köy enstitüleri

entry571 galeri80 video2
    74.
  1. chp'nin rejime adam yetiştirmek,farklı beyinler yetişmesini engellemek ve herkesi aynı tornadan çıkmış birer kalıp haline getirmek için ürettiği okullardır.

    kemal tahir bozkırdaki çekirdek adlı eserinde çok fena kafa yapmıştır bu okullarla.engin ardıç'ın da bu enstitü(!)lere fena giydirmişliği vardır.
    2 ...
  2. 75.
  3. klasik okullarda koşullanmış kafalarla, kalıplaşmış bilgilerle köy enstütileri'ni değenlendirmeye kalkışanlarlar için şaşırtıcı gelebilir, ama bu stratejiler *, hatta daha da ilerileri enstitülerde uygulanmıştır. kapanışlarından kırk yıl sonra da konunun canlılığını sürdürmesi burdan kaynaklanmaktadır. *
    3 ...
  4. 76.
  5. Söyleşi toplantısında çıkarılacak bültende yer alacak konular konuşulurken, Köy Enstitüleri üzerine bir yazı yazmam istendi. Köy Enstitüleri gibi geniş kapsamlı bir konunun yarım sayfalık bir yazı içinde anlatılamayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 da 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel'in Bakanlığı' fikir babası ismail Hakkı Tonguç'un önderliğinde kurulmuştur. 1930 lar Türkiye' sinin nüfusunun % 80 nin den fazlası köylü olan, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak bugün dahi bir çok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük öğrenimi öngören eğitim kurumlarıdır. Başka bir deyişle Anadolu'nun aydınlanması idi. Köy çocuklarının alındığı bu okullarda amaca uygun olarak eğitildikten sonra geldikleri köylere donanımlı ( tarım, iş, sanat, sağlık ) öğretmen olarak gönderiliyorlardı.Köylülerin bu gibi aydınlanma sürecinden rahatsız olan toprak ağaları, Cumhuriyet karşıtları ve din istismarcılarının çıkarları bozuluyordu. Onlar için bu kurumların kapatılması gerekiyordu ve kapatıldı.

    Eğer kapatılmamış olsalardı; gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak, kullanılmamış su, aç- açık insan, işçileri sokaktalar da aç dolaşan kapatılmış fabrikalar olmazdı. Eğer kapatılmasalardı işçilerimiz yabancı ülke kapılarında iş aramayacaklar, aileler bölünmüş olmayacaklardı. En önemlilerinden bir tanesi de, bugünkü töre cinayetleri işlenmeyecekti. Son yıllarda üzerinde en çok durulan köy boşalmaları yaşanmayacaktı. Çünkü insan için gerekli olan hizmetler köyde üretilir olacaktı. Kapatılmamış olsalardı bu günkü özgürlük kavgaları yapılmayacaktı. Çünkü Köy Enstitüleri bir özgürlük ve özgürleşme eylemi idi.

    Bir Köy Enstitülü olarak bu kurumların kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum.

    Bir emekli öğretmen

    bir de : http://www.koyenstituleri.de/
    0 ...
  6. 77.
  7. devamı için (bkz: halkevleri)

    anlaşılıyor ne yetiştirdiği...
    3 ...
  8. 78.
  9. turkiye'de bir zamanlar gercek anlamda bilim yapilmasini saglayabilmis aydinlik egitim kurumlari. aradan o kadar sene gecmesine ragmen, koy enstitulerinin kapanmasina neden olan düsüncelere sahip karanlik fikirlilerin günümüzde hala varolmalari da üzücü. farkinda bir toplum yaratilmasini istemeyenlerin sevmedigi ve kapattirdigi cagdas egitim kurumlarini tekrar hayata gecirebilecek yeni bir hasan ali yücel in gelmesi dilegiyle...
    3 ...
  10. 79.
  11. 80.
  12. kapatıldıktan sonra bazıları egitim faaliyetlerine anadolu ögretmen liseleri olarak devam etmislerdir. arifiye anadolu ogretmen lisesi bunlardan biridir. vaktinde asık veysel satıroglu da muzik egitimi icin gorev yapmıstır bu okulda.
    0 ...
  13. 81.
  14. Köy enstitüleri çıkış tarihi olarak mussolini - hitler faşizminin tarihine yakındır. Devletin toplumu tepeden aşağı örgütleme modeline uygun bir kurumdur. Duçe, Hitler sıfatlarının duyulduğu yıllarda türkiye'de de Milli şef sloganlarının varlığı rastlantısal değildir.

