sahip olmayı bırak, gerçeğini görmemiş olduğundan emin olduğum yazarın bir eşya hakkında yazdığım entrye yaklaşımıdır. ilginç bir psikolojiye sahiptir vesselam.
insanda mutsuzluk, umutsuzluk yaratmaması gereken entrydir. neticede bu entry birileri tarafından okunmuş ama beğenilmemiştir, olabilirdir, hiç okunmamasından, hiç oylanmamasından, görülmemeiş olmasındansa birilerinin götüne pardon gözüne girmiş olması daha işlevseldir
(bkz: boyu değil işlevi)
Bunlar üçe ayrılırlar:
Neyin kafasıyla yazıldığı belli olmayan, 'geldi yine tipini gördüğüm' tarzında söylemler hak eden entry.
Görüş farklılıklarından ötürü eksilenen entry.
Gıcıklığına eksilenen entry Ki en adice eksileneni budur. Siz bir bilgi cümlesi yazarsınız, içinde herhangi bir görüş, iğneleme vs. olmamasına rağmen eksiler adam. "Bildiğin ansiklopedi cümlesi lan, bunun nesini eksiledin" diye sorası gelir insanın.
-ulan bu şahsın yazdıkları benim neden aklıma gelmedi tüüüüh,dur bende kötü oy vereyim kıskançlık psikolojisiyle oylanan entry 'dir. (not:Entry'nin okunuşu bana adrien brody'i ismini çağrıştıryor,ya size).
son zamanlarda fenerbahçe ile ilgili yazdığım entrylerdir. düşünceye eksi oy vermek sözlüklerde henüz aşılamamış bir durum olduğundan, karmam da umrumda olmadığından ben hala bu tarz entryler girmeye devam edeceğim sevgili arkadaşlarım. aynı entryler bir yandan iyi oylanıyor, o yüzden takmıyorum. artık diyorum entryleri oylarken farklı perspektiflerden bakmayı öğrenmek gerek.
genel de okunmadan oylanan entrylerdir. mutlaka kuyruk acısı yaratmıştır mesela atatürk le ilgili entryler. ama eksilesen de sen, o entryler yazılacak ona dair. o sevda devam edecek.
Sırf saldırmış olmak için saldırılan entry dir aynı zamanda. Ama bazen kendinizle gurur da duyarsınız saldırılan değerlerin önünde kalkan gibi durduğunuz için.
oylanan, entry gibi görünse de temelde yazarın düşünce biçimi, o anki ruh durumu, kafa yapısıdır. egonun çağlayan nehrinde boğulan bir kişi için tahammül edilemez olsa da kötü oylanmak, fikirlerin çeşitliliğini gösterir ve bu ortamın en temel gerçeğidir.
insanın kendi kendine yarattığı kalıplara saldırı olarak anlamlandırmak, basittir, çocukçadır..
