ben zeytinburnu üst geçitte , ara ara beliren, peydah olan simitçinin mitçi olduğu konusunda paranoyalar yaşıyorum esasen. köşedeki simitçiyi bilmem de.
ek:zaten si-mitçi. bak. çaktın mı köfteyi. ahah. adam mitçi işte lan bildiğin. anaskiyim!
simitçiyle asla muhabbet etmeme sebebidir. alırlar valla ergenekon dan belli mi olur. günaydın derim parasını verir işime giderim. zaten cins cins bakıyor, tırsıyorum yalan değil.
yadırganmıyacak olaydır.
not:bir televizyon kanalında "bu baloncu ve simitci sivil polistir" diye gösterilmesi doğru değildi.gizlilik bunun neresinde kaldı? muhabir bilmeside ayrı bir şaşılacak durumdur.
sizin ya da çevredeki herhangi birinin cıa ya da mossad tarafından aranan bir terörist ya da suçlu olmanıza bağlıdır.
siz ne demek istediğimi gayet iyi anladınız zaten ama ben yine de biraz daha şifresiz konuşayım.
mit, kendi ülkesinde, kendi ülkesi için istihbarat topluyor olsaydı, adına pkk, hizbullah, tiko, mlkp ve daha bilmem ne dediğimiz onlarca örgüt, babalarının evinin arka bahçesinde eylem yapar gibi, dağlarımızda ve şehirlerimizde on binlerce insanımızı katledemezdi.
köşede simit satan birileri var doğru ama onlar ya sadece güven timi oluyor ya da cıa, mossad taşeronu. ha birde tabii ki ezici çoğunluğu, iş bulamayan aş bulamayan liseli hatta üniversiteli gençler, hayatını akranı avrupalı yaşlılar gibi devremülkünde ve şezlongda geçirmesi gereken emekli ama hala emektar babalarımız oluyor. annelerimize bile uzandı bu adaletsiz simitçi tezgahları görüyoum ve çok üzülüyorum.
mit in değil de başka birlerinin işlerini çok iyi yaptığı kesin.
ama simitçi kılığında ama holding patronu olarak.
ben daha açık konuşamıyorum gari, anlayın işte.
yine pazartesi'ydi, işimin 1. ayı olmasına rağmen sıkıcı bir pazartesiydi işte, hızlı adımlarla mithatpaşa'dan çıktım, işe yetişmeye çalışıyordum, yağmurda başlamak üzereydi, ankara'nın o kasvetli havası çokmüştü üstüme.
her zaman simit aldığım erdoğan abi'den iki tazecik simit, iki de krem peynir almak için tezgahına yanaştım, "erdoğan abi acelem var bana her zaman ki gibi sarsana" diyerek elimi cebime attım parayı çıkardığımda erdoğan abi ortada yoktu, arkaya ilişti gözüm bir adam elinde bir bayan çantasıyla koşuyor, erdoğan abi'de onu kovalıyordu. abime bak be dedim...
ertesi gün yine sabah çıtır simitlerimi almaya ve dünkü olayları konuşmak için erken çıkmıştım. tezgaha vardığımda erdoğan abi yoktu, yerinde yaşlı bir amca vardı, erdoğan abi nerde diye sordum, "ne erdoğanı kaç tane diye sordu" adam. iki simit ve iki de krem peynir alarak işe gittim.