şehirde yaşayıp maddi sebeplerden ya da zamansızlıktan tiyatroya, sinemaya gidemeyen, alışveriş merkezlerinden bıkmış, sadece çocuklarının okulu, işi için şehrin trafiğini, kalabalığını çeken, hayatı anlamsız koşuşturmalar içerisinde geçip her gün biraz daha yalnızlaşan insandır. vallahi şu sıra kime dokunsam bu hayali kuruyor. haklılar.
şimdi şu dağın eteklerindeki köylerden birinde, bir çocuk erik ağacının tepesine çıkmış, bir yandan temiz havayı ciğerlerine çekerken bir yandan topladığı kütür kütür erikleri yiyor.
etrafta gördüğü kuş, çiçek, böcek bilumum doğa manzarasını saymıyorum bile.
peki ben ne yapıyorum?balkonda iki tane saksı çiçeğin arasında bol egzozlu havayı solurken manavdan aldığım erikleri yiyorum.
şimdi ben zengin oluyorum, o çocuk fakir öyle mi?hay ben böyle zenginliğin.
beni köyüme götürün lütfen.ve yağmurlarında yıkayın.
bir gün bu pis şehir hayatından kurtulacağını ve köye yerleşeceğini söyleyen ama bi türlü siktir olup gidemeyen insandır. köy iyi hoş da istanbuldan sonra köyde yaşamaz kimse. beykoz sarıyer gibi yerlerde yaşa kısmen köy gibi güzel yerler.