    taha parla'nın doğrudan bu konuyu tartışan bir kitabı olması lazım.(Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye'de Korporatizm) bunun dışında yine onun, resmi söylemin kaynakları dizisinde de bu konu resmi söylev, demeç ve parti kararlarıyla tartışılıyor. bir de eski toplum ve bilim dergilerinde de bu konuyla ilgili çeşitli tarihlerde makaleler gördüğümü hatırlıyorum.
    0 ...
  15. 82.
  16. 17 nisan 1940 gibi kurulmuş cumhuriyet tarihinin en büyük rüyasıdır.

    hasan ali yucel ile birlikte projenin en önemli isimlerinden biri de ismail hakkı tonguç'tur.

    kurulmasının amaçı savaş sonrası eğitim alanındaki açığın kapatılmasıdır..

    1946*'ya kadar köylerdeki öğretmen açığını kapatan 16.400 kadın ve erkek öğretmen ile 7300 sağlık memuru ve 8756 eğitmen yetiştirmiştir. mehmet başaran, talip apaydın, fakir baykurt ve mahmut makal gibi pek çok yazar ve aydın köy enstitüsü mezunudur.
    0 ...
  17. 83.
  18. köy enstütülerinin en büyük özelliği toprağa dayalı uygulamalı eğitim yapılmasıdır.
    her yöre kendi bölgesinin çoğrafi koşullarına bağlı farklı eğitim alır. her öğrençinin ensturuman çalması zorunludur. öğrenciler okullarını kurmak için boş arazilere giderler okullarının yapımında aktif rol alırlar yani işçiliğide onlara aittir. okullardaki öğrenciler yöreyi ekip biçmesini öğrenir. enstütüdeki ögrenciler dönüşümlü olarak tatile çıkarlar böylece enstitünün işlerini görecek mutlaka birileri olur. mutlaka her enstitü yıl içinde bir tiyatro yada dans gösterisi sunar. enstitüde
    olan öğrenciler mutlaka kitap okur en az bir dili iyi derecede öğrenir. karma eğitim yapılır. şimdi diyceksiniz niye kapatıldı cevabı basit mezun olunca köylerde eğitim veren bu insanları toprak ağaları istemedi toprak ağalarından oy alan iktidar dp ve dönemin cumhurbaşkanı ismet inönü tarafından kapatılmıştır. ismet inönünün ölüm döşeğinde dediği enstitüleri kapatmak hayatımın hatasıdır sözü çok çarpıcıdır.
    1 ...
  19. 84.
  20. Türkiye'nin kapatarak yaptığı en büyük ayıptır.
    2 ...
  21. 85.
  22. kurulduğu yıllarda dünyada bir ilk olan ve dünyanın ilgisini çeken, herkesin imrendiği eğitim sistemidir.
    ama milletin bilinçlenmesini hazmedemeyenler tarafından kapatılmış kurum.

    sistem şöyle ki;
    her köyden öğrenciler seçilir* ve eğitilirdi.
    ama bu eğitimde herkesin ilgi alanına ve geldiği yöreye özgü eğitim verilirdi.

    örneğin çorum'dan gelmiş bir öğrenci, ilgi alanına göre sanata yönelip piano öğrenebilir, aynı anda her sene yanılmıyorsam 25 klasik bitirmek orunda olduğu için bolca okur ve yöresine özgü olan eğitimi; örneğin leblebi işletmesi, kullanılması gibi konularda da eğitilir.

    ve eğitimi bitince de geldiği köye geri gönderilirler bu kişiler. hem yöreyi daha iyi bildikleri için daha kolay uyum sağlarlar, hem de o yöreye özgü eğitim verebilecek seviyededir.

    bu sistemin açık kaldığı süreç içinde okuma yazma oranı, bilgi seviyesi, gelir seviyesi gibi tüm gelişmişlik belirtileri artmıştır ülkemizin.
    ama ne olmuştur; "kızlar ve erkekler aynı sınıfta okuyor, orospu mu yetiştiriyor bu okul, kafirler" diye halk kışkırtılarak kapatılmıştır bu kurum.
    ne olmuştur sonrasında; bu kuruma zıt olarak, imam hatipler açılmıştır.**
    bu ülkenin bir daha göremeyeceği, her sene eğitim sisteminin daha da berbatlaştığı ülkemizin başından gelmiş geçmiş en iyi eğitim sistemidir.
    ama kimine göre orospu, kimine göre kominist yetiştiren bu kurumlar kapatılmıştır ne yazık ki.

    yazık.
    3 ...
  23. 86.
  24. komunizm ogretiliyor bahanesiyle kapatilan egitim yuvalari.
    0 ...
  25. 87.
  26. komunizm öğretiliyor gerekçesi ile kapatılmış olmaları ne kadar saçma sapan bir icraat ise, "eğitim" amacından saptırılarak belli kesimlerin arka bahçesi haline getirilmeleri de o derece aptalcadır.

    o dönemden bugüne kalan gelenek olarak, her kuruma, kuruluşa, derneğe, odaya siyasi hüviyet yükleyerek kazanç sağlama çabası günümüze kadar gelmiştir. herhangi bir sivil toplum kuruluşuna ya da meslek odasına kayıtlı olanlar ne dediğimi anlayacaktır...

    edit: imla.
    0 ...
  27. 88.
  28. günümüz okulları gibi doğru insan ,iffetli kız yetiştirmeyen gomünüst okulu.

    çıkanlar hep kötü yola düşmüş. tuvaletlerinde düşük yapan kızlar oluyormuş. hergün çıkışlarında jiletli sopalı kavga da varmış, içeride uyuşturucu kullanıyorlarmış. babam anlatmıştı bir defasında hocalarını dövmüşler sopayla. hocalarının okula araba ile gelmeleri rüyaymış hemen çizerlermiş!
    3 ...
  29. 89.
  30. açılış amacını koruyabilmişlerse asla kapatılmaması gereken kurumlardır. entrylerde geçen iddiaların doğruluğunu ise asla bilemiyecem çünkü burda yetişmiş bir insan tanımıyorum. ama hiçbir şey için geç değil. bugün yeniden yapılandırılarak aynı mantık çerçevesinde yeniden icraate geçirilebilirler.
    2 ...
  31. 90.
  32. Kadın kısmısıyla erkek adam aynı mektepte yatar kalkar mı? diyen zihniyetin kapattığı ilk ve tek DEMOKRATiK ÖZGÜR NiTELiKLi sistemdir. Güzel bir anı ; Enstitüyü dönemin cumhurbaşkanı öğle yemeğinde ziyarete gelir. ismet Paşanın tabldotunda öğünün yiyeceklerinden farklı yiyecekler vardır. Haftanın sonunda eğitimcilerler öğrenciler bir araya gelerek toplantı yaparlar ve öğrenciler Neden ismet Paşaya farklı öğün çıktığını sorarlar. Hocaları ismet Paşaya farklı öğünün çıkmasının sebebinin hastalığından ötürü olduğunu ve perhiz öğününü kendisinin getirdiğini anlatırlar. Şu an olan nedir cumhurbaşkanı herhangi bir okulu ziyarete geldiğinde (yada herhangi mühim(!) kişi) yapılanlar neler? Kırmızı Halılar Halil ibrahim sofraları? Varın siz düşünün gerisini....
    4 ...
  33. 91.
  34. kazım karabekir paşanın köy-şehir uçurumunu daha da derinleştireceğine inandığı eğitim yuvaları.
    aralarında celal bayar, adnan menderes, fuat köprülü gibi isimlerin bulunduğu demokrat partililerin mecliste onay oyu vermedikleri eğitim yuvaları.
    ismet inönünün sonsuza dek sadakat sözü vermesine karşın kendi iktidarı uğruna kapadığı eğitim yuvaları.
    "köy enstitüleri, yarım kalmış bir mucizenin, bir büyük hayal kırıklığının hikayesi..." (bkz: can dündar)
    *
    3 ...
  35. 92.
  36. anadolu'nun bir ovasında vals yapan, keman çalan çocuklar vardı bir zamanlar. işte onlar bu okulun öğrencileriydi. o güzel insanlar anadolu'nun ücra yerlerine ışık götürdüler. yarasalar çekemedi bunları. kaçıştı yemekleri, sömüremediler. ve ışığı söndürdüler.
    5 ...
  37. 93.
  38. kuruluş amacı ile icraatleri arasındaki uçurum dolayısıyla vakt-i zamanında kapatılmış eğitim yuvaları.

    hani buralar, bazı siyasi görüşlerin beleş propaganda amacıyla kullandıkları birer kale falan olmamıştır. sadece vals yapmayı, keman çalmayı, köylü halka ziraat konusunda bilgi vermeyi kendisine görev edinmiş insanlardan oluşuyordu. bu çok bilgili insanlar da kendi kafalarındaki düşünceyi empoze etmeye çalışmıyorlardı falan... bu kurumlar dünyanın çiçek bahçesiydi falan, mucizelerdi... ama hiç sebep yokken, dönemin ilgili siyasileri kendi çıkarları için başkalarının çıkarlarını baltalayıp kapattılar bu ilim-irfan yuvalarını... çok özlüyoruz sözlük, öyle böyle değil! daha niceleri üzerinde baskı kuracaklar ve kendi sahte krallıklarını ilan edeceklerdi... üzgünüm.
    2 ...
  39. 94.
  40. düşünün 1950 li yılları anadolu da vals yapan keman çalan insanlar varmış. anadolu lan bildiğin anadolu yani. bir de yanına vals i koy. hiç mantıklı geliyor mu? tamam keman belki çalınmıştır. hepsini geçtim vals yapmak keman çalmak modernlik göstergesi değildir. yöresel oyun oynamak ve saz çalmak ne kadar modernlikse keman çalıp vals yapmak da o kadar modernliktir. benim bildiğim her köyde zaten davul olsun zurna olsun saz olsun illaki vardır. yöresel oyunlar da vardır. illa vals yapıp keman çalınması lazım ama modern olmak için. kendi kültürümüze karşı derin bir aşağılık kompleksimiz var. davul zurna ile modern olunur mu lan cahil.

    herkes övmüş. ben de hızımı adım biraz daha ilerleteyim. açıldığı yıllarda bütün dünyada ilgi çeken okullardır. öyle ki bütün dünyadan köylüler bu okullara okumaya gelmişlerdir. aslında ilk uzay araştırmaları da burada yapılmıştır. amerika nın ay a ayak basmasının altında köy enstitüleri vardır. tabi amerika kapattırdıktan sonra bütün teknolojisini de çaldı. efedndim kapattılar işte şu güzelim okulları yoksa bugün süper güç abd değil bizdik. bize kapattırdılar sonra japonya almanya ingiltere fransa hemen bu sisteme geçti. onlar da köy enstitüleri sayesinde bu kadar gelişti zaten.

    köy enstitülerini sevenler belki bunları da sever

    (bkz: kızılderililerin aslında türk olması)
    (bkz: devrim arabası)
    2 ...
  41. 95.
  42. 96.
  43. köy enstitüsünü bitirip kendi köyünde ya da kendi köyü yakınındaki bir köyde görev alan öğretmenin aylığı o zamanki para ile on-on beş lira kadar bir şey. okulu da köylülerin yaptığını göz önüne alırsanız devletin bu işe ayıracağı para en aza inmiş durumda idi. ancak devlet, köy öğretmenine bir tarla veriyordu. bu tarla, öğretmenin mülkiyetinde değildi. orayı öğretmen, öğrencileriyle birlikte ekiyordu, ürünü satarak kendine bir gelir sağlıyordu. demek dersler, yalnız sınıfta değil, bahçede de geçiyordu. bir iş eğitimi idi uygulanan. öğretmen yalnız okuma-yazma, tarih, coğrafya, yurt bilgisi öğretmekle kalmıyor, iş üzerinde de çalışıyordu öğrencileriyle. enstitüler üzerine güzel bir kitap yazmış olan fay kirby, bu kurumları 'okutmacılar'ın baltaladığını söyler.

    yalnız onlar değildi baltalayıcılar; çıktığı enstitü ile ilişkisini sürdüren bu yeni öğretmeni nahiye müdürü de, kaymakam da sevmiyordu. okuma yaşına basmış, kız erkek bütün çocukların okula gönderilmesinde direnen öğretmeni, köylü de yadırgıyordu. ilkokula gidip de ne olacaktı çocuk. davar gütse anasına babasına daha yararlı olmaz mıydı? ağa, aydınlık kafalı öğretmenden kuşkulanmaya başlamıştı. çünkü bu 'enstitü' sorunlarını doğru enstitüsüne, enstitü müdürü, ismail hakkı tonguç'a, o ise ismet inönü'ye götürüyordu. ismet inönü, ismail hakkı tonguç'a, başı sıkıştığında, doğru kendisine gelmesini söylemişti.

