yaz tatillerinde 2-3 hafta kadar kalır dönerim istanbul'a. köydeyken günlük rutin işlerim; çeşmeden 5 litrelik su bidonlarıyla günde 2 kere su taşımak, çatıya çamaşır asmaya gitmek (sigara bahanesi) bahçeyle uğraşmak, televizyon izlemek. evet 3 haftalık sürecim ilk 3 gün hariç hep böyle geçiyor. ilk 3 gün genelde köy çevresindeki ziyaret yerlerini gezip dolaşmakla geçiyor ve köyden ayrılana kadar bir daha oralara gidilmiyor. köyde 1-2 hafta yaşayın ama hayvancılıkla uğraşmıyorsanız köyde yaşamayın kafayı yersiniz. bir sivaslı olarak ben bile zor dayanıyorum 3 hafta. allahtan evimin yakınlarında 2-3 tane turkcell vericisi var da telefonlarımız çekiyor.
ömründe köy görmemiş, su kesildiği için çeşmeden su taşımamış, kışın ortasında sopsoğuk evde küzineye odun atmamış, elektriksiz nefes alamayan insanların uzaktan uzaktan özlem duyduğu şey.
bugünlerde romantik plaza popülasyonunun özendiği, doğal ama bir o kadar da zor olan yaşam. Çelik gibi bir iradeniz yoksa özenmeyin gençler üzülebilirsiniz.
KÖY kökenliysen yuvaya dönmek demek.şimdilerde moda olan doğal yaşam akımı var azda olsa.adam emekli bikaç dönüm arazi alıp hobi bahçesi yapıyor.kimi gençken işini gücünü bırakıp ticari bahçe işi yapıyor.bunun değişik varyantları var. Robinson gibi yaşamak istiyorum dersen bir kitap önerim,1800 lerde yazılmış-doğal yaşam valden gölü.adam günlük tarzında yazmış.
Köyde yaşamak müthiş ,
Ama köylü sizi tanımıyorsa , zamanında yaşamış eş dost akrabanız yoksa aman ha , uzak durun bence.
Eğer gençseniz köyün gençleri ile sıkıntılı durumlar yaşayabilirsiniz. Üniversiteyi küçük ilçede okuyanlar ne demek istediğimi mutlaka anlamıştır.
Ayrıca Yerleşimden uzak köy mesire alanlarını tercih ederseniz müthiş olacaktır. Ben bir çılgınlık yapıp denedim , gerçekten çok keyifli benden sonra 20 kişi daha yerleşti orada bir aile olduk, herkes şehirden sıkılıp bursanın güzelim doğasına , yeşilliğine ve huzuruna geldiği için herkes aynı kafadan oluyor,
Hafta içi çalışmıyor olsam ömrümü orada geçirebileceğim bir yer. Yaşadıkça toprağa değdikçe , sabah huzurlu kuş sesleriyle uyandıkça daha çok seveceksiniz.
Yeri de unutmadan söyleyim : Kestel - Babasultan köyü.
ben daha cok amerikan kasabalarinxa yaşamak isterdim. hani bu oklahoma da falan(evet cook firtina oluyo) orda herkesin dublex evi var ve arabalarina ait garajı. herkesin bahçesi var etraf çok düzenli sakin. emekli yeri gibi gibi ama çok güzel. macera dolu amerika.
bok gibi olan eylem.
internet yok, gıdaya ulaşmak güç, hastahane gibi hizmetlere ulaşmanın sıkıntılı olması vs. yani bok gibi bir şey.
neden böyle saçma sapan romantiklik yapıyorsunuz anlayamıyorum?
Avrupada öyle bir akım var,pılını pırtısını satıp dağlarda doğal hayat yaşanlar var.hatta 1845 li yıllarda bunu tatbik eden bir yazar var kitabı, valden gölü doğal yaşam. Lakin doğada yaşamak zor ve sürekli iş çalışma meşakkat var haberiniz olsun.
imrendiğim yaşamdır. Mesleğim gereği (bkz: arkeoloji) çalıştığım yerde bulunan köylülere bakıyorum çok mutlular çok neşeliler. imreniyorum hem de fazlasıyla.
ne kadar garip değil mi? yirmi yıl yaşadığın köyündeki bağı, bahçeyi tarlayı bırakıp şehre gööçüyorsun. en az otuz yıl boyunca hiç memnun olmadığın koşullarda çalışıp sürekli şikayet ettiğin ortamlarda yaşıyorsun. ve bu otuz yıl içindeki tek amacın emekli olup köyde yaşamak. emekli oluyor ve köyüne dönüyorsun. bu ne skm iş allaasen.