bodrum hayvan barınağına uğrayın envayi çeşit köpeği bir arada görebilirsiniz, ben gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim ve oradaki görevliye sordum, "çok güzel cins ve güzel köpekler var nasıl oluyor" dedim.
yazı burada geçiren ailelierin çocuklarına aldığı hayvanlar bunlar, bir anlık hevesle alıyorlar sonra yaz bitiminde getirip buraya bırakıyorlar ve genelde zengin kesimden oluyor bu insanlar dedi.
şaşkındım, oysa köpek en sadık dost değilmiydi, onunda bir piskolojisi ve yıkımı oluyordur oraya bırakıldığında, acımak değilde biraz sinirlendim, o an insanın imkanı olsa hepsini alası geliyor.
köpek alırken onun ömrünün sonuna kadar sizinle geçireceğini unutmayın, bir anlık hevesle alınan hayvanların günahına girmeyin.
uzun yıllar önce aldığım, baktığım ve büyüttüğüm bir köpeğim vardı ve inanın gerçek bir dost, bazen arkadaş gibi oluyordu. bakmasıda çok zor değil aslında eğitimini verirseniz size kul köle oluyor öyle bir hayvan bu köpek. 15 yılımızı birlikte geçirdirdik be ailemizden biri gibi olmuştu.
usa başkanı olmak gibidir.
gel deyince gelen, yat deyince yatan, takla bile atan, istemesen bile sürekli yalayan köpeklere sahip olmaktır. bir de bu köpekler yetenekli mi yetenekli, acun'un programa çıksalar yarı final garanti. diğerlerinden farkları, tüm bu takla, yalama işleri haricinde bir de ülke yönetebilmeleridir.
BiR DOSTUN KOPEKLIGINE BIR KOPEGIN DOSTLUGUNU TERCIH ETMIS OLURSUN. DEDIKODU YAPMAZ SENI SATMAZ YANLIZ BIRAKMAZ SENIN ICIN OLUR. SIZI HER GORDUGUNDE MUTLU OLUR.
golden cinsi bi' eşek sıpasına sahibim. babası ben oluyorum ve burada da eşek olduğumu itiraf ediyorum.
köpekler, özellikle golden cinsi köpekler sahibine çok aşırı bağlıdır. kendi cinsleri için hırsız girse önüne terlik koyar derler. benim eşek sıpası şu;
bu ilk aldığım hali tabi. şu an 7 aylık falan oldu.
bazen gelir derdinizi anlatamayacağınız insanlar olur. gider ona anlatırsınız. benim ki canımın sıkkın olduğunu görüp de o kadar çok hareketli olmasına rağmen kıpırdamadan kucağımda oturan bir köpek. bazen olur çok canım sıkılır hiç oynamayız, havlayarak bağırır bana.
sorumluluk sahibi iseniz ve kendinizi bakabilecek güçte hissediyorsanız bir evcil hayvan edinin kendinize. ben çok kötü hissettiğim bir dönemde aldım. iyi geldi, çok iyi geldi hatta.
her yıl ev değiştirmek zorunda kalmanızdır kiracıysanız ama seçenek arasında hiç düşünmemektir onu başkasına vermeyi. her gece usulca yerinde yatarken ayağınız kırıldığında evde ilk defa havlamasını duymaktır yanınızda yatmak için ve geçmiş olsuna bile gelmeyen komşulara inat sabaha kadar her uyanışınızda yalamasıdır ayaktaki alçıyı.istese en az 50 kg.luk bir basınçla ciddi yaralanmanıza yetecek güçteyken yavru hali siz ne yaparsanız yapın canınızı yakmayan kuyruk kıstırıp peki sensin diyecek kadar sadık ve alçakgönüllü biriyle yaşamı paylaşmaktır. hayatı kolaylaştıran sihirli bir asaya sahip olmaktır zira böyle bir can için yapılan, göze alınan hiç bir şey size koymaz her yıl taşınırsınız birlikte ve her defasında şimdilik burdayız olişim bak senin yerin yine hazır dersiniz özür diler gibi bakışları içinizi acıtır.yavruyken çıldırırsınız halınız kiliminiz sizin olduğundan itibaren hiç bu kadar yıkanmamış silinmemiştir, çorabınızı bile elde yıkamazken sıcak su sirke karışımıyla çiş yapılan yanlış yeri temizlersiniz. dayanamıyorum artık dediğiniz anda öyle bir bakar ki gözünüzün içine; -biraz daha sabret büyümeme az kaldı sizlerden daha çabuk büyürüm ben her şeyi öğrenip seni üzmeyeceğim- der.hele beagle sa cinsi sizin kadar olmasa da inatçıdır oldukça ama bir sabah uyanırsınız ve her şey değişmiş olur ve kocaman bir iyi ki niz vardır artık. iyi ki vazgeçmemişsinizdir ondan zira artık vazgeçilemeyecek kadar can bir dostunuz vardır ve insana insan demek ona köpek demek kısmında bir adaletsizlik olduğunu hissedersiniz.
