yavrudur, adı üstünde yavru.. annesiz olmaz, annenin süt dolu memelerini emerek geçer çocukluğu..
annesi yoksa kendisine uzanan sıcak bir eli yalar durur anne memesi niyetiyle bir çoğu..
anlamaz etrafta olan biteni, bir motor geçse yanından ansızın irkilir hemen hiç durmaksızın..
acıkır bir de, durmadan acıkır, biraz ayaklanmaya başladı mı, hep yiyecek arayışı içinde kalır..
annesi de sütünü vermezse hele, bak sen olan işlere..
gider az ilerde kemik bulur, başlar kemirmeye, daha kemiği çatırdatamayacak güçteki dişleriyle,
aynı yaştaki kardeşleriyle paylaşmak istemez kemiğini, gider hemen kuytu bir köşeye, kıramadığın kemiği yalayacaksın hesabı, devam eder yalama işlemleri..
sonra bir ara etrafı kolaçan ederken ne görsün, anne 3 kardeşi istemeyerek de olsa emzirmeye dursun..
bizim 'yavru' bırakır eldeki kemiği, koşar anasının eşsiz memelerine doğru..
yiyemediği kemik bir yana, anne sütü bu, paha biçilir mi..
yavrudur ayrıca, yapmış olduğuna akıl mantık erer mi ? *
tatlı mı tatlıdır.annesinden ayrıldıktan sonra yaklaşık 3 gün ağlar,ürker zamanla alışır elbet ama o 3 gün ömrünüzden ömür götürür.büyüyüşünü izlemek hoştur.
Nedense yavru köpek gördüğümde bende bir ağlama duygusu hasıl olur. Bakışlarındaki masumluk mu, yoksa çaresiz, güçsüz oluşları mı bende bu duyguyu uyandırıyor, bilmiyorum. Sadece ne zaman bir yavru köpek görsem aklıma çocukken gördüğüm ölü annesinin yanında ağlayan köpek yavruları gelir. Aslında durup onları yanımıza alsaydık derim hep. Ama maalesef babam durmadı. Benim de içimde hep bir yara kaldı.
Sabaha karşı karnı aç olduğu için havlayan kara köpek.
Kesin yaralı diye çıkmıştım dışarı ama minik minik koştu beni görünce. insanın gözünün içine bakınca yüreği ısıtan canlı.
Her şeyin yavrusu bu kadar masum olmak zorunda mı?