aslında yüksekten bakanlar da içten içe köylü olmak istiyordur. istanbul gibi evlerin dipdibe insanların göt göte, her yerin taş mermer olduğu, 4 duvar arasında yaşadıkları yerden köylülere hakaret edebilmeleri gerçekten çok komik. şehrin gürültüsü tozu dumanı kalabalığı belki alışmış oldukları bir durumdur fakat internetten tesadüfen gördükleri doğa resimlerine iç geçirdiklerini kendileri dahil herkes biliyor. en fazla bi parka arkadaşlarıyla içmeye gider o kişiler. o da tabiri caizse kırk yılda bir. köylü insanlar her gün doğa ile iç içedir. aşağılayanlar en az 5 kişinin işediği minicik havuzların pis suyunu yuta yuta eğleniyor, onlar ise kocaman göllerde barajlarda yüzüyor. aşağılayanlar oksijeni yiyip bitiren kimyasal fabrika dumanlarını içlerine çekerken, köylüler her sabah çam kokusu ile uyanıyor. siz; insanların arabaların sesleri ile uyanırken onlar kuş sesleri, horoz sesleri ile uyanıyor. siz zengin onlar fakir veya onlar zengin siz fakirsiniz diyemem ama sizden şanslı olduklarını kesin olarak biliyorum. zengin olup 4 duvar arasında internetten sipariş ettikleri yiyecekleri yemek yerine doğa içinde hayvanlarıyla huzurlu bir yaşam sürüyorlar. şu söz de yazdığım başlığa istinaden gelsin "bir cümlede ama varsa, bir önceki yargının hükmü yoktur" yani demem o ki siz istediğiniz kadar köylü deyin her zaman sonunda bir "ama" olacak ve onlar hiç bir zaman sizin köylü demenize üzülmeyeceklerdir.
