bir gün bu pis şehir hayatından kurtulacağını ve köye yerleşeceğini söyleyen ama bi türlü siktir olup gidemeyen insandır. köy iyi hoş da istanbuldan sonra köyde yaşamaz kimse. beykoz sarıyer gibi yerlerde yaşa kısmen köy gibi güzel yerler.
kızların pek sevmediği erketir kendisi. köyde yaşamak isteyen bi kız bulsam evlenecem de şimdi köydeki kızlar bile şehri istiyor. soba yakmamak, karda kışda mutfak işleri yapmamak, kocası işteyken öğlene kadar yatmak, hafta sonunda alış-veriş merkezlerinde gezmek en önemli şehir sevme nedenleridir. kırlar bayırlar ve öğrenci potansiyelinin az olması ise bana köye cazip kılıyor.
şimdi şu dağın eteklerindeki köylerden birinde, bir çocuk erik ağacının tepesine çıkmış, bir yandan temiz havayı ciğerlerine çekerken bir yandan topladığı kütür kütür erikleri yiyor.
etrafta gördüğü kuş, çiçek, böcek bilumum doğa manzarasını saymıyorum bile.
peki ben ne yapıyorum?balkonda iki tane saksı çiçeğin arasında bol egzozlu havayı solurken manavdan aldığım erikleri yiyorum.
şimdi ben zengin oluyorum, o çocuk fakir öyle mi?hay ben böyle zenginliğin.
beni köyüme götürün lütfen.ve yağmurlarında yıkayın.
Bozulmamış, saf, tertemiz insanlardır aslında bize köyü sevdiren.
elinde avcunda yoktur ama gönlü tüm insanlığa yetecek kadar zengindir.
Altındaki döşeği serer altına, üstündeki ceketi örter üstüne,
gözlerinin içine baka baka dinler seni, çıkarsızca derman olur derdine.
o küçücük evlerine koca muhabbetleri sığdırırlar akşamları.
yarenliğin en güzeli, sevginin en temizi, paylaşmanın en cömerti buradadır...
Benim artık sıkılıyorum. Hemde istanbulun merkezi Şişlideyim. Yolda yürürken bile trafik var arkadaş birisine çarpmadan yürüyemiyorsun bu nasıl şehir bu nasıl savaş?
şehirde yaşayıp maddi sebeplerden ya da zamansızlıktan tiyatroya, sinemaya gidemeyen, alışveriş merkezlerinden bıkmış, sadece çocuklarının okulu, işi için şehrin trafiğini, kalabalığını çeken, hayatı anlamsız koşuşturmalar içerisinde geçip her gün biraz daha yalnızlaşan insandır. vallahi şu sıra kime dokunsam bu hayali kuruyor. haklılar.
Bunu güzel öykülerdeki sahil kasabasında huzurlu sabahları öten horozlarla, güzel güzel meleyen kuzuların sadece görüntüleriyle, organik olacağını düşündüğü besinleriyle sanan insandır. Köyde yaşamadım ama köy yaşamı "yha şehir hayatı yapay yapmacık yorucu"dan kaçılan bir yer değil. Belki egede.