lise çıkışını bekleyen, çıkışta gözüne kestirdiği kızlara laf atacak, erkeklere ise gider yapacak olan gençtir. şapkalıdır. kot pantolonu ve ayağında spor ayakkabısı vardır. ilk başta tek kişi gibi görünür ama, herhangi bir arbede anında bir anda 70 80 kişiye dönüşme özelliği vardır. arka cebinde seyyar satıcılardan aldığı ya bir kelebek, ya sustalı, ya bursa, ya da belinde kuru sıkı tabancası vardır. kurtlar vadisini kaçırmaz, taraftarı olduğu maçlarda mutlaka bir vukuatı vardır. adam dövmek, ''mevzu çıkarmak'' onun en büyük hayat eğlencesi(!), tek hayat gayesidir. hiç kimseyi umursamaz. annesinin yanında sigara içmeyi, babasına karşı gelmeyi maharet bilir. hatta ileri gidip babasına el kaldırmışlığı olur.
evine gitmez. sokaklarda takılır gece gündüz. yolda geçen insanlara cinsiyet ayrımı yapmaksızın salça olur. azıcık saçı başı değişik bir kişi gördüğünde yolunu keser. ahlak polisi gibi ''ne bu halin lan?'' sorma cesaretini kendinde bulur. karşıdaki kişi ters bir cevap verdiği anda tekme tokat girişmekten geri kalmaz.
polislere kafa tutar. bunu da etrafındaki ona benzer insanlara ballandıra ballandıra, dünyanın en kayda değer işiymiş gibi anlatır. hele ki bir de, içeri girmeyi bırak, nezarette yarım saat kaldı mı, artık onu tutabilene aşk olsun.
bu evreden sonra takım elbise giyer. herkesle muhabbet etmez. sesi her daim kalın çıkar. cümlelerini dişlerini sıkarak söyler. uyuşturucu içer. belinden silahı eksik olmaz. kendinden küçükleri koruma bahanesiyle yanında tutar. halbuki amacı, insanlara yalnız olmadığını, kendisi gibi olan kişilerin herhangi bir hareketinde ''bakın benim yanımda çok adamım var. kardeşlerim var.'' mesajını vermek ister.
herkese dayılanır. sonra iş ciddiye bindi mi, yanında onun gibi olma hevesinde olan liseli ergenleri öne atar. onlara adam vurdurtur. ufak çaplı hırsızlıklar yaptırır. saf çocukların elinden telefonu, cebinden parasını alır. ama bunu yaparken ''biri sana karıştı mı, gel bana söyle. kardeşimsin sen.'' lafını unutmaz. çocuğun başı sıkışıp yanına geldiğinde tanımamazlıktan gelir. kılını kıpırdatmaz.
sonra bir gün, o herkese dayılandığı kişilerden biri delikanlı çıkar. çeker silahı vurur. hastanede kaldığı müddetçe kendini intikam için biler. çıktığı gün, kendisini vuran kişiye, semtin parkında ya da lisesinin bahçesinde kurşunlar yağdırır.
ve hapishaneye girer. 3 yıl, 5 yıl yattıktan sonra serbest kalır. içeride namaza başlamıştır. dindar bir kişiliğe bürünmüştür. insanları kırmamayı, artık eskisi gibi olmamayı bir yaşam biçimi olarak addetmiştir. fakat bazı şeyler için artık çok geçtir. zira yaşamının büyük bir kısmını başı boş, avare geçirdiği için bunun yan etkilerini yeni fark etmiştir.
hiçbir işi yoktur. ne mesleği, ne de el becerileri vardır. hapiste yaptığı boncuktan gemiler, tespihler hariç. evlenmek ister. kimse kız vermez. herkes onu, hapse girmeden önceki haliyle tanır. dolayısı ile yaklaşımları da bu şekilde olur. birine içten bir selam vermek isterken, selam vermek isteyen kişinin onu gördüğünde yolunu değiştirdiğini fark eder. tanıdıklarının telefonlarına cevap vermemesinin sebeplerini araştırır. fakat cevap bulamaz. bulamadığı bu cevaplar arasında kaybolup gider zamanla. yaşadığı onca yılı, ''hayat mı bu?'' diye gözden geçirir. sonra bir gün, bitmiş sigarasının verdiği sinirle belindeki silahı çıkarıp kafasına sıkar.
o artık şimdi yaşamaya başlamıştır. zira bu dünya üzerindeki kaldığı her gün, her yıl, hiçbir anlam ifade etmemektedir. yaptığı her şey anlamsızdır. yaşamak değildir o. sadece nefes alıp vermek ''yaşamak'' değildir. böylesi köhne bir hayatı yaşamak, aslında ölüden farksız olmaktır. kendine bile faydası olmaması, etrafındaki insanlara aşırı derecede zarar vermesi, o insanın yaşayan bir ölü olduğunun en büyük delaletidir.
bu tipte yaşayan, ölen, yaşayan ölü olan bir insanı çok uzaklarda aramayın. minibüste giderken caddelerdeki hangi köşeye bakarsanız, bu modelde insanı görebilirsiniz. yapacak hiçbir şeyiniz yoktur ama. sadece iç geçirirsiniz. üzülürsünüz onlar için. ve bu şekilde heba olan insanların sayısı, ne yazık ki hiç mi hiç az değildir. en çok da, analarına, babalarına üzülürsünüz.
ergenliğin vermiş olduğu o ilk delikanlılık heyecanıyla, kanı hararetle kaynayan gençtir. bu gençlerin çoğunun gözlerinde ' herkesi sikerim ona göre' mesajı yaymaktadır.
bugün köşebaşında değilde otobüste gördüğüm gençtir. şimdi bu en arka solda oturmuş, bacaklarını iki kişilik yer kaplayacak şekilde açmış, elinde tespih etrafı pis pis kesiyor. neyse efendim ben geçtim bu kronun yanına, taktım kulaklıklarımı gidiyoruz. daha sonra (bkz: a tout la monde) dinleyerek hafiften de triplere girerek sıkıcı hayatımı düşünürken gözümün ucundan harbi harbi tespih uçtu amk. tespihin uçmasıyla birlikte genç adam tüm kroluğunu kaybedip yerde tespih arıyor. elleriyle yerleri tarıyor, sağa sola tespih gördünüz mü diyor. o anda herife tüm saygınlığımı kaybettim amk. sanırsam ellerindeki tespihler özel bir güç veriyor bunlara. eğer tespihli biriyle kavga edecekseniz tespihi alıp beklemeniz yeterli. o kendi kendine kaybedecektir zaten.
