uzaktan bakınca hoş görünen fakat hiç te öyle olmayan dır.
yok sütün en tazesi yumurtanın en doğalı lan mazot 5 tl, bir kilo süt parası bir kilo yeme anca eşdeğer, yok hava yağdı mı dolu mu var cart curt çekilmez benim küçüklüğüm bunlarla geçti kimse atıp tutmasın yazları günlük 4 saat uyku ile 20 saat çalışmak nedir bilir misiniz ? sonra emeğin karşılığı olarak bir sene anca yetecek kadar para kazanmak avanslarla geçinmek nedir ? yaz bitince ilkbahara kadar güneş yanığı izinin geçmemesi o kavrukluk bir km öteden der ki bu gelen köylü.
köylü çocuğu olmanın zorluğunu bilirmisiniz siz ? beyefendi istanbul trafiğinden sıkılmış bak hele derde bak.
bunalmış depresyona girmiş ah zavallı.
tek derdiniz bu olsun de deyim.
Çoğunlukla, tarım ya da hayvancılıkla uğraşmaktır.
Temiz hava soluyan, yumurtanın en tazesini, sütün en kaymaklısını, etin en lezzetlisini yiyen, trafik ve kargaşa gibi bir derdi olmayan, paylaşımın, yardımlaşmanın her daim var olduğu bir hayat sürmek demektir.
Yorucu ve zahmetli bir yaşam sürmeleri, emeklerinin karşılıksız kalması, bir dolu avantajdan mahrum kalmaları ve en önemlisi kendi sığlığını göremeyen hadsizler tarafından, " cahil" diye yaftalanmaları ise, madalyonun sevimsiz tarafıdır.
insan doğadan uzaklaştıkça daha mutsuz oluyor sanırım.
şehir hayatının getirdiği acımasız rekabet insanın doğasında olan rekabete bile fazla.
insanlar farklı ruh haline girdi, eskiden doğa karşı buluşlar yaparak doğanın canını okuyan insan şimdi huzur bulmak için ormanlık alanlara gidiyor. orada huzur buluyor köy doğa bunlar aslında bizim genlerimize yazılmış yaşama alanlarımız.
Köyler, büyüklerimizin anlattığı ve televizyondaki eski filmlerde gördüğümüz istanbul'a benzer. herkes birbirini tanır, yabancı girse herkes yabancı olduğunu tanır. Bu yüzdrn şehirde yaşamaktan daha iyidir.