karşılama mangasındaysanız, ağrısından haftalarca uyutmayan kemiktir. belli bir zaman sonra ise tüfek oraya vurdukça keyif almaya başlarsınız aynı acı yemek gibi... garip hislere gark eder adamı böyle...
kırıldığında 8 bağı denilen yöntemle sabitlenip kaynaması beklenen kemiktir. yani şöyle ki, içi pamuk dolu upuzun gazlı bezi sırtınızda sonsuz işareti görünecek şekilde omuzlarınıza bağlarlar. yatması, yıkanması vs baya sıkıntıdır. aracın takla attığı trafik kazalarında kırılma ihtimali yüksektir.
kırıldığında pek ağrı hissetmediğim, eve gidip oturduğum 2 saat donra hastaneye mi gitsek diye düşünmeye başladığım, yatıp kalkmayı çok zorlaştıran ama hiç ağrı hissetmediğim kırığa sahip kemiktir. Aynı kemiği 2 sene sonra tekrar kıracak kadar malım bu arada.
nasıl bu kadar kolay kırılabildiğine anlam verilemeyen kemiktir.
el parmağımdaki kırığın iyileşmesi sonrası aylar sonra oynadığım ikinci halı saha maçında sağıma gelen topu yatarak kurtarmak isterken yerde acıyla kıvranmama neden olmuştur. sahaya çağrılan ambulans ile hastaneye gittiğimde filmi gördüğümde aklım şaştı, kemik üç parçaya ayrılmıştı. ertesi sabaha kadar yapılan geçici sargı ile zar zor dayandım. sabahında üniversite hastanesinde ortopedi hocası hemen ameliyat dedi. daha önce üç kere ameliyat olmuş, her ameliyata rahatça girmiş biri olarak sargı çıkarılınca dayanılmaz hal alan acıdan dolayı ameliyat masasında uyutulana kadar hüngür hüngür ağladım. şimdi yaklaşık 20 gün oldu, sağ omzumda 8 vida ile tutturulmuş bir plak var ve dışarıdan da bariz şekilde belli oluyor.
son olarak bu kemik yüzünden çok sevdiğim kaleciliğe, ameliyat öncesi üzerimden kesilerek çıkartılan orjinal muslera formama veda etmek zorunda kaldım.
ipleri dolaşmış uçurtmalar gibiyim bu günlerde, o köprücük kemiklerine yuva kurup yaşayabilirim..."Sen yeter ki içinden de olsa bir seni seviyorum de; benim kulaklarım çınlasın kâfi!"