    savaş içinde idik; gerçi savaşa girmemiştik ama savaşın doğurduğu büyük bunalımı biz de yaşıyorduk. ateş sınırlarımızda dolaşıyordu. cumhurbaşkanı ismet inönü'nün, eğitim davasını böyle bir zamanda çözmeye yönelmesi hiç de boşuna değildi.

    toprak kanununun tbmm'de görüşülmesi sırasında dört milletvekili buna karşı çıkmışlardı. demokrat parti'nin bu karşı çıkıştan kaynaklandığı bilinir. demokrat partililer, köylülerin köy okulu yapımında çalıştırılmalarını demagojik yoldan kullanarak chp'yi zayıflatmak, köylüyü kendi yanlarına çekmek istiyorlardı. evet, kentli, okulunu hazır bulurken köylünün bu işte yükümlülüğe koşulması haksızlıktı; ama bu eleştiri, eğitim davası için başlıca bir çözüm yolu göstermiyordu. nitekim sonuç, bu eleştirinin bir politika oyunu olduğunu ortaya koymuştur.

    demokrat parti'yi kuranlar, chp içinden çıkmışlardı; fakat chp içinde kalanların bir bölüğü de köy enstitüleri'ne karşı idi. bunların başında reşat şemsettin sirer geliyordu.

    durumu çok iyi bilen inönü, köy enstitüleri'ni görüp incelemek için, uzunca bir gezi düzenler, yanına reşat şemsettin sirer ile ismail hakkı tonguç'u da alır. gördükleri her enstitü'den çıkarken sorar reşat şemsettin sirer'e, "nasıl buldunuz?" diye. treni bir köyde halk durdurur. paşa'yı görmek isterler. ismet inönü trenden iner, köylülerle konuşur. o sırada reşat şemsettin sirer ile ismail hakkı tonguç da, trenin öbür yanından dolaşarak bu konuyu konuşmaktadırlar. reşat şemsettin sirer, "köylüyü okutmaktan amacınız nedir?" diye sorar. verilecek yanıt bellidir: "cahillikten kurtarmak için." fakat reşat şemsettin sirer, "ya.. okusunlar da gelip bizi kessinler mi?" der.

    sonra tren kalkar; ismet inönü, yanındakilerle sofraya oturur ve düşünceli olan ismail hakkı tonguç'a, "ne düşünüyorsunuz hakkı bey?" diye sorar. ismail hakkı tonguç da, ad vermeden, reşat şemsettin sirer'le arasında geçen konuşmayı anlatır. ismet inönü, "keşke okusalar, yeter ki okusalar" demiş; "bizi kesmeleri önemli değil."

    yakın tarihimizin başlıca siyasal dedikodularından biri, ismet inönü'nün, köy enstitüleri davasını, sıkışınca, yüzüstü bıraktığı konusudur. oysa ismet inönü, kendi partisi içinde azınlıkta kalmıştı. sağcılar güçlenmişlerdi. bunu gene ismail hakkı tonguç'un bir sözü ile doğrulayayım. işinden çıkarılmış ve mahkemeye verilmiş olan ismail hakkı tonguç, onu köy enstitüleri davasını boşlamakla bir gün bile suçlamaya kalkmadı; hatta şu sözü vardır: "onun şimdi başka işleri var"

    köy enstitüleri'ne sağdan "komünist yuvaları" suçlamasının geldiğini biliyoruz. bugün sürüp gidiyor bu suçlama. ama o kurumlara soldan, daha da ağır bir yergi geldi. bir romancımız kemal tahir, köy enstitüleri'nin hitler'in buyruğu ile almanlar'ın gelmesine hazırlık olarak kurulduğunu söyledi.
    3 ...
  44. 97.
  45. amerika'nın bizden çaldığı en önemli oluşumlardan bir tanesidir. şayet korku psikolojileri o dönemlerde bir şeyler eksiltmekse şu anda da pek bir farkları yoktur. truman ne yaptiysa bushta onu yapmistir, clintonda yapmistir, obamaya da yaptırılmakta. emperyalizmin esiri olmak zor be usta dedirten özlenen oluşumdur.
    3 ...
  46. 98.
  47. kapatılması ülke açısından büyük talihsizliktir.
    (bkz: ses sizsiniz türkiye)
    (bkz: bilgi sizsiniz türkiye)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük