bunca ay beklemeye değen albüm. birbirinden harika şarkılar var ve ilk dinleyişte sevdiriyor kendini. bir kulaç daha atsam karadayım ve beyaban ilk dikkat çeken şarkılar. ama lütfen gidin bu albümün orjinalini alın.
klasik bir sagopa kajmer eseri.
aforizma tadında vurucu sözler, yunus özyavuz'un sesiyle ayrı bir güzelleşen akılda kalıcı melodiler. ve tabii ki, pesimizm ve melankoli.
orjinalini almaya, arşive koymaya gerçekten değer.
tam 8 saat müşterilere ulaştırmak için beklediğim albüm olmuştur, fakat beklendiğine değen albüm gerçekten güzel olmuş, ayrıca internet siparişleri 3 bin adet satmış, geriye sadece 2 bin özel baskı kaldı onlarda tükenmek üzere, sanki özel baskı biraz az basılmış gibi, daha fazla basılsa satardı sanki, ayrıca albümün gecikmesinin sebebi yoğun yeni albüm çıkışlarıdır, aynı fabrikadan basılacak olan ibrahim tatlıses'in yeni albümünü sebebi ile küçük bir yoğunluk olmuş, böylece iboya uyuz olmak için bir sebebimiz daha oldu .
bu albümü anlamak ve yorum yapmak için çok erkendir. birkaç hafta kulaklıkla yaşayıp tüm beatleri ve sözleri her hücrede hissettikten sonra sagonun ne yaptığını anlayabiliriz. şimdilik sadece dinliyoruz, her dinlemede bi bölümünden birşey çıkarsak karda oluyoruz.
2 hafta sonra gelen edit: sago yine yapmış. hem de mükemmel yapmış.
anlatılamayan duyguları günyüzüne çıkarmayı başaran sagopa kajmer yine yaptı yapacağını. (bkz: adımı duymayın kaç yazar kalbim tanıdğım en içten yazar) sago büyüksün.
sagopa kajmer'in çıkarttığı ve bugüne kadar yaptığı albümlerin hepsinden farklı olan ve kalitesini bir kez daha bizlere gösterdiği albüm.
kayseri'de vermiş olduğu konserde albümü içinde maneviyat olmayan insanların beğenmeyeceği çok garip bir albüm olacağını söylemişti ve nitekimde öyle bir albüm yapmış. herkesin kolay kolay sevip beğenmeyeceği bir albüm yapmış fakat gerçek sago dinleyicileri bilirler ki sagopa birşeyler yapıyosa güzel yapar.
albümündeki sagopa kajmer'in bizlere yazmış olduğu yazısından biraz baş kısmını birazda son kısmını yazmak isterim:
sago'dan
"inşa ettiğim binanın çimentosu kelam.
yolun başından beri bana sorarlar "ey fakir buraya kadar nasıl dayandın? "
derim ki; çimento taşıyarak.
.
.
.
sen beni iyice dinle. dinleki bir çıkar yol bulasın...
adım yunus... sagopa onun kahramanı
hadi selametle... bu fakir yoluna devam eder, görelim mevla ne eyler... ne eylerse güzel eyler vesselam..."
insanı esir almaya introsuyla başlayan harika albüm. Allahım o nasıl bir müziktir, nasıl bir ses kolajıdır ki adamı hastası ediyor? resmen arka arkaya dinlemekten alıkoyamıyorum kendimi. hele çeşitli filmlerden alınmış o sözler..
"this is the test of the emergency broadcast system"
sagopa hayranı yeni yetme gençliğin bir parça da olsa faydalanmasını umduğumuz son sagopa albümü.
zira kulak vermeden dinlemek ancak pastanın kremasına parmak batırmak olur;
adamın anlattığı şey anlaşılmazsa ziyan olur , asıl tat alınamaz, yazık olur..
başlığı açalı tam 9 ay olmuş... o günden beri beklemedeydim. ve albümün orijinalini dün elde edebildim ancak. gerçekten müthiş parçalar var. yani uzun lafın kısası bekledeğimize değen albüm.
ayrıca albüme adını veren şarkı da mükemmel.
ayrıca; (bkz: tek başınalığın yolcusu)
bütün şarkılarını dinlemiş biri olarak huzura gark olmuş, allah inancını özümsemiş birinin sözlerine kulak vermenin ,umre dönüşü havaalanında poz veren sanatçı samimiyetsizliğini gördükten sonraki kıyasla, iç huzuruna boğulmuş biri gibiyim. ben bir din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olsam öğrencilerime tavsiye edebileceğim bir albüm olurdu.
genel manada güzel bir albüm olsa da ne bpg'nin ve hatta ne de romantizma'nın yanına bile yaklaşmayacağını tahmin ettiğim albüm. nerede o eski cümle mühendisi dedirtiyor insana. bu adam kendime sarılır donarım diye bir şarkı yapmış adamdır ve bu yüzden ondan çok daha fazlasını beklemek hakkımız.
özellikle cümlelerdeki mana derinliği açısından bir miktar hayal kırıklığına uğradım. albümde çok fazla düz cümle var, oysa ki bir romantizma'da tam tersiydi. 'kimlik kayıplarınızı gazete ilanı yapın, somutlaşın!' diyen adamla 'beyler bayanlar merdivenden kayanlar' diyen adamın aynı adam olduğuna inanmak zor. bir başka dikkatimi çeken husus da bazı müziklerinin taverna müziğini andırması, keşke bunlar olmasaydı diye düşündüm ilk dinleyişlerimde.
yalnız her şey bir kenara yine de dinlerken sago yine yapmış dedirtiyor adama. ayrıca birçok arkadaşımızın da belirttiği gibi dinlendikçe açılması gibi bir özelliği var albümün. her dinleyişte yeni şeyler fark ediyorsunuz. özellikle dini açıdan güzel manalar ihtiva eden cümleler. o yüzden tekrar tekrar dinlemek gerek.