güvende olmak, sevgiyle beslenmek en güzel artılarıdır. bir gün parkta geziyoruz, köpeğim sevgi dolu, kedilerle bile oyun oynamak istediği için ağlayan minnoş bir kız. iki adam yanımıza yaklaştı o gün, ben köpeğimi tutuyorum durduk yere sinirlendi hırlıyor. o güne kadar kimseye saldırmadı özellikle yanına yaklaşan herkese sırnaşır. köpeğimle ilgili sorular konuşmalar ardından konuyu bana doğru çekmişlerdi ki köpeğim üzerlerine atladı ve ısırdı. adamların suratı harikaydı. hiç üzülmedik biz oynamaya devam ettik. köpeğimin bu hareketinden sonra ben de emin oldum iyi insan olmadıklarına çünkü. o günden beri kimseye saldırmadı, hatta hiçbir canlıya. tehlikeye karşı tehlikeli olan canlılar. ve en değerlisi, sadece kendileri için değil sevdiği herkes ve her şey için savaşan canlılar. onlarla beraber olan insanlar ise bu yüzden çok şanslı.
Hayattaki en güzel hislerden biridir. Çok da büyük bir sorumluluktur. Yavruluğu esnasında bıkmayıp yeterince sabır gösterirseniz mükemmel bir dost kazanırsınız.
şu hayatta en çok istediğim şeylerden ilk sıraları oynar o kadar çok istiyorum ki, sanki köpeğim olsa her şey yoluna girecekmiş gibi, umarım bir gün köpek sahibi olurum
Şehirden yarım saat kadar uzaklıkta, sahil kenarında küçük ahşap bir evimiz var. haftasonları kafa dinlemek için gittiğimiz bir mabed bizim için.
Telefon pek çekmez, birkaç televizyon kanalı dışında izleyebileceğiniz bir şey de yok. Denizin sesine mahkum eder sizi.
Yakın civardaki evlerde keçileri, tavukları olan komşularımızla tam bir köy hayatı simulasyonu yaşarız.
Genelde tek gittiğim, kafamı dinleyip, kendimi resetleyip geri döndüğüm bir yer benim için.
Hiç köpeğim olmadı benim, annemin eteklerini, babamın elini çekiştirip de köpek alalım demedim. Ama bir border collie’im var.
Nasıl mı? Anlatayım...
Yıllık izinde gittiğim bir gün, bahçede oturmuş yemeğimi yerken etrafta dolaşan panda yavrusu gibi bir köpek gördüm. Yanıma çağırdım, geldi. Baktım tasması yok, oturduk birlikte yemek yedik kendisiyle karşılıklı.
Uzun zamandır sahil kenarında baş başa bir erkekle yemek yememiştim. Bana da değişiklik oldu.
Sonra içeri girdim. Akşam yürümek istedim, çıktığımda bizim panda bahçedeydi. Muhtemelen bakılamadığı için sokağa bırakılmış, sokak şartlarına alışkın olmayan bir köpek yavrusuydu.
Sabah birlikte kahvaltı yaptık, zamanla alıştık birbirimize. Öyle ki, nereye gitsem peşimde geliyordu.
Onsuz ne yürüyüş yapabiliyordum, ne markete gidebiliyordum.
Bana peşime adam takmış kıskanç koca psikolojisi yaşatıyordu.
Hala öyledir...
Baktım ki, biz iki sevgili gibi takılıyoruz, buna tasma alayım da sahibinin olduğu belli olsun dedim. Hiç sevmedi ama taktık tasmasını. O akşam ağzında tasma yanıma geldi, nasıl söktü onu bilmiyorum.
Aldım tekrar taktım, sabah tekrar ağzında tasmayla geldi. Alyans mı bizi birbirimize bağlayacak, ben seni kalpten seviyorum edasındaki bir koca misali tasmasını takmak istemiyordu.
Daha fazla zorlamadım.
Haklıydı.
Bıçkın bir delikanlıydı bizimki. Sabahları kahvaltı sonrası ben kahveye gidiyorum der çıkar, dolaşır, etrafta takılır, sahilde millete sarar sonra akşamları eve gelir, yemekte ne var der gibi verandanın merdivenlerine oturur beni bekler.
Bazı geceler denizin sesi uğultulara karışır, korku filmi efekti yaratır rüzgar. Öyle gecelerde uyuyamam. Korkunca kapıyı açar bizimkine seslenirim. Ayaklarını verandaya dayar bana bakıp, kedidir kedi sen uyu der.
Ben bir kap yemeğe kadim bir dost kazanmış oldum.
Haftasonu kaçamaklarımın baş kahramanı, evimin direği, gözümün bebeği. Son kısım biraz abartı oldu sanki. *
büyük sorumluluk isteyen durumdur. bakmayacak ilgilenmeyecek oynamayacak gezdirmeyecek bir çocuk gibi onu düşünmeyecekseniz almayın arkadaşlar oyunca değil bu. evet.
ilgilenmen gereken bi can demektir. Acıkır kuyrugunu sallayıp sana koşar. Kakası gelir kuyrugunu sallayıp sana koşar. Dışarıda gezmek ister yine kuyrugunu sallayıp sana koşar yani aranızda bi bag oluşması gerekiyor bu bag oluşuncada ondan ayrılmak gerçekden zor oluyor.
Bigün öldüğünde sana doğru koşuşu aklına geliyor seni görünce nasıl mutlu olduğu aklına geliyor tasmasına bakıp kötü oluyorsun.
Burnunun direği sızlıyor.
gecenin (ya da sabahın) 04.30'unda sıcakladı diye buz masajı yapmaktır.
hatta gecenin (ya da sabahın) 03.00'ında tuvaleti geldi diye aşağı indirmektir. sabah 06.00'da tekrar mızıklamaya başlayacak ve tekrar tuvalete indirilecektir.
masada bir şeyler yerken gelip yanınızda masum masum oturunca tabağındaki yemeği paylaşmaktır, kendine bile tahammül edemediğin zamanlarda onunla ilgilenmektir.
dünyanın en güzel ve en zor duygusu. çok güzel çünkü gerçekten karşılıksız sevginin ne olduğunu ancak onda anlayabilirsiniz. zor çünkü sizi protesto etmek için halınızın orta yerine gelip gözünüzün içine bakarak işeyebilir.
her şeyden mideniz bulansa bile çişini kakasını temizlemekten gocunmazsınız, aşktır o, arkadaştır, en büyük sırdaştır.