başıma bir iş gelmeyecekse ben ediyorum. başıma bir iş de yarrağımı gelir. laf olsun diye dedim ilk cümleyi.
neyse arkadaşlar, köylülerden nefret etmek sosyolojik olarak üstlerde bulunan, aristokrat, burjuva ailelerde yetişmiş bireyler için anayasal haklarla korunan bir haktır.
evet haktır. nefret ediniz köylüden.
gerçi siz de köylüsünüz.
dedeniz, neneniz köyden istanbul'a, şehre inmiş bir kuşaktır şehircilik oynayıp trip atıyorsunuz sağa sola.
ben ki doğduğum şehrin ezelden beridir yerlisi ve en bilinen ailelerinden birinin evladı olarak ecdadımın bana verdiği bu yetkiyi kullanmaktan gurur duyuyorum ve,
Bunları yazmak için çok uğraşıyormusunuz yoksa beyninizin olmayışından dolayı kolayca yazıyonuz mu ? ne çeşit bi ibnenin soyundan geliyorsunuz lan siz ? ermeni tohumları sizi amına koduğumun ibneleri ırzınızı sikerim lan sizin .
nefret etmek çok iddialı bi ifade. eğer "köylülerden haz etmemek" olarak değiştirebilseydik başlığı katılacağım bir ifade olurdu bu.
ben kökeni köye dayanan insanlardan haz etmiyor değilim. kaldı ki anne tarafım 45 50 yıl önce şehre göç etmiş. anneannemin kardeşleri falan hâlâ köyde yaşıyorlar hatta. kendim de yarı köylüyüm yani.
ancak şehre göç ettiği hâlde, göç edeli yıllar olduğu hâlde hâlâ şehir yaşamına uyum sağlayamamış köylüleri sevmiyorum arkadaş. kimse kusura bakmasın.
bulunulan her yerin kendine özgü davranış kuralları, görgü kuralları mevcut. sen şehrin merkezinde tavuk, horoz beslersen mesela, ben sabahın 5'inde 6'sında bu hayvancağazların sesine uyanırsam sana elbette sinirlenirim. her şeyin bir adabı var.
toplu taşımaya bindiğimde mesleğini tahmin etme olanağı tanıyan kokular duymamı sağlıyorsa, o köylü kardeşe saygı duyamam mesela.
2 kişi halledilebilecek bir iş için devlet dairelerine, hastaneye, eczaneye sülalecek doluşuluyorsa elbette sinirlenirim.
apartmanın kapısını han kapısı gibi açık bırakırlarsa tabii ki haz edemem kendilerinden.
şehre göç ediyorlarsa uyum sağlayacaklar. üzgünüm ama bu böyle.
köylülerden nefret etmek karaktersizliğin,geçmişini bilmemezliğin,densizliğin göstergesidir.Köylü milletin efendisidir hep de öyle kalacaktır.O yediğin tarım ürünleri kendi mi yetişiyor sanıyosun.Köydeki bağ,köydeki kültür ,köydeki insanlar kadar ülkesini seven kimse yoktur.Birkaç kitap okuyup,ya da üniversite bitirip kendini kendince onlardan üstün görüyorsun.o bilgi sana bir şey katmamış beynini alıp götürmüş.senin gibi birkaç kitap okuyup kendini dahi zanneden ego sahipleri temizlenmelidir toplumdan. Ve köydeki mutluluğu hiç bir yerde bulamayacağın için acıyorum sadece sana...
türkiyenin asıl sorunu cehaletken bu insanları eğitmeyip kusurlarıyla kabul eden bir memleketiz. hala reklamlarda bile onları şiveleri kullanılıyor. yanlışı düzelteceğimize yanlışı yaygınlaştırıp virüs gibi çoğaltıyoruz. yumurta süt köylü sayesinde geliyorsa bedava mı geliyor? ayakkabıcılar olmasa ayagımız çıplak mı gezeceğiz yani? devletten teşvik alıp yan gelip yatmasını biliyorlar.ayrıca bu insanların yüzde 98 i çok bilmiş ve bencil. ben şahsen kendilerinden hiç hazzetmem. hepsi hayvan ve ağaç düşmanı kendilerine faydası olmayan herşeyi yok etme zarar verme odaklı acımasız güruhlar. ayrıca köylü kurnazlığı dedikleri durumda insanları kazıklamak için fırsat kollayan kişiler.
zaruri ihtiyaçların üreticisi vefakar ve türlü zorluklarla uğraşan , kıt kanaat geçinmeye çalışan ve gözü gönlü pek tok insanları zedelemek. hatsafhada saçma bir eylemdir. cehaletin pençesindeki insanların yaptığı gerizekalılıktır
zaruri ihtiyaçların üreticisi vefakar ve türlü zorluklarla uğraşan , kıt kanaat geçinmeye çalışan ve gözü gönlü pek tok insanları zedelemek. hatsafhada saçma bir eylemdir. cehaletin pençesindeki insanların yaptığı gerizekalılıktır.
yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek hadisesi. bu ülkede köylü olmayan mı var. o tiksindiğiniz köylüler sayesin karnınız doyuyor. şurada sizin gibi yavşaklara edecek küfür bulamıyor. öyle ki hepsi hafif kalıyor.
Köylü demek üretmek demektir. Üretemeyen halklar da emperyalistlerin kölesi olur.
Keşke şu lanet ülkede bir iş sahibi olmak için öss çisesi çekmek zorunda kalmasaydık. Sınav salonlarında sürünmeseydik. Benim de bir çiftliğim olsaydı.
1923'te nüfusun %70'i köylerde %30'u şehirlerde yaşıyordu.1950 ve 1980'den sonra şehir nüfusu artmaya başladı.günümüzde bile şehir ve şehirlilik tanımına uyan çok az yer vardır.sosyoloji ve coğrafya okuyanlar bunu daha iyi açıklayabilir.aslında bu herkesin bir tarafından dahil olduğu gruptur.ıstanbul'da veya büyük şehirlerde oturup da hâlâ şehir yaşamının gereklerini yerine getirmeyenler var.önemli olan şehirlilik kavramını özünde yaşayabilmen.dünyanın ayakta durmasını sağlayan köylüler ve işçilerdir.ikisi de üretimi sağlamaktadır.her ne kadar makineleşme olsa da insana ihtiyaç vardır.senin şehirlerde rahat yaşamanı sagladikları için nefret etmemelisin.(baban,deden,onun babası bir yerden köye dayanıyordur.)