daha tehlikelidir.

    konu uzar da gider. bununla ilgili daha sayfalarca yazip onlarca ornek verebilirim. isteyen olursa...
    1 ...
  25. 108.
  26. çok söz söylenen ülke. fidel castro tartışılabilir ama saygı duyulması şart. adamlar bikaç ülke hariç yıllardır ambargo altında, ama antrenör ve doktor yetiştirip başka ülkelere yollayabiliyorlar. çocukların belki lüks oyuncakları yok ama süt ihtiyacı annesinin babasının o ay ki maaşına, işlerin yolunda gitmesine bağlı değil, devlet sütlerini-gıdalarını , eğitimlerini, sağlıklarını üstlenmiş. lüksleri yok ama temel yaşama ihtiyaçları için kapitalizm denen bombokluklar sisteminin içindeki gibi birbirlerinin boğazını sıkmak zoruna değiller. şimdi diyeceksiniz ki yan gelip yatıyorlar mı, elbette açıktan faydalanan vardır ama, o kadar tembel bir millet değil kübalılar. ve insanlığın her şartta emperyalizme karşı direnebileceğinin inancı ve onuru olmuşlardır. kadınları fahişe deniyor, o kadar baskı altında olan bir ülkede hiç mi çarpıklık olmayacak? biz çoğunluğu müslüman bir ülkedeyiz ve orospuları neredeyse ithal ediyoruz. fahişelik dünyanın kirliliğinden kaynaklı, ne islamiyete ne de sosyalizme bağlanabilir. ayrıca eğitim için bütçesinde en fazla oran ayıran bir ülke olması da küba'ya saygımızı biraz daha arttırmalı.
    4 ...
  27. 107.
  28. bazi arkadaslarin istegi uzerine isvicre ile karsilastiralim kuba'yi.

    isvicre gercekten uzaktan bakildiginda yasanilasi , mukemmel bir ulke. tabi her sey disaridan gorundugu gibi degil.

    yasama kosullari "super" olsa da belli bir amacsizlik icinde savrulup duran insanlarin cinnet oranlari giderek artmakta.
    inanilmaz sistematize olmus insanlar neyapacaklarini bilemiyorlar. yapay ve yalniz hayatlar, cok ama bos yasayan insanlar.(ki yasama orani kuba ile esit).( ki kuba'da kisi basina 1170 dolar isvicrede bunun 60 kati yani 61 bin 741 dolar dusmekte...)

    intihar oranlari da gittikce yukselmekte. kuba'da neredeyse hic intihar olayi yasanmazken isvicre intihar etmenin merkezi haline geliyor ne yazik ki :

    http://www.ekoayrinti.com...93&uniq_id=1258640762

    dedigim gibi bosluga dusmus insanlar artik ne yapacaklarini bilememektedirler. farz-i misal o cok sevdigimiz isvicreliler tayland'ta cocuk sex turizmine en cok ragbet eden milletmis(gecen gun bir belgesele denk geldim, bir fransiz kanalinda; keske ismini hatirlayabilsem..ama aklima gelmiyor.) bunu da sirasiyla abd ve isvec izlemekte..

    ufak bir alinti da bebek olumleriyle ilgili olsun

    "
    2001 yılı verilerine göre kişi başına düşen geliri 1170 dolar olan küba"da bebek ölüm hızı binde 6 iken, bu oran kişi başına düşen geliri 30600 dolar olan abd"de binde 7, kişi başına düşen geliri 2900 dolar olan türkiye"deyse binde 40"tır
    "

    kuba'da insanlarin muhtesem bir hayat yasamadigini herkes biliyor. aslinda burada benim ve arkadaslarimin anlatmak istedigi amerika'nin(dolaysiyla dunyanin onlarca ulkesinin) ambargo uyguladigi kosullarda, kisi basina milli gelirin isvicre'nin 60'ta biri olan bu ulkede yasama ve yasatma oranin digerleriyle ayni olmasi.(hatta kimi zaman daha yuksek).

    bu imkansizliklar icinde bile 'esitlik' ilkesiyle bunlar yapilabiliyor. halbuki doger ulkelerde kisi basina dusen gelir ne yazik ki 'kisi basina dusemiyor'. yani gelir belli bir kesimin elinde toplaniyor bize yalnizca kriz zamanlarinda borclari odeyecek ortak gozuyle bakiliyor.
    3 ...
  29. 106.
  30. ortalama aylık gelirin 12.5 dolar olduğu özgürlükler ve huzur ülkesi.
    şu an kullanmakta olduğunuz internetin durumu ne acaba küba'da hiç merak ettiniz mi?
    küba'da herşey gibi internet de devlet tarafından yönetilmekte. tüm yurtdışı web hizmetleri devletin sıkı kontrolü altında. e-mail hesabı almak içinse bir postaneye başvurmanız gerekiyor. ama bu e-posta adresleriyle yurtdışı yazışma yapabilmek için 3 saatlik kartlar kullanıyorsunuz ve bunun değeri 4.5 dolar. yani bir kübalının aylık gelirinin 3te 1i.
    şu anda küba'da yaklaşık 800 tane yurtdışına açık olan web sitesi var ve bunların büyük kısmı devlet kontrolü altında. yayınladıkları şeyler de genelde küba'nın tanıtımı ve amerikan ideolojilerine hakaret.
    çok az sayıda yurtdışı çıkışı sağlayabilen internet kafe var ve saat ücretleri 5 dolar civarında.
    11 milyonluk küba'da 100 bine yakın insan surf yapabiliyor yani sadece yüzde 1. bu insanlar da sadece hastane okul gibi çalıştıkları yerlerden internete bağlanıyor.
    tabi karaborsadan da internet sahibi olan insanlar varmış ancak geniş çaplı bir operasyonla devlet tarafından çökertilmiş. kaldı ki karaborsadan internet sahibi olmak isteyen insanlar da aylık 50 dolar gibi bir fiyata internet sahibi olabiliyorlarmış. devletin müdahalesi üzerine artan tepkiler sonucu devlet artık insanların evlerinden de internet'e de bağlanabileceğini açıklamış. aylık 4.8 dolara tekabül eden bir ücretle.
    bu hükümetin interneti böyle kontrol altında tutması demek gazete ve televizyonlara neler neler yapması demektir. ne kadar özgür bir basın oluşabilir böyle bir ortamda? peki bu kadar baskı altındaki bir toplumun dünya görüşü sizce açık olabilir mi? elimizde tek seçenek olarak yurtdışı seyahatleri kalıyor ama adam 12.5 dolar maaşla nereye gitsin? bu olaylar bize kübadaki sistemin korkunclugunu anlatıyor, küba'daki bir insanın eleştirel yetenekten ve sorgulama hakkından mahrum bırakıldığını anlatıyor. adam küba'yı seviyor çünkü küba'dan başka bir yer bilmiyor ki.
    küba cehennem değil ancak sosyalist arkadaşların anlattığı gibi cennet olmadığı da kesin.
    işte buna kendi dilimde "aptalizm" demeyi tercih ediyorum.
    not : katılmayan arkadaşlarla tartışalım bu konuları. haksız olduğum noktalar varsa bi zahmet yardımcı olsunlar. ama lütfen üsturuplu bi şekilde ve önyargılar olmadan.
    0 ...
  31. 105.
  32. dünya jet sosyetesinin ev almak için fidel'in ölümünü beklediği ülke. çünkü fidel'deki o direniş gücü kardeşinde varolmadığından fidel'den sonra bir çok özelleştirmelerle o ülke biranda zenginleşecektir ya da sömürülmek mi diyeyim? kapitalizm.
    2 ...
  33. 104.
  34. ülkedir.

    hangi standartlara göre eğitimde, sağlıkta iyi olduğunun iddia edildiğini anlayamıyorum.

    doktor yetiştirmek, bunu nüfusa oranlamak mıdır sağlıkta gelişmiş olmak?

    abartmıyorum 2 senede türkiye'deki doktor sayısını 100 e katlarız istersen. yani amacın buysa.

    bilmiyorum biliyor musun ama yeterli donanıma sahip iyi bir doktorun yetişebilmesi için gereken standart 5 tıp fakültesi öğrencisine 1 öğretim üyesi düşmesidir. küba'nın üniversitelerinin ne durumda olduğunu, ne kadar öğretim görevlisi yetiştirebildiğini ayrıca bir tartışma konusu haline getirmeyelim istersen.

    şimdi bunu çürütme yöntemini de çok rahat anlayabiliyorum. hani demiştin ya çarklar kapitalizmin emrinde dönüyor. yok propoganda gücü falan. e propoganda da güçtür. sosyalizm ve küba çok iyi ve güçlü ülkelerse onlar çevirsinler çarkları.

    çok fazla güce sahip hiç bir ülke bir diğer ülkenin de güçlenebilmesini istemez ve güçlenememesi için gerekli önlemleri almanın yanı sıra, farklı yollara da başvurarak ayağını kaydırmaya çalışır. ülke yönetmek , sınıf başkanlığına benzemez. kimse ülkesinin refahını başka bir ülkenin bozabilmesini istemez. yani türkiye'de ya da dünya'da gelişen bazı kötü olaylarda büyük devletlerin parmağını arayıp onları suçlamak komiktir. sen önce kendine sahip olacaksın ki büyük devletlerin sana müdahele edebilmesini engelleyeceksin.

    şu ismi lazım değil afrika ülkeleri de, dünya'nın en eski kıt'alarından birinde yaşamalarına rağmen yıllaraca gelişememişliklerinin cezasını çekiyorlar. çünkü oradaki insanları kullanmak, toprakları kullanmak, zenginlikleri kullanmak çok kolay. ve hiç bir güçlü devlet bunu başka bir devlete bırakmak istemez. küba dediğimiz ülkenin gücü atlantiği geçebilecek kadar olsa o da bu işe karışırdı hiç merakın olmasın.

    şimdi mevcut sistem dahilinde küba'yı diğer ülkelerle karşılaştıran ben değilim bir kere. sen dedin evvela böyle bir oran var bu bundan yüksek, şöyle bir şey var abd'den yüksek diye.

    bir de kanıt diye gösterilen siteyi görünce çok güldüm, hemen belirtmek isterim ki;

    merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler.

    sovyet rusya öyle yaptı diye sosyalizm dünyasına çok eleştirildi ha. çok üzüldüm. yazık oldu marksiszm'e leninzm'e.

    şimdi sana atatürk'den bahsederdim ama, halkçılık ve devletçilik ilkesini arkana alarak onu da sosyalist yaparsın sen.

    slogan papağanlığından kolay bir şey yok dünyada.
    7 ...
  35. 103.
  36. sosyalistlerin şişirdiği ülke.

    o kadar güzel ki küba, yıllardır göç almasına rağmen nüfusu 11 milyon dolaylarında ama gel gelelim amerika'da yaşayan, amerika'da doğmamış insan sayısı 50 milyon civarında.

    ruanda ile karşılaştır demişler arkadaşlar. gülmeye ihtiyacım vardı, arkadaşlara söyledim espri oldu baya güldük, ortam yaptım bir anda.

    ruanda kapitalizmi uygulayamıyorsa benim sorunum mu? sömürüye ses çıkarmıyorsa veya çıkaramıyorsa benim sorunum mu? hayır nasıl bir ütopya'da yaşıyorsunuz anlamıyorum. ruanda'nın etiyopya'nın durumları kötü. peki bu ülkelere göstermelik de olsa yardım eden şirketleri küba mı kurdu? küba bu insanlara bedava sağlık hizmeti veriyor mu? ya da ülkesine davet ediyor mu? yok onlar ancak puro sarsınlar.

    rusya'nın halini gösterince, onlar sosyalizmi uygulayamadı bizim sorunumuz mu diyenler, sırf abd'nin güdümünde kaldığı için kafasını kaldıramayan ülkeleri gösterip, bakın kapitalizm bu diyorlar. sömürmek demiştin değil mi?

    sovyet rusya'nın azeri türkleri ve türkmenler'e zorla ov ile biten soyadlar verdiğini unutmadık efendi, yahudileri ülkesinden çıkarabilmek için israel'in kurulmasını desteklediğini unutmadık. küba'nın atlantiği geçebilecek teknolojisi olsa aynısını yapmayacağının hiç bir garantisi yok.

    dünya'nın işleyişi bu; gücünü kullanabildiğin sürece güçlüsün.
    7 ...
  37. 102.
  38. güney amerika kıtasında bir ülke.

    illa bilgiye dayalı açıklamalar yapacağı bir şeyleri anlatabilmek için; pekala.

    küba ile amerika'yı oranlara vurarak karşılaştırmak tam anlamıyla şöyle bir şeydir;

    kırklareli ili bulgaristan sınırında 50632 insanın ikamet etmekte olduğu küçük bir ildir. ildeki en büyük illegal olaylar, hırsızlık ve münferit gerçekleşen cinnete dayalı küçük cinayetlerdir. üniversiteye öğrenci yerleştirme oranında son 20 yıldır ilk 10 da olan il geçen sene 98.02 ile türkiye 1. si olmuştur. sadece merkezinde 2 adet devlet hastanesi 2 adet özel hastane bir adet de diyaliz merkezi bulunur.

    istanbul ili, sabah nüfusu 24 milyona ulaşan, resmi nüfusu 13 milyon civarında olan türkiye'nin en büyük ilidir. ilde gün geçmez ki büyük illegal olaylar yaşanmasın. hatta türkiye cumhuriyeti tarihinin en büyük cinayetleri ve katliamları da genelde bu ilimizde gerçekleşir. üniversiteye öğrenci yerleştirme oranı gayet küçük olmakla birlikte, hastanelerde kuyruklar dolayısıyla hizmet alabilmek pek mümkün değildir. özel hastanelerde şansınız daha yüksektir.

    işte bu iki ilimizi bu açıdan değerlendirdiğimizde, kırklareli'nin istanbul'dan daha iyi bir il olduğunu anlıyoruz. hatta öyle ki;

    kırklareli anadolu lisesi ve kırklareli fen lisesi'nin;

    galatasaray lisesi
    istanbul atatürk fen lisesi
    robert koleji
    lycee de saint benoit
    lycee de saint joseph
    nişantaşı ışık koleji
    üsküdar american academy
    beşitaş anadolu vb liselerden daha verimli olduklarını görebiliyoruz. yani burada saydığım özel okullarada yılda 30 bin türk lirası ödemekte olan veliler, dünya'daki en büyük gaflet ve delaletlerden birinin içinde bulunuyorlar. hele galatasaray lisesi'ne girmek için o kadar puan yapan zavallı sbs mağdurları yok mu?

    sevgili çok zeki yazar arkadaşlarım;

    11 milyon nüfuslu bir ülkeden bahsediyoruz, yüz ölçümü ise 110 000 km kare civarlarında. fakat abd öyle mi? ya da türkiye?

    sadece istanbul'da küba'dakinden fazla insan yaşıyor. sosyalist rusya döneminde rusya'nın ne halde olduğunu bileniniz var mıydı? ya da şuandaki haline rağmen çin'in nasıl bir durum içinde bulunduğunu görebiliyor muyuz?

    gelin isviçre ile karşılaştıralım madem küba'yı? nüfus yoğunlukları ve büyüklükleri benzer neticede. ama olmaz değil mi? ne de olsa isviçre küba'nın eline rahat verebiliyor?
    7 ...
  39. 101.
  40. en son anayasasına göre 50bin civarında kişinin imzası ile en yüksek organ olan ulusal meclisin geri çağırabileceği bir ülke. sahi hangi ülkede var bu hak?
    5 ...
  41. 100.
  42. eğitimin, sağlığın halk için olduğu bu yüzden de ne eğitimde ne sağlıkta bir yere gelebilmiş ülkedir. dikta ile yönetilmeyi özgürlük algılayanların ütopik ülkesidir.

    otobüslerine hasta olduğumu yeniden belirtmeden geçemeyeceğim.
    7 ...
  43. 99.
  44. en çok sevdalısının türkiye'de olduğunu düşündüğüm ülkedir. bilirsiniz ya bunları, fazla meraklıdırlar böyle egzotik(!) yerlere. mercedes metrobüsten inip metroya binen, düdüklü tencereyi büyük bir teknolojik icat olarak görmemiş, kapitalizmin her türlü nimetinden faydalanan yurdum sosyalistleri çok severler bunları. bu arkadaşlara uçak biletlerini ben alacam korkmasınlar. minibüslerişn tepelerinde yolculuk etmekle metrobüste götü yaya yaya oturmak arasındaki farkı öğrendikten sonra belki de küba hayranlığı yapmayı keserler.
    1 ...
  45. 98.
  46. TIbbın gelişmiş olduğu insan ömrünün ortalama 77 olduğu hep merak ettiğim ülke.
    1 ...
  47. 97.
  48. eğitimin, sağlığın halk için olduğu ülkedir. eğitim ücretsiz, sağlık ücretsiz ve sen türkiye gibi "paranız yoksa okuma, paranız yoksa tedavi görme" ülkesinde yaşayıp, küba'yı otobüsleri yüzünden eleştir.

    --spoiler--
    en azından mantıklı düşünebiliyorlar.
    --spoiler--
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük