köylü milletin efendisidir

entry211 galeri9 video2
    145.
  1. 146.
  2. atatürk köylü milletin efendisidir dedikten sonra arkadaki zenginlere dönüp göz kırpmıştır arkadaşlar herkes bilmez.
    1 ...
  3. 147.
  4. günümüzde pek de öyle görülmeyen, mustafa kemal atatürk ün ünlü bir sözü.

    (bkz: ananı da al git)
    2 ...
  5. 148.
  6. 144.
  7. kimin sözü olduğu hakkında çok değişik rivayetler vardır. eskimez kitaplarda da yazdığına göre. lakin bizim kemalgiller işine geldiğinde bu lafı kullanıp reelde tam bir millet düşmanlığı yapar. demokrasi der darbe ve kanla beslenir.
    1 ...
  8. 145.
  9. günümüzde ''ananıda al git'' şeklinde karşılık bulmuştur.

    edit: lan bak aklıma şuda geldi.

    https://www.youtube.com/watch?v=FODpCpOF3pY

    hatırladıkça utanıyorum. rezillik.
    2 ...
  10. 146.
  11. 15 temmuz 2016 darbe girişiminde bir daha haklılığı ortaya çıkan bir kanuni sözüdür. darbeyi köylü engellemiştir.
    0 ...
  12. 147.
  13. mustafa kemal atatürk'ün sözüdür, köylü işçi kesimin kendisini sevmiyor oluşu da ironi gibin bi şeydir.
    2 ...
  14. 148.
  15. 149.
  16. köylüye fırsat verilmemelidir.
    0 ...
  17. 150.
  18. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün nacizade sözlerinden birisidir. Ve sonuna kadar haklıdır.
    2 ...
  19. 151.
  20. köylüyü aşağılamak mı dendi ?

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1324429/+



    4 ...
  21. 152.
  22. atatürk bu düşünceyi, bulgaristan'da yaptığı askeri ateşeliğini sürdürürken, bir kafeye gelen köylünün garsonun ona hizmet etmemesi üzerine, kavga çıkarmasıyla oluşturmuş ve şöyle demiştir; 'keşke türk halkı da bu bilince sahip olsa.'
    0 ...
  23. 153.
  24. efenim aslında pek de öyle olmayan durumdur. köylüye eğitim yok bişey yok. kim ne yapsın cahil adamı. toprak mı kaldı türkiye'de bitti bu cümlenin değeri mazide kaldı evet.
    0 ...
  25. 154.
  26. eski cefakar köylüydü o şimdiki köylü çakma köylü. evet.
    2 ...
  27. 155.
  28. Diyen çok yanlış söylemiş bugün gördük.
    0 ...
  29. 156.
  30. o cumhuriyet varkendi kanka. şaka bir yana cidden o söz orda kaldı son 40 senedir şehirli özelliklede istanbullular milletin efendisidir pardon ya rizeli birisi var son 15 yıldır.
    1 ...
  31. 157.
  32. Hayatında hiç köy görmeyenlerin sürekli bok attığıdır.

    Adam bütün muhalefeti rezidansta yaşayan bir elinde viski bir elinde puro boynunda fularla akşama kadar şuh kanka atan insanlardan ibaret sanıyor.

    Akşama kadar tarlada çalışmaktan beli iki büklüm olmuş chpli amca ve teyzelerin sandıkların başında gece yarılarına kadar beklediğini bilmiyor ki. Elinizde bir Ege'nin köyleri kasabaları kaldı bu kibirlerle devam ederseniz onları da kaybedeceksiniz.

    Hayatınızda bir kere köye gidip keçi bokunun beyninizden büyük olduğunu görseydiniz saçma sapan tespitlerde bulunmazdınız.

    Saksıda çocuk bütütmenin zararları işte bunlar. Gidip gelip bu başlık altında ağlarsınız.
    9 ...
  33. 157.
  34. ben hiç bir zaman köylüye karşı olmadım ama köylülüğün daima karşısında durdum.

    Tabii John Berger'i okusaydınız, köylülüğün Avrupa'da artık ortadan kalktığını, bir sosyal sınıf olarak tarihe karıştığını öğrenecektiniz.

    Avrupa canım, hani şu, iki milyon istanbullu ve on üç milyon "köylü istanbullu" olarak bir ara girmeye can attığınız birlik...

    Fakat karşı olmakla da iş bitmiyor, tarihimizde o dönemin de demek ki yaşanması gerekiyordu.

    Mesele "geç kalmamızdan" kaynaklanıyor; bundan yüz elli yıl önce Fransız aydınları da "Paris'e Burgonya ayıları doldu" diye acı acı yakınıyorlardı. Paris'te Baron Haussmann'ın imparatorun emir ve desteğiyle başlattığı büyük bir yıkım ve imar hamlesi vardı ve yorganını sırtına vuran köylü başkente doluşmuştu...

    Paris, zaman içinde bu nüfusu "soğurdu". Köylüler sanayi proletaryasına dönüştüler.

    Bizde lumpen oldular. Eğitim de verilemedi, iş de sağlanamadı.

    Üstelik onlara örnek olacak, "norm" sağlayacak bir burjuvazi de yoktu; "istanbul terbiyesi" denilen davranışlar bütünü, yükselmekte olan bir burjuva sınıfının değil, yok olmaya yüz tutmuş bir Osmanlı görgüsünün kalıntısıydı.

    Ellili yıllarda "az sayıda" gelirlerdi, ve "bundan başka istanbul yok oğlum" sloganının ezikliği altında, şehirliliği öğrenmeye çalışırlardı.

    Fakat gene de sanayileşme hızı onları "massetmeye" yetmiyordu, böylece Kuştepe, Gültepe gibi gecekondu semtleri doğdular. Bugün oralar, yepyeni gecekondu kümelerine oranla birer eski Maçka, birer eski Suadiye gibi kaldılar!

    Sayısı artınca, lumpen artık "şehirliye uyum sağlama" derdinden de vazgeçti. Hiçbir kurala aldırmamaya koyuldu.

    istanbul'da her bir şehirliye on üç, on dört lumpen düşüyor bugün.

    Bunları hep yoksul sanmak büyük bir yanılgıdır. Zengin köylüler de vardır.

    Ben köylüye değil, öküzlüğe karşıyım, bunu yapanın fakir öküz ya da zengin öküz olması benim için hiç fark etmez!

    Kimilerinin kendini kandırarak "doğruluk, dürüstlük, mertlik, taze süt, mis gibi yumurta, saf tereyağ" falan sandığı köylülük, günümüzde "cahillik, görgüsüzlük, pislik, zevksizlik" demektir.

    Dolayısıyla, denize girerken donunu çıkaran bizden tepki görür. Fakir de olsa görür, zengin de olsa görür. Nitekim, Bağdat Caddesi'nde arabasının müzik sistemini bangır bangır bağırtarak hız yapan hayvanın, iki yüz metre ileride paçalı donuyla denizde çimen hayvandan hiçbir farkı yoktur. Fark, ceplerindeki para farkıdır.

    Yol kenarında ateş yakılmaz. Çünkü tehlikelidir. "Halkımız et yesin" diye buna alkış tutulmaz. Ancak buna engel olmak için ortalıkta bir belediye zabıtasının bulunması, üstelik o zabıta memurunun da köylü olmaması gerekmektedir. Böyle olamadığı için de o mangallar hep yanacaklardır.

    Bunun dinle imanla, islam'la da ilgisi yoktur. ben Kuran kurslarına değil, "kaçak" Kuran kurslarına kaşı oldum her zaman. Kaçak şoför kursuna da karşıyım, kaçak biçki-dikiş kursuna da karşıyım.

    Tuttuğumuz partiye oy yağdırıyorlar diye, dincilik ayağından lumpeni yüceltmekten vazgeçelim.

    Beni daha da çok güldürenler de, belediyenin kaçak inşaat yıkımına devrimcilik dümeniyle karşı çıkan ve gecekondulardan halk ayaklanması başlatmak umuduyla yaşayan bazı solcu dallamalardır.

    Çin köylüsü bile Başkan Mao'yu taşıyamadı. aklınızda bulunsun...
    4 ...
  35. 158.
  36. Şüphesizdir ki Atatürk bu sözü, Kadıköy ve Bakırköylüler için söylemiştir.

    Konyalı çomarları enterese eden bir söz değildir.
    2 ...
  37. 159.
  38. 160.
  39. Günümüzde ne yazık ki, tam tersi söz konusudur. Köylü ekonomik sistemde, en alt tabaka olarak görülmektedir: ne kendisine bir saygı duyulmaktadır ne de herhangi bir konuda destek görmektedir. Eker-Biçer, mahsulü sular, ilaçlar, sele karşı, soğuğa karşı, sıcağa karşı hep temkinli olmak zorundadır. Adeta ürünlere gözü gibi bakar. MahsulÜ toplarken de birde yakıt sorunu çıkar ortaya.

    Kısacası bu canım insanlar, kara toprakla gayet mutlu ve huzurlu olmalarına rağmen. Kârdan çok zarar ettiklerinden dolayı günden güne yaptıkları işten sogumaktadırlar. Devletin acil olarak bu konuya el atması, üreticiyi motive edecek düzenlemeler yapması gerekmektedir.

    Aksi taktirde bu üretimle, 10 sene sonraki nesiller ancak bok yiyebilecektir. iş işten geçtikten sonra neden "köylü milletin efendisidir" denildiğinide anlayacaklar ama dedigim gibi iş işten geçmiş olacak...
    2 ...
  40. 161.
  41. atatürk'ün, köylünün gazını almak için uydurduğu laftır.
    3 ...
  42. 162.
  43. bu köylüler her boku yiyo sonra efendimi oluyo lan istanbulun adı çıkmış köyler daha tehlikeli bence.
    0 ...
  44. 163.
© 2025 uludağ sözlük