kendi halinde öğrencilerine üniversiteye güzelce hazırlayan lise. mezun olalı 3 yıl olmasına rağmen içerisinde geçirdiğim her an aklımdadır. ikhal mezunları derneği şeklinde bi çatı altında toplanılması gereken mezunlara sahiptir, ileride olacaktır.
hayatımın en güzel yıllarnı geçirdiğim, süper dostluklar kurduğum canım okulumm.
herkesi, her şeyi cok özledim.
canım annem safiye hocamın seni çöpe atarım tehditleri,
duran abinin karizmatik hareketleri,
melih hocamın gaza getirişleri,
nuri abimin çayı ve pitosu,
bahçede duvarın üstüne oturup konuşmalarımız,
bahar turnuvaları,
şimdilerde taş döşenen çamurlu yollarında ayakkabılarımızı berbat ederek yürümelerimiz,
burhanettin çakıcı *
mikail hocanın şeytani sırıtışı,
9 haziranlarımız,
serhat hocanın dersinde uyumamak için harcadığımz çabalar,
ibo'nun cuma günü saçmalıkları..
fakaaat o spor kompleksinde bir kere maç yapamadım ona yanarım hala!
hatta gaza geldim en büyük ikhal baska büyük yook!!!
2.5 yıl sonra gelen edit: imla. * ayrıca mezun olduktan sonra 3 yıl geçmesine rağmen hala özlenen, hala burunda tüten, hala gerisin geri dönmek istenilecek tek yer olma ünvanını elinde bulunduran can. hayattaki tek eksik bir şey!
6 yıl sonra gelen edit: gerisin geri dönmek istenilecek tek yer olma ünvanını artık elinde bulunduramayan ama yine de can olandır.
9 yıl sonra gelen edit: mezun olalı neredeyse 10 yıl olmasına rağmen hala çok ama çok ama çok özlenendir. hayatımın hiçbir döneminde hiç olmadığım kadar samimi olduğum yerdir. gerisin geriye dönmeyi düşleyecek kadar bile cesaretimin artık olmadığı gerçeğiyle beni hüzünlere boğan güzel okulumdur.
ilk başta yadırgadığım , "ulan ben bu liseye 10. sırada girdim , neden burak bora'ya geçmedim" diye ilk yıl söylenip
durduğum; ama gariplikleriyle zaman içinde gönlümüzü fethetmiş harikalar diyarıdır kendisi.
efendim, zaman içinde kendini bilmez insanlar okulunuzun adı ile alakalı seviyesiz espriler yapmaya kalkışacaktır. onlara atamızın verdiği cevabı hatırlatın madem öyle "köylü milletin efendisidir". zira biz böyle yapardık.
bir duran abimiz vardı ki dillere destan. dersin ortasında elinde alet edevatla sınıfa dalar (bakınız kapıyı çalmadan girdi), kimseye hesap verme gereği duymadan kalorifer peteğine yönelir, işini bitirip yine selamsız sabahsız çıkar gider. kendisinin bir tarih dersinde tarık hocanın bizanslıların gelişini anlattğı anda açık kapıdan at üzerine binmiş bir asker tiplemesi ve "dıgıdık dıgıdık" nidaları ile girmişliği de vardır. nöbetçi iseniz ve giriş katında iseniz neşe kaynağınızdır.
tiyatro çalışmalarımızın olduğu bir akşam bekçimiz mehmet abinin sık sık tuvalete giden tiyatro hocamız ile "x beey , motoru bozmuşun motoruuu" deyişi ile dalga geçer, sonra arkadaşınızın ismine olan zaafının göremediği kızının adı olduğunu öğrenince her gördüğünüzde elini öpesiniz gelir.
acısıyla tatlısıyla çok güzel yıllar geçirdiğiniz lisenize bir eğitim öğretim yılının ilk gününde gidersiniz ve bakarsınız ki o insanların hiçbiri de sizive haylazlıklarınızı unutmamış. ama mehmet abimiz yoktur, aklınıza kızı gelir. koca okulun ne anılarla dolu sınıfları ne de bahçesidir içinizi acıtan, mehmet abisiz bir bahçe kapısıdır o yüreği burkan.
ilk zamanlar gerek öğrencilerden gerek öğretmenlerden aşırı dercede nefret etsemde zamanla önce sınıfa sonra okula alıştım ve sevmeye bile başladıydım. sınıfta bir iki kişi dışında herkes birbiriyle çok yakın arkadaştı ve çok samimi bir ortamdı. en gıcık olduğum hocaları bile özlüyorum yeminle. haftada on saate yakın ingilizce görürken hergün lanet ederek girerdim o derse ama sonradan deli gibi işime yaradı. öğrettiği matematik sayesinde üniversitede hiç matematik dersine girmeden dersi geçmişliğim var. özlüyorum ulan.
95 yılında girip 2002 yılında çıktığım ve mezun olduktan sonra sadece bir kez ziyaret ettiğim okulum.bir duran abi vardır ki sanki okulun sahibidir.mutlaka tanınması gerekir.
bir fatin rüştü zorlu anadolu lisesi öğrencisi olarak, kartal ilçesi scrabble turnuvası bazında kendi okulumu temsilen özellikle son dönemde haftada bir gittiğim yüksek puanlı bir anadolu lisesidir.
okuduğum lisenin sbs taban puanının köy hizmetlerinden bir 30 puan kadar düşük olduğunu varsayarsak, sbs puanının etek boyuyla ters orantılı olduğunu da anlamamı sağlamıştır bu lise.zira köy hizmetlerinde etekler bayağı yukarıda, ehuehehe.scrabble turnuvasıyla da gözümüz gönlümüz açılmış oldu*
ayrıca bu lisenin bahçesi epey geniştir.bir halı sahası, bir spor salonu vardır bahçesinde.taban puanı 470 falandır.
Anlatılamayacak kadar cok anılarla geride bıraktıgım, keske o günlere dönebilsem dedigim Kartal'da bulunan okulum. Nöbetçi iken müdürün çağırmanızı istediği Duran abinin elinde çayı ile -Bekleeesin deyişi hala kulaklarda yankılanır.
Hemen hemen her hocası bir efsanedir.