tek cümlelik şiirdir, en edebi trafik levhasıdır, insanı delirten ironidir, çılgınlar manifestosudur, ağlatan şiardır, kaybolmuşluk pitoreskidir, anlamın tükendiği yerdir. fenadır yani. iç acıtır.
unuttuğum, es geçmiş olabileceğim şeyler mi var diye düiünceye boğar.
iett ile yolculuk yaptığım için o çıkışı kullanma ihtimali de olmadığından...bi metafor bi metafor,,,
pencereye kafayı dayatıp hayatı sorgulatacak kadar...
imza kampanyası başlatılsın.değiştirilsin.
öneri: karşıya geçmeyeceksen yanlış yoldasın a ha şurdan çık.
2 günde bir kesin kaçırdığım çıkış üzülüyorum ama kendimi geliştirmiyorum burda cem uzan abimize sesleniyorum her yerde çıkış olsunlu slogan istiyoruz.
Köprüden kesinlikle geçicek olmanıza rağmen insanı ister istemez şüpheye düşüren tabeladır.Ulan inşallah birşey unutmamışımdır şeklinde paranoyalara kapılmanıza neden olabilir.
aklınızda hiç köprü yolundan çıkmak yoksa bile, koca koca "köprüden önce son çıkış" tabelalarını gördüğünüzde hafif bir gerilim yaşadığınız, acaba doğrumu yapıyorum dediğiniz an.
kacırdıgınız takdir de 3 ytl köprü parası verip,beylerbeyinden ya da kavacık sapagından geri dönüp üstüne birde fazladan 10 ytl'lik yakıt tüketmenize sebep olacak durum.
Bu gökkuşağı bile betondan kent
-ki çoğu zaman benden tenha-
ve yüreğimdeki çiçekleri umursamaksızın beni
çiğneyen arabalar,yollar ve bu kalabalık;
öylesine yaşamak mesaisinde hep
Ve her görüşümde yollarda mutlu yüreğimi
ürküten,içimdeki mavi gözlü çocuğun en güzel
oyuncağını:düşlerimi inciten,ağızlar dolusu ve
en büyük harflerle KURAL diye bağıran o malum
uyarı: KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ
Görülesi değil midir ötesi köprünün...
Ya bir kalp atımı kadar yaklaşacaksam
aradığım her ne ise'ye...
Ya düşlerimin en cesur kuşu konmak üzereyse
düş bahçemin ekinine...
Yarını bilememekteki gizemli cazibe değilse
tüm acıları ve acımasızlığına rağmen
'yaşamak güzel' dedirten,söylesene nedir?
Ya köprünün sonundaki geceyse çaresi
fırtınalar vadisinde yalnız bir kır çiçeği
küskünlüğümün...
'köprüden önce son çıkış'
yaşamakla örselenmiş tüm yüreklerin
saklı ve sinsi kaygıları...
kabusları,yani sevmek korkaklığı!
Düşlerine senaryo yazmaktan ürken,hayata ve
onu yaşamaya erkenden kırık not vermiş,
aşkın mutluluğun -delinin kuyuya attığı taşların-
tek ve doğru bir açıklaması olduğuna
inanmış yüreklerin kuralları... yasakları...
'd o ğ r u'l a r ı...
Doğru nedir anlatsana!
Nasıl yaşar,neyle beslenir?
Bencil mi yoksa sevecen midir?
Gözleri var mıdır mesela
Ve varsa bile seninkiler kadar güzel midir?
Artık çok geç; k ö p r ü d e y i m
Arıyorsam,arıyorsam yanıtları
Soruyorsam ve sorguluyorsam
Ve bir anlam olmalı diyorsam her çarpışında yüreğimin...
Yaşamak zor bir oyun'
Sen,şarkılar söylemeye devam ettiğim,
Benimlesin biliyorum.
Düş tarlamın,
Kuralsız,yasaksız,doğrusuz bahçemin ekini
N e r d e s i n?
feridun düzağaç
bin900doksansekizinci 17 mart gecesi 03:57 istanbul