bazen kör olmak istiyorum. kusurları, hataları, yalanları, dönen dolapları, kötülükleri görmek istemiyorum. ama gönül gözüm hep açık olsun istiyorum.
bazen sağır olmak istiyorum. konuşulanları, iftiralari, dedikoduları, nefret söylemlerini duymak istemiyorum. sadece sessizliğin sesini duymak istiyorum. ama aynı zamanda sevgi sözlerini küpe gibi taşımak istiyorum kulağımda.
bazen dilsiz olmak istiyorum. söylediklerimin esiri olmak istemiyorum. çenemi tutmak, sadece gerektiği kadar konuşmak istiyorum. ama haykıracak o kadar çok haksızlık varken üçüncü maymun olmak istemiyorum.
keşke insanlar karanlığın görme duyusuyla alakalı olmadığını aslında gördüklerimizin bizi aslolandan uzaklaştırdığını ve karanlığa sürüklediğini bilse. keşke insanların kulağında filtre olsa ve sadece duyması gerektiği şeyleri duysa. keşke insanlar herkes tarafından bilinen bir işaret diliyle de iletişim kurabilse ve herkese eşit derecede ulaşabilse. keşke insanlar duyu eksikliklerinin değil, yapılmayan fedakarlıkların duyarsızlaştırdığını bilse.
black adlı filmde ele alınan, izleyene kadar kimsenin aklına gelmemekle birlikte izledikten sonra da akıldan çıkmayan olay. Filmi izledikten sonra gece gündüz şükredesi geliyor insanın.
Gönül gözü diye bir şey var.onun açılmasını sağlar.dilsiz,sağır ve kör olmak.her insan dilsiz sağır ve kör olabilir.tıpkı etrafımizda gördugumuz hatta bazen amfide yanyana oturduğunuz,birlikte sigara içtigimiz yemek yedigimiz insanlardan pek cogu böyle olabilmektedir.