elinde şarjlı elektrik süpürgeyle gezmektir. ve aldığın bilmem kaç milyonluk ayakkabıları çiğnenmemesi için hiç bir zaman göz önünde bulundurmamaktır. ama şöyle bir sarıldığınız da ne kadar mutlu olduğunuz gerçeğini göz ardı edemezsiniz.
kitaplarınızı parçalasa da bağırmamaktır.
bebeklik dönemindeyse evladınız, ayağınızda sallamaktır. masal anlatmaktır ona.
o uyurken parmak ucunda yürümektir evde. ses çıkarabilecek işler yapmamaktır. müziğin sesini kısmaktır. arada bir kontrol etmek, üstü açılmışsa örtmektir.
evde yalnız bırakmak istememektir. öpülmedik yerini bırakmamaktır. kovalamacılık oynamaktır. hasta olduğunda kalp krizine yaklaşmaktır, içinizin yanmasıdır...
eğer almanya'da köpek sahibiyseniz, köpeğinizi tuvaletini yapması için sadece belirli alanlar da gezdirebilirsiniz, sonrada köpeğinizin pisliğini kaldırıp temizlemelisiniz. bunun için gezdirebileceğiniz alanda özel poşetler de bulunuyor.
-o büyüyünceye kadar, sabahın dördünde sakinleşmesi için, oyun oynamayı göze alabilmektir.
-sabah akşam tuvalet yıkamaktan üşüteceğini bilmektir
-annenin çığlıklarını dinlemeyi kabullenmektir
-herhangi bir şey için masanın altına doğru eğildiğinizde kemirilmiş tahta parçaları görünce şaşırmamaktır
-ara ara kıyafetlerinizin üstünde yatmasına izin vermektir
-sıcak soğuk demeden gezdirmeye çıkartmaktır, poponun donacağını bile bile
-en önemlisi yanında olan en sadık canlı olduğunu bilmektir
en ufak şeyden iğrenirken onun kusmuğunu çekinmeden temizleyebilmektir köpek sahibi olmak. yemeğe annenizin saçı düşünce bir ton trip atarken köpeğinizin tüğü her t shirtünüzün üstündedir, hiç gocunmazsınız. ilk geldiği gün kucağınızda uyudu diye yarım saat hiç kıpırdamadan durmaktır. parmağınızı meme sanıp yalarken annesi olursunuz. sonra biraz büyür arkadaş olursunuz. her şeyi beraber yaparsınız. denize gider, köpek girmesi yasak olan havuzlara gizlice sızarsınız. çikolatanızı paylaşırsınız. diş izi olmamış terliğiniz yoktur. o olgunlaşınca sizin anneniz olur. "çok koşma evladım" der yorulunca yüzünüze bakıp. artık gitme vakti gelince de sessizce kafasını ellerinize bırakır. ben gidene kadar yanımda kal der gibi bakar. halsiz haliyle bile burnunuzu yalamaya çalışır. sonra uyur. ve artık siz köpek sahibi değilsinizdir. beraber büyüdüğünüz dostunuz ölür ve artık siz sonu onun gibi olucak diye köpekleri sadece uzaktan izlersiniz. köpek sahibi olmak ölümüne katlanmayı gerektirir. evlattır, candır.
bir gün ayrılmak zorunda kalırsanız eğer, yıllar sonra bile onun her resmine baktığınızda yada yolda gördüğünüz her köpekte eskiden sizin ruhunuza arkadaşlık eden o bakışları arar durursunuz. midenize bir bıçak saplanır sanki. ağlasanız neden diye soranlara nasıl dersiniz ki '' ben köpeğimi özledim '' diye. böğüre böğüre ağlamak istiyorum, çok özlüyorum çok.
ülkemiz sınırları içinde çevrenizdekiler tarafından her türlü taciz ile zorlaştırılan sahipliktir. sokağa çıktığınız andan itibaren elalemin sözlü sataşmalarına maruz kalırsınız, herkesin size laf söyleme, birşeyler öğretmeye hakkı vardır, ülkede herkes ırk bilimcidir, sizin köpeğiniz yurtdışı yarışmalarda derece de almış olsa kırmadır, herkesin köpeği en güzel, herkesin köpeği en akıllıdır, egosu tavan yapmış insanlarla muhattap olmak zorundasınızdır, çünkü ortak paydanız vardır.