komşular sesten rahatsız olmuyorsa golden alın. erkekler için; kızlarla muhabbet aracı olarak da kullanılır* , bayanlar için ise; yalnızlığı giderir sevimlidir. terrier cinsinin çok yaramaz olması golden tercih sebebidir.
büyükbaş hayvan alıyormuş tribiyle "köpek alcam ben" diyenlerdenseniz almayın zaten. sahiplenin dostlarım. köpekler doğası gereği insancıl hayvanlar olduğundan sizlerle iletişimi yakın bir zamanda ebeveyn-evlat ilişkisine benzeyecektir. bakacak yeriniz yoksa bu bir apartman dairesi değil tabikide, kocamaaan bahçeli bir yeriniz yoksa vücut ölçüleri iri olan köpekleri hiç almayın, eziyet etmeyin. he yok kardeşim bende para bok giderim pet shop'a veririm bir kaç bin amerikan doları alırım en kralını diyorsanız, ulan biraz daha yavru kalsa keşke karıya-kıza şeklim olsun şeklinde düşünüyorsanız hiç almayın. bunları neden mi söylüyorum? dinleyip öğrenelim dostlarım. "yaklaşık 9 sene evvel peder bey'in bir arkadaşı vasıtasıyla biri erkek biri dişi olmak üzere 2 adet danua yavrusu sahibi olduk. danua ırkı boyutlarının aksine çok hareketli ve zaman zaman hırçınlaşabilen bir ırktır. bunu sonradan öğreniyoruz tabi. henüz 5-6 aylıkken bodyguard, alan koruma eğitimi ve temel-ileri itaat eğitimi vesilesiyle bir dog kennel'a yazıldık. gerçi meblağ o kadar yüksekti ki kim kime yazıldı belli değil. eğitimlere zaman zaman bizde katıldık ve eğitimimizi tamamlayınca bizim o melek gibi danua'lar bir vampire dönüştü. köpek ağaca tırmanır mı lan? velhasıl kelam yaş ilerledikçe olgunlaştı bizim bu çiftimiz. bu seferde evimizin bahçesi dar gelmeye başladı. peder bey'in ektiği tüm organikleri telef etmeye başladılar. bunların sebebi ise ilgi çekmek ve çoğu zaman kıskançlıktı. ailecek beraber