köylü milletin efendisidir

    157.
  1. Hayatında hiç köy görmeyenlerin sürekli bok attığıdır.

    Adam bütün muhalefeti rezidansta yaşayan bir elinde viski bir elinde puro boynunda fularla akşama kadar şuh kanka atan insanlardan ibaret sanıyor.

    Akşama kadar tarlada çalışmaktan beli iki büklüm olmuş chpli amca ve teyzelerin sandıkların başında gece yarılarına kadar beklediğini bilmiyor ki. Elinizde bir Ege'nin köyleri kasabaları kaldı bu kibirlerle devam ederseniz onları da kaybedeceksiniz.

    Hayatınızda bir kere köye gidip keçi bokunun beyninizden büyük olduğunu görseydiniz saçma sapan tespitlerde bulunmazdınız.

    Saksıda çocuk bütütmenin zararları işte bunlar. Gidip gelip bu başlık altında ağlarsınız.
    9 ...
  2. 5.
  3. unutulmuş, ezilmiş ama gururlu köylüyü oy için değil, gerçekten sevmiş olan tek lider herhalde atatürk'tür.
    9 ...
  4. 31.
  5. +Ananı al da git lan
    -Ama ben milletin efendisiyim?
    +Eskidendi o! hahahahahaha!
    6 ...
  6. 76.
  7. anlama özürlülerin komik bulduğu saygın gerçekliktir.
    5 ...
  8. 4.
  9. ulu önder'in her konuda olduğu gibi burjuva sistemine de giydirmiş olduğu sözlerden biridir.köylüleri aşağılayan zavallılara verilebilecek en sağlam cevaptır.
    5 ...
  10. 143.
  11. Tarımı bile binbir türlü zorlukla yapabildiği ve emeğinin karşılığını hiç bir zaman alamadığı için artık doğru olmayandır. Şu zamanlarda köylü milletin amelesidir.
    5 ...
  12. 36.
  13. 157.
  14. ben hiç bir zaman köylüye karşı olmadım ama köylülüğün daima karşısında durdum.

    Tabii John Berger'i okusaydınız, köylülüğün Avrupa'da artık ortadan kalktığını, bir sosyal sınıf olarak tarihe karıştığını öğrenecektiniz.

    Avrupa canım, hani şu, iki milyon istanbullu ve on üç milyon "köylü istanbullu" olarak bir ara girmeye can attığınız birlik...

    Fakat karşı olmakla da iş bitmiyor, tarihimizde o dönemin de demek ki yaşanması gerekiyordu.

    Mesele "geç kalmamızdan" kaynaklanıyor; bundan yüz elli yıl önce Fransız aydınları da "Paris'e Burgonya ayıları doldu" diye acı acı yakınıyorlardı. Paris'te Baron Haussmann'ın imparatorun emir ve desteğiyle başlattığı büyük bir yıkım ve imar hamlesi vardı ve yorganını sırtına vuran köylü başkente doluşmuştu...

    Paris, zaman içinde bu nüfusu "soğurdu". Köylüler sanayi proletaryasına dönüştüler.

    Bizde lumpen oldular. Eğitim de verilemedi, iş de sağlanamadı.

    Üstelik onlara örnek olacak, "norm" sağlayacak bir burjuvazi de yoktu; "istanbul terbiyesi" denilen davranışlar bütünü, yükselmekte olan bir burjuva sınıfının değil, yok olmaya yüz tutmuş bir Osmanlı görgüsünün kalıntısıydı.

    Ellili yıllarda "az sayıda" gelirlerdi, ve "bundan başka istanbul yok oğlum" sloganının ezikliği altında, şehirliliği öğrenmeye çalışırlardı.

    Fakat gene de sanayileşme hızı onları "massetmeye" yetmiyordu, böylece Kuştepe, Gültepe gibi gecekondu semtleri doğdular. Bugün oralar, yepyeni gecekondu kümelerine oranla birer eski Maçka, birer eski Suadiye gibi kaldılar!

    Sayısı artınca, lumpen artık "şehirliye uyum sağlama" derdinden de vazgeçti. Hiçbir kurala aldırmamaya koyuldu.

    istanbul'da her bir şehirliye on üç, on dört lumpen düşüyor bugün.

    Bunları hep yoksul sanmak büyük bir yanılgıdır. Zengin köylüler de vardır.

    Ben köylüye değil, öküzlüğe karşıyım, bunu yapanın fakir öküz ya da zengin öküz olması benim için hiç fark etmez!

    Kimilerinin kendini kandırarak "doğruluk, dürüstlük, mertlik, taze süt, mis gibi yumurta, saf tereyağ" falan sandığı köylülük, günümüzde "cahillik, görgüsüzlük, pislik, zevksizlik" demektir.

    Dolayısıyla, denize girerken donunu çıkaran bizden tepki görür. Fakir de olsa görür, zengin de olsa görür. Nitekim, Bağdat Caddesi'nde arabasının müzik sistemini bangır bangır bağırtarak hız yapan hayvanın, iki yüz metre ileride paçalı donuyla denizde çimen hayvandan hiçbir farkı yoktur. Fark, ceplerindeki para farkıdır.

    Yol kenarında ateş yakılmaz. Çünkü tehlikelidir. "Halkımız et yesin" diye buna alkış tutulmaz. Ancak buna engel olmak için ortalıkta bir belediye zabıtasının bulunması, üstelik o zabıta memurunun da köylü olmaması gerekmektedir. Böyle olamadığı için de o mangallar hep yanacaklardır.

    Bunun dinle imanla, islam'la da ilgisi yoktur. ben Kuran kurslarına değil, "kaçak" Kuran kurslarına kaşı oldum her zaman. Kaçak şoför kursuna da karşıyım, kaçak biçki-dikiş kursuna da karşıyım.

    Tuttuğumuz partiye oy yağdırıyorlar diye, dincilik ayağından lumpeni yüceltmekten vazgeçelim.

    Beni daha da çok güldürenler de, belediyenin kaçak inşaat yıkımına devrimcilik dümeniyle karşı çıkan ve gecekondulardan halk ayaklanması başlatmak umuduyla yaşayan bazı solcu dallamalardır.

    Çin köylüsü bile Başkan Mao'yu taşıyamadı. aklınızda bulunsun...
    4 ...
  15. 179.
  16. Böyle deyip deyip köylüleri yüceltmeyin. Hayatında köye gitmemiş, köylüler hakkında tek bilgisi olmayan insanlarsınız burda köylülere methiyeler düzüyorsunuz.
    Ege'nin koylarına benzemez köyler. Akıllı olun.

    Ayrıca Atatürk'ün bahsettiği köyler de eminim ortaköy, karaköy, kadıköy falandır. Diğer Köylüler üstüne alınmasın lütfen.
    11 ...
  17. 77.
  18. köylü milletin efendisidir.
    atamızın sözüdür. komik sıfatı yakıştıranları yerle bir edecek kadar derin bir anlamı vardır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük