Çorlulu Ali Paşa kethüdalığından vezir olan Sofi Abdurrahman Paşa'nın oğludur. iyi tahsil görerek yetişti ve Damat ibrahim Paşa'nın himmetiyle hassa silâhşoru oldu; kendisine verilen işleri başarmasından dolayı kapıcıbaşılık rütbesiyle yükseltildi; (1747 Ekim) ikinci imrahor olup 7 Kasım 1749'da birinci imrahor Durak Bey'in vezirlikle kaptan Paşa olması üzerine onun yerine birinci imrahorluğa getirildi.
Sadrazam Divittar Mehmet emin Paşa 'nın azli takarrür edince Darüssaade ağası Hafız Beşir Ağa'nın tavsiyesiyle Bahir Mustafa Bey sadrâzam oldu (1 Temmuz 1752). Bunun sadareti zamanında kendisini sadarete tavsiye eden kızlar ağası Beşir Ağa katledilmiş olduğundan, artık sarayda Darüssaade ağalarının perde arkasından devlet işlerine ve sadrâzamların bağımsızlıklarına müdahaleleri görülmedi ve I. Mahmut'un ölümüne kadar Bahir Mustafa Paşa müstakil olarak iş gördü.
Bunun sadareti esnasında 14 Aralık 1754 te I. Mahmut vefat ederek yerine hanedanın en yaşlı şehzadesi olan kardeşi üçüncü Osman hükümdar ilân edildi. Kararsız bir hükümdar olan III. Osman saltanata geçmesinden iki buçuk aya varmadan bazı aleyhtarlarının telkini ile Bahir Paşa'yı sadaretten azil ile Midilli'ye göndermiştir (17 Şubat 1755)a. Bahir Mustafa Paşa'nın yerine Anadolu valisi olan Hekimoğlu Ali Paşa, üçüncü defa sadrâzam olmuştur.
Bahir Mustafa Paşa affolunarak 18 Haziran 1755'te Mora muhassallığına tayin edilmiş ve başında (1 Nisan 1756) Yirmisekiz Çelebizade Sait çelebi 'nin sadaretten azli üzerine ikinci defa sadrazam tayin edilmiştir. Sık sık sadrazam değiştiren üçüncü Osman, Bahir Mustafa Paşa'yı bu defa dokuz buçuk ay sadarette bırakmış ve azlettiği zaman mallarını müsadere etmeden Rodos adasına yollamıştır. ( 16 Ocak 1756). Bahir Mustafa Paşa'nın yerine, onun, iktidar ve meziyetlerinden bahis ile Şam valiliğine tavsiye ettirmiş olduğu Halep valisi koca Ragıp Paşa getirilmiştir.
Fransa elçisi Verjen (Vergennes) hatıratında Bahir Mustafa Paşa'nın azli sebebinin bilinmediğini ve Babıâli'ye gelen hattı hümâyunda ihmalkârlığından şikâyet edildiğini yazdığı gibi, yine Fransa elçisi, Şehzade Mehmed'in vefatından beri sadr-ı âzamın gayet metin göründüğünü beyan ettiğine bakılırsa, azlinin herhalde şehzadenin ölümü dolayısıyla halkça vaki infialden ileri geldiği zannolunur. Mallarının müsadere edilmemesi de dikkati çekmiştir.
Yeni sadrâzam Koca Ragıp Paşa, kendisi hakkında pâdişâha güzel tavsiyede bulunan Bahir Mustafa Paşa'nın sürgünde kalmasını istemeyerek onu bir fermanla taltif ettirdikten sonra bir memuriyete tayin kılınacağını müjdelemiş, ve bundan başka menfasını da Midilli'ye naklettirdikten sonra Ağrıboz muhafızlığı ile Karlıeli sancağına tayin ettirmiştir (1757 Ağustos).
Bahir Mustafa Paşa 11 Haziran 1758'de Mısır valisi olup 1760 Haziran'da oradan azlolunarak Cidde valisi olmuş ise de, gitmek istemeyerek Mısır'da oturmuştu. (1762 Ocak) Halep valiliğine naklolunmuş, fakat katledileceğinden korkarak Halep'e gitmeyip Mısır'da Bulak mevkiine çekilmiş ise de, kendisine teminatı havi gönderilmiş olan (1762 Haziran) tarihli bir fermanla Mısır defterdarını yerine bırakarak ehemmiyeti nedeniyle çöl ağzında bulunan Halep'e hemen hareket etmesi emrolunmuştur.
Bahir Mustafa Paşa'nın katlden korktuğu şey, kuvvetli ihtimale göre üçüncü Osman'ın emriyle boğdurulan Şehzade Mehmet'in katline muvafakat etmiş olmasıdır. Bu sırada III. Osman ölmüş ve hükümdarlığa bir takım ilâçlarla kendisini zehirlenmekten koruyan Şehzade Mehmed'in kardeşi üçüncü Mustafa geçmiş bulunuyordu.
Bahir Mustafa Paşa 1 Kasım 1763 de Hâmid Hamza Paşa'nın yerine üçüncü defa vezir-i âzam olarak Haleb'den gelerek mühr-i hümâyunu alıp daha sonra da üçüncü Mustafa'nın kızı Şah Sultan'a namzed olmuştur.
Hadikatü l Vüzera zeyli'nin zeyline göre kararsız, cesur, hasut, hiyle ve hud'aya mail olup hakkında pâdişâhın emniyeti kalmadığından üç defa o makamı işgalini çekemeyenlerin tesirleriyle 30 Mart 1765 de mühr-i hümâyun alınarak iki gün saraydaki Topkapı mevkiinde haps ve bazı sual ve cevaptan sonra Midilli adasına sürgün edilmiş ve yerine muhsinzade Mehmed Paşa sadrâzam olmuştur.
Bahir Mustafa Paşa bu son sadaretinde vezir-i âzamların haslarından olan Kıbrıs varidatına zam yaparak oranın karışıklığına sebeb olduğu gibi paraya olan hırsı sebebiyle gerek istanbul'da ve gerek diğer vilâyetlerde birer vesile ile suçlandırma suretiyle aldığı paraları bazı binalara sarf eylediği pâdişâh tarafından haber alınması üzerine ahvali teftiş ettirilmiştir. Sadr-ı âzamın bu halleri meydana çıktığı zaman üçüncü Mustafa nazikâne kendisini ikaz ve tenbih eylemesine mukabil bir takım tevillerle yaptıklarını saklamak istemişti. Kendisinden mühür alındıktan sonra azli ile iktifa olunacak iken istanbul'dan uzaklaştıktan sonra aleyhinde şikâyetlerin yağdırılması üzerine bu halden müteessir olan pâdişâh, arkasından kendisini Midilli'ye götürmeye memur Kelleci Osman Ağa'ya bir bostancı hasekisi ile gizlice hatt-ı hümâyun gönderip katlini emreylediğinden, 1765 Nisan'da Middili'de boğularak kesik başı istanbul'a getirilip teşhir edildikten sonra Otakçılar tarafında yaptırmış olduğu Nakşibendi tekkesine gömüldü.
üçüncü Osman, şehzadelerin büyüklerinin katilleri için bazı sadr-ı âzamları yoklamış ve bu arada Hekimoğlu Ali Paşa'ya fikrini açmış ise de, her şeyi göze alan bu büyük vezir, teklifi red etmişti. Bunun gibi aynı teklif ikinci sadaretinde Bahir Mustafa Paşa'ya yapılmış ve bunun neticesinde şehzadelerin en büyüğü olup kırk iki yaşında bulunan ve güzide bir şehzade olan III. Ahmet'in oğlu Mehmed acımasızca şehid edilmişti. Bahir Mustafa Paşa'nın Mısır'dan Cidde'ye naklinde kendisine gönderilen fermanda görüldüğü üzere, bazı vesveseye tâb'an oradan ayrılmaması ve Halep'e naklinde de aynı suretle korkması Şehzade Mehmet'in ölümüyle alâkalı göründüğü gibi, Fransa elçisinin de kaydı ve Hadikatü'l-Vüzera zeyli'nde Bahir Mustafa Paşa'nın tercüme-i halindeki mütalea sadrâzam hakkındaki şüpheleri teyid ediyor. üçüncü Mustafa belki biraderi Şehzade Mehmed'in ölümünde rolü olan Bahir Mustafa Paşa'dan bu suretle öc almıştır.
Bahir Mustafa Paşa yukarıda adı geçen. Nakşibendi tekkesini birinci sadareti esnasında ve 1753 senesinde yaptırtmış ve yanmış olan bazı mescitleri tamir ettirmiştir. Yeraltı camii'nde Emeviye ordusuyla Bisans'a gelerek burada vefat ettiği rivayet edilen üç kabri meydana çıkarttırarak burasını cami haline koydurmuştur. Bahir Mustafa Paşa'nın nazımla da ilgisi vardı. *