köylülerdeki ezik duruş

entry121 galeri0
    94.
  1. 93.
  2. maalesef bir çok zaman cahillikten kaynaklanan bir gerçektir. bu demek değildir ki her köylü cahildir ya da ezik durur.
    kimi köylülerde ise cahillikten kaynaklanan cesaret vardır ki başlığımızda söz konusu ettiğimiz durum her zaman geçerli değildir.
    bununla birlikte sadece cahilliğe bağlamamak gerekir.
    aynı zamanda;
    alışık olmadığı ortamlar olduğu için bir ürkme söz konusu olabilir. yeni ortamda yanlış davranma korkusu, yetersizlik hissi bu ürkmenin başlıca nedenlerinden olabilir. cahilliği ilk sıraya almamız kendine güvenecek donanımı edinememişlik ve kapalı devre ilişki biçimlerine müptela oluştur.
    aynı şekilde;
    şehirli biri de köyde tedirgin olabilir, ezik durabilir.
    1 ...
  3. 92.
  4. beş para etmez insanların kasıla kasıla yürüyüp kendini birşey zannetmesinden daha iyi durumdur. ve o ezik bir duruş değildir kapasitesi yetebilecek insanın anlayabileceği bir asalettir.
    1 ...
  5. 91.
  6. --spoiler--
    “köylü milletin efendisidir!”

    türkiye’nin sahibi ve efendisi kimdir? bunun cevabını derhal birlikte verelim: türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi , gerçek üretici olan köylüdür. o halde, herkesten çok refah, saadet ve servete layık olan köylüdür. binaenaleyh, türkiye büyük millet meclisi hükümetinin iktisadi siyaseti, bu temel hedefi gerçekleştirmektir.

    efendiler! diyebilirim ki bugünkü felaket ve sefaletin tek nedeni bu gerçeğin gafili bulunmuş olmamızdır. filhakika; yedi asırdan beri dünyanın çeşitli bölgelerine sevk ederek, kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi asırdan beri emeklerini ellerinden alıp israf eylediğimiz ve buna mukabil daima horlayarak karşılık verdiğimiz ve bunca fedakarlık ve ihsanlarına karşı nankörlük, küstahlık, zorbalıkla uşak derecesine indirmek istediğimiz bu asli sahibin huzurunda bugün büyük utanç ve saygı ile gerçek duruşumuzu alalım. efendiler! milletimiz çiftçidir. milletin çiftçilikteki mesaisini çağdaş iktisadi tedbirler ile azami ölçüye ulaştırmalıyız. köylünün mesaisinin sonuçlarını ve faydalarını kendi menfaati lehine azami ölçüye vardırmak iktisadi siyasetimizin esas ruhudur. binaenaleyh; bir taraftan çiftçinin mesaisini artıracak ve verimli kılacak malumat, vesait ve teknolojinin kullanımı ve diğer taraftan onun mesaisinin sonuçlarından azami istifadesini temin eyleyecek iktisadi tedbirlerin alınmasına çalışmak lazımdır. şimdiye kadar mevcut olan yolsuzluk, çağdaş nakliye araçlarının yokluğu, mübadele usullerinin çiftçi aleyhine olması ve hükümet kanunlarının çiftçiyi koruyamaması gibi engellerin kaldırılması lazımdır. bu noktada bilhassa tarım ürünlerimizi benzer ecnebi ürünlere karşı korumaya engel olmakla milletimizi bugünkü iktisadi sefalete mahkum eden mülga(kaldırılan) kapitülasyonların acıklı durumunu hatırlatmadan geçemem. malumunuzdur ki, memleketimiz iktisadi teşkilat ve muhit itibariyle kuvvetli bir halde bulunmuyordu. özel iktisadi sermaye de serbest rekabete dayanabilecek dereceye erişememişti. tanzimatın açtığı serbest ticaret devri avrupa rekabetine karşı kendini koruyamayan iktisadiyatımızı bir de iktisadi kapitülasyon zinciriyle bağladı. teşkilat ve özel sermaye açısından iktisat sahasında bizden çok kuvvetli olanlar memleketimizde, bir de fazla olarak, imtiyazlı mevkide bulunuyorlardı. temettü (kar) vergisi vermiyorlardı. gümrüklerimizi ellerinde tutuyorlardı. i̇stedikleri zaman istedikleri eşyayı, istedikleri şeriat tahtında memleketimize sokuyorlardı. bütün iktisat alanlarımızda bu sayede mutlak hakim olmuşlardı.

    efendiler! bize karşı yapılan rekabet hakikaten çok gayrimeşru, hakikaten çok kahir(zorlayıcı, yok edici) idi. rakiplerimiz bu suretle gelişmeye müsait sanayiimizi de mahvettiler. tarımımızı de zarara uğrattılar, yıktılar. i̇ktisadi ve mali gelişmemizin ve ilerlememizin önüne geçtiler.

    efendiler! artık serbest ve müstakil bir hayata atılan türkiye için, iktisadi hayatı boğmakta olan kapitülasyonlar mevcut değildir. ve olamaz. i̇ktisadi hayatımızın belirlenmiş hedeflere yönelmesi ve süratle ilerleme ve gelişmesi için kabul edilecek tedbirler arasında memleketimizde avrupa rekabeti yüzünden mahvedilmiş ve şimdiye kadar ihmal edilegelmiş tarımsal sanayiimizi geliştirme ve çağdaş iktisadi araçlarla ile teçhiz etmeyi öncelikli olarak ele alacağız. gerek ziraat ve gerek memleketin servet ve sağlık açısından önemi tartışmasız olan ormanlarımızı da çağdaş tedbirler ile güzelleştirmek, genişletmek ve en yüksek verimi elde etmek esas ilkelerimizdendir. i̇ktisadi siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel çıkarları doğrudan doğruya alakadar olacak kurumlar ve iktisadi teşebbüsleri mali gücümüz ve fenniyemizin müsaadesi ölçüsünde devletleştirmedir.

    ...

    mali kuvvetimiz bugüne kadar olduğu gibi, dışarıdan borç almaksızın, fakirane olmakla beraber memleketi idare edecek ve hedeflerine ulaşacaktır.

    efendiler! bugünkü kutsal savaşımızın amacı tam bağımsızlıktır. tam bağımsızlık ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. bir devletin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati alanlarında bağımsızlık felçlidir. çünkü her devlet ancak mali kuvvetle yaşar. mali bağımsızlığın korunması için ilk şart, bütçenin iktisadi bünye ile denk ve birbirine uygun olmasıdır. binaenaleyh; devlet yapısını yaşatmak için dışarıya müracaat etmeksizin memleketin gelir kaynaklarıyla idare temini, çare ve tedbirlerini bulmak lazım ve mümkündür.

    tbmm üçüncü toplanma yılı açış konuşmasından

    (1 mart 1922)
    mustafa kemal atatürk
    --spoiler--
    0 ...
  7. 90.
  8. bir köylü olarak şu ana kadar bana ençok koyan başlıktır küfür yesem bu kadar içim acımazdı şimdi burda bi sayfa yazı yazup anlatırdım ama bu başlığı açan silikte onu anlayabilecek kapasite olmadığı için yazmıyorum zaten adı üstünde;
    silik...
    1 ...
  9. 89.
  10. omuzlarına basarak tepeye çıkan şehir züppelerinden kaynaklıdır.
    1 ...
  11. 88.
  12. Kiminin hayat belini buktugundendir,kiminin tembelligindendir.
    0 ...
  13. 87.
  14. sınıf ayrımını, destekler nitelikte bir söylemdir. benzer anlamda, zenginin karşısında fakir eziktir.
    0 ...
  15. 86.
  16. Köylü milletin her daim kölesi olmuş, olmaya devam ettirilen bir katman olduğu sürece bu duruş her daim kalacaktır. Yılmaz Güney'in güçlü duruşunun ardındaki mütevazi kişilik ile bütünleşmiş bir cümledir.
    0 ...
  17. 85.
  18. eziklik değil yorgunlukla yoğrulmuş mağrur bir duruştur. şehirlerde millet tüketimin gözüne vururken üretmenin ve çalışmanın mutluluğuyla, katma değer yaratmanın gururuyla bezenmiş bir duruştur. ama hayatında böyle bir duruşa asla sahip olamayacak insanlar o duruştaki asaleti anlayamazlar.
    1 ...
  19. 84.
  20. o duruşa kurban olunmalıdır.
    4 ...
  21. 83.
  22. islam'a ters olan duruştur...''lailaheillallah anarşizmini'' idrak edememiş olanların duruşudur..sen sadece namazda seni yaratan ve yoktan var eden yüce allah(c.c) karşısında elleri bağlı duruş yaparsın..bir insan karşısında asla ! o insan seni idam da ettirse ona boyun eğmeyeceksin..allah(c.c)'dan başka ilah tanımayacaksın..

    ''lailaheillallah anarşizmi'' allah(c.c)'dan başka hiçbir ilan tanımamamk ve hiçbir güce boyun eğmemektir..islam'ın asıl ruhu budur ve kerbela çölünde hz.hüseyin(r.a)'in şehit olacağını bile bile o çöle gitmesinin ana nedeni de budur..

    islam toplumları işte bunu başaramadıkları yada anlayamadıkları için bu haldeler..
    1 ...
  23. 82.
  24. ezik değil normal olan duruştur aslında. dolmuşlarda yüksek sesle gülmediklerinden, bir yere girdiklerinde şapkalarını çıkarıp saygıyla beklediklerinden bu ezik sıfatını yapıştırmışız, diğer türlüleri 'özgüvenli' oluyor. Özgüvenime sıçayım diyesim geliyor
    1 ...
  25. 81.
  26. türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. o halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. onun için, türkiye büyük millet meclisi'nin iktisadi siyaseti bu asli gayeye erişmek maksadını güder. '' M.k. atatürk ''
    2 ...
  27. 80.
  28. ve bir kez daha köylü milletin efdendisidir.
    0 ...
  29. 80.
  30. 79.
  31. köylüye ezik diyen angut insanlara göre olan duruş.
    1 ...
  32. 78.
  33. emeğe değer vermeyen kişilerin aslında ağırbaşlılık, efendilik duruşunun eziklik olarak nitelendirdiği durum.
    2 ...
  34. 77.
  35. 76.
  36. köylüyü sadece filmlerde gören götü kalkıklar için yüzeysel bir tespittir. ayrıca köylüyü ezik görmek isteyenlerin de basit yaşamlarına böylece anlam yükledikleri malumdur.
    0 ...
  37. 75.
  38. hangi köylüde? hasat zamanı otuz kırk sene önce çoraba balyayla para koyup izmir pavyonlarında karı sikmeye gelenlerde mi diye sorduran duruş.yoksa şimdi meyve paketleme tesisi kurup ihraç eden gene izmir barlarında karı sikmeye gelen senden ala arabaya binenlerdeki mi? para köylüde lan ne ezik duruşu.
    0 ...
  39. 74.
  40. verdiği onca emeğin yükünden olan gururlu duruştur. tabi nereden bileceksin ki hayatın boyunca 4 duvar arasından çıkmamışsındır. alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vs vs..
    3 ...
  41. 73.
  42. köylüyü milletin efendisi yapamayanların sorumlusu olduğu duruştur. anadolu topraklarının tarımda bu kadar geri kalmasının, hayvancılığın, balıkçılığın, ithalatsız yürümeyen bilimum üretim faaliyetini bu hale getirenlerin oturup düşünmesi gereken duruştur. gelgelelim başımızda bambaşka kafada insanlar vardır.*
    2 ...
  43. 72.
  44. burun havada olunca onların boynu eğik gibi durur. fakat onların ki dik burnu kalkıkların ki havadadır.
    2 ...
  45. 71.
  46. düşünüyorum da acaba bunu söyleyenlere köylüler ne yapmış çok merak ettim? bir kere senin o beğenmediğin köylü olmasa senin ülken neyle barınacakktı. patatesi, buğdayı efendim makarnayı falan nereden yiyecektin. ülken kalkınabilecekmiydi? sen bugün bu sözleri söylerken ezik dediğin köylüler senin midene gitmesi için kavun karpuz yetiştiriyo. köylüleri beğenmiyorsan tarım ürünlerini de yemeyeceksin o zaman. çünkü köylülerde ki o ezik dediğin duruşu ki en asaletlisi şerefiyle yaşıyor çünkü senin o şehirli asaletine tercih ederim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük