köpek en sadık hayvandır. sadakati diğer hayvanlar gibi kendini besleyen elleri koklamak amacı ile değildir ama. kendisine verilen etten, mamadan çok mutluluğu sever. sahibinin sevgisi ile mutlu olur. bağlandığı şey budur aslında. o yüzden sahibi yanıbaşında ölse bile asla ama asla ayrılmaz, açlıktan ölse bile uzaklaşmaz. bilir öldüğünü, artık onu besleyemeyeceğini ama bekler yine de. belki de intihar ediyordur. aşkın tanımı ile ne kadar da örtüşür aslında köpeğin sahibine bağlılığı. karşılıksız adanmak. ona ait olmak. korumak, kollamak ve hep yanında olmak. en mutlu anlarını onunla geçirmek. aşık olan herkes biraz köpek olmalıdır bu durumda. köpekler gibi aşık olmalıdır...
Annenin yaptığı en sevdiğin yemeği bile midenin alamayacağı kadar hasta olduğunu düşünüp yataklara düşmek, yorganı kafana çekip gözlerin yaşlı uyuyup sabah şişmiş ve halen yaşlı gözlerle uyanmak. Sokağa çıkıp burnunun dibini göremeyecek kadar dalgınken önüne gelen her adamı o zannedip nefes borunda kalan limon çekirdeğini kusmak için boş bi alan bulmaya çalışmak .. Ah bi kussam, bi atsam içimi parçalayan en az kendisi kadar ekşi limonun çekirdeğini..
Çalan her telefona her kapıya imkansız olduğunu bile bile "o" diye açtıktan sonra yüzündeki gülümseme bir anda düşer ve dudakların titrer ya işte o an anlarsın içindeki sevginin benliğini ne derece körlediğini. Bendeki beni yitirip yeni benle yüzleşecek gücünün olmadığını!
ne yaptiginizi bilemediginiz , asik oldugunuz kisiye karsi davranislarinizi aklinizin kontrol edemedigi , ona asla hayir diyemediginiz , karsiligini bulamadiginiz zaman yasayabileceginiz en büyük acilardan birine dönüsen duygularinizin degisip degismeyecegini asla bilemeyeceginiz çok aci çok kötü bi durum...
adı üstünde köpek gibi sevmektir. gözünün ondan başka bir şey görmemesidir. söylediği herşeye en bariz yalanlara bile inanmaktır. çok kötüdür çok. körü körüna bağlanmaktır.
mastar hali ile iki yıldır bizzat ruhumda ve bedenimde vuku bulan şey. şey diyorum çünkü tam olarak tanımlayamıyorum, anlatamıyorum, betimleyemiyorum, bir sıfat bulamıyorum bu şey için.
bardaktan boşanırcasına sırılsıklam kalmak gibi biraz, biraz deliler gibi sokakta fütursuzca bağırmak gibi, biraz biraz uyuşturulmak gibi sokak köpekleri misali. hem hepsi, hem hiçbiri.
yer ile gök arası gibi mazhar bey'in dediği gibi. yeri galan da muamma yani.
uykudan önce ve uyandıktan sonra değil de tam uykuda gibi mesela. ya da değil.
açlık gibi, susuz kalmak gibi. bunları hissederken yemek yemek ve kana kana su içmek gibi de. bi tuhaf, bayağı bi hayvani. ama gönül tellerinin son demi. orası kesin.
köpekler gibi aşık olmak şans ya da şanssızlık, tam bilemem ama mutlu olduğum kesin sevgilim.
köpek sadakatin simgesidir. karşılıksız aşkta köpek sadakati güdülürse per-perişan olunur. gecenin bir körü köpeköldüren elde, boğaza bakan bir bankta bulur bünye kendini, aslında hiç cevap alamayacağı aşkına olan sadakatin yalnızlığıyla...
