şive ve aksan gibi farklılıkların bir dilin ırzına geçilmesi olduğunu sanan bünyelerin saçma sapan iddiasıdır.
git liverpool'daki newcastle'daki glasgow'daki ingilizceyi duy,anlamaya çalış sonra da araştır bakalım londra'da 'ya bu manchesterlıların ingilizcenin ırzına geçmesi nedir john? imanını sikeyim bu köylülerin yea,oh yeah' diyorlar mı?
mutlu olan bir türk'ün başlık açarken türkçe'ye dikkat etmemesi ve türklük için,hem de en samimi bir şekilde canını dahi verebilecek olan köylülere yaptığı iftiradır.ne mutlu türküm diyene sözünün sahibi köylü milletin efendisidir de demiştir.hem de bir yönetici olarak köylülerin dili nasıl kullandığını bilmesine rağmen.ayrıca "kentte yaşayanlar sanki çok mu iyi kullanıyordur türkçe'y?=" sorusu da akıllara gelmektedir. ayrıca;
farsça ve arapça kelimelerin istilasına uğramış türkçemizi bugüne kadar kuşaktan kuşağa yaşatanlar köylülerdir.
kapalı çevrelerde lehçe farkları olması doğaldır. her ülkenin kırsalındaki lehçeler, kentli lehçelerine göre daha doğaldır. bunu kabalık olarak değerlendirmek doğru değildir.
öz türkçe' den, onun boylara göre ayrılan kullanım farklılıkları olduğundan, şiveden, lehçeden bir haber kimselerin yersiz endişelenerek saçmalaması.
o zaman katun da türkçe değil, o zaman uçmağı da türkçe değil, tanrı da değil. Saçma sapan işler popüler olma çabaları. Ukalalıktan dem vurulan durumlar. Ah bu cahillerdir.
Her dil Türkceyi bosverin her dil aksanlarla konusulmaya mahkumdur. Ben isvicrede yasiyorum Almanca konusulan bölgede ve buranin her bi Sehrinde semtinde almanca farkli aksanlarla konusulur. Bunun dilin irzina gecmekle bir alakasi yoktur. Yasasin aksanlar birligi.
şimdi bu ırza geçme mevzusunu nasıl düşünürüz ya ingiliz yada amerikan özentisi olur ki onlarında kendi ülkelerinde eyalet yada şehirlerinde birbirleri hakkında dil farklılıklarıyla dalga geçtiklerinden habersizlikten olur onlar hep medeni bir bizim ülke köylülerimiz düzgün konuşmaktan aciz kaldı ki yürekleri iyi olduktan sonra isterse türkçenin sülalesini sıradan geçirsin umrumda bile değil bizim ülkemiz zenginbir medeniyetler ülkesi tadını çıkaranlardan olmak herkesin harcı değilmiş anlaşıldığı gibi.
bak delikanlı bir sözcüğün doğru telaffuzu o dili konuşanların dil yapısına göre şekillenir.söz yazıdan çok daha önce vardı o yüzden söz yazıya değil,yazı söyleme tabii olmak zorundadır.anatomik yapıdan tut, coğrafyaya kadar birçok etken aynı dili kullananlar arasında fark yaratır.bir ingilizin çıkardığı bazı sesleri bir türk çok zor çıkarabilir keza bu türkçe konuşmaya çalışan bir ingiliz içinde geçerlidir.diller arasında ki bu fark dil içinde de kendini gayet tabii ortaya çıkartır.bu senin sandığın gibi ırza geçme falan değildir.her bölgede farklı bir söylemi olsada karşıda ki kişinin ne demek istediğini anlarız. istanbul türkçesi kullanımı kolay ve diğerlerine nazaran daha kibar olduğu için ortak imla ve yazı türkçesi olarak kabul edilmiştir.karadeniz şivesi dediğimiz biçimde yazı diline aktarsaydık, bu sefer istanbul ve diğer bölgelerde yaşayan insanların yazım ve telaffuz sorunu olurdu.en nihayetinde konuşmak için değil kendimizi ifade etmek için konuşuruz biçiminden çok içeriği önemlidir.biraz fonksiyonel düşün.
yarı ingilizce yarı fransızcayla kurduğu cümlelerin türkçe olğunu sananlardan daha temiz bir dil kullanmaları asla türkçenin ırzına geçme sayılmaz. yarattığı kelime aslından farklıdır ama sadece türkçedir.
türkçe'nin katledildiğinden bahsederken, o türkçe'nin kurallarına uymayan ( Muhtemelen de bilmiyordur) yazarın ilgi çekme çabası.
Türkçe'nin yüzlerce kollara ayrıldığını bilmeyip, entel GIBI görünEREK ilgi çekmeye çalışan ZIHNIYETInizi...