köylülerin çağdaş türkiye ye yakışmaması

    10.
  1. köylü türkiye'nin temelidir. yani çağdaş bir türkiye olması için de türk köylüsü olmalıdır.

    atatürk sofya'da sürgündeyken oturduğu bir çay bahçesine bir bulgar köylüsü gelir. garson, onunla ilgilenmekten hoşlanmaz.
    köylü: "bulgaristan, benim çalışmamla yaşatılıyor, benim tüfeğimle korunuyor! verin çayımı pastamı, alın parasını" der.
    atatürk de köylüden yana çıkar. "benim de köylüm böyle olmalı,"der.

    bizim köylümüz de böyledir. o olmadan ne türkiye ne de çağdaşlık olabilir. çağdaş türkiye'ye asıl yakışmayan kendi benliğini küçümseyen self-oryantalizm düşüncesidir.
    3 ...
  2. 7.
  3. 15.
  4. 3.
  5. bazı zengin apartman çocuklarının, köylünün bir ülke için ne anlama geldiğini anlamasını beklemiyoruz. onlar küçüklükten beri alışıktırlar bütün gün üreticilikten uzak, sünepe sünepe oturup annelerine götlerini sildirtmeye. büyüdüklerinde de diğerinden "daha fazla marjinal olmak" için ipadlerle maybelline'lerle sidik yarıştırır bu yavşaklar.
    2 ...
  6. 8.
  7. "bence sende bu dünya ya yakışmıyorsun" diye tekpi cümlesi kurulabilecek realite..
    2 ...
  8. 9.
  9. 12.
  10. pazarda köy yumurtası isteyip sözlükte beğenmemek nasıl bir aymazlıktır anlamak mümkün değildir.
    onların doğallığı, yüreğinin temizliği kaç şehir insanında var ki?
    çağdaşlık dış görünüşten ziyade fikirde olmadıkça gazetelerin üçüncü sayfa haberine malzeme olmaya yarar.
    2 ...
  11. 23.
  12. En fazla üç kuşak geri gittiğimizde hepimizin köylü olduğunu varsayarsak absürd kalacak olan yazar başlığı. Başlık açayım derken yazar ütopik düşüncelere dalmış.
    (bkz: bu da mı gol değil)
    1 ...
  13. 6.
  14. kesinlikle yanlış olan bir önermedir. Senin dolaptaki elman, armudun; tencerendeki kurufasülye, patlıcan, biber dolman nerden geldi zannediyorsun?
    Hepsi köylünün mahsülünün alıcı kişilere satmasıyla marketlerde ve reyonlarda gördüğün sebze meyvelerden ibaret. Reyonda dururken basit ve bol görünen meyve sebzeler acaba oraya gelene kadar ne zorluklar çekti, toplanırken ne emekler verildi, ne eziyetler çekildi kim bilir, kimse bu kısmını düşünmüyor tabi her sabah süpermarkete bir kamyon gelir, çalışanlar kamyonu boşaltır ve meyveler hazırdır diye geçiştirmekle yetiniyor.

    köylüler üretimin baştacıdır. Sanayinin çıkış noktası tarımdır ve tarımın çıkış noktası köylüdür. Tarıma muhtaç olan ülkelerden bir kaç tane sayalım mesela ingiltere, elmayı güney afrikadan getirir, fındığı türkiyeden alır, karpuz dilim dilim satılır. Tarımda dışa bağımlıdır. Hammadde açlığı çeker. Ama ingiltere kendi patatesini kendi yetiştirir dışardan almaya yeltenmez. Hem buğday tarlalarının hasat zamanı geldiğinde patatesler toplanmaya hazır olduğunda onları kim toplayacak? tabi ki köylü!

    Köylü aynı zamanda hayvan yetiştiriciliği de yapar. Mağazalarda gördüğümüz dana kuşbaşı, kanat, pirzola; günlük süt, peynir gibi et ve süt ürünlerinin kaynağı yine köylülerdir. Onlar sayesinde biz evimizde istediğimiz yemeği yiyebiliyoruz.
    1 ...
  15. 14.
  16. köylüler olmasa acaba yediklerini nerden bulacağı meçhul birinin saçmalaması. köylüleri aşağılayarak kendini yücelttiğini sanan birinin hezeyanı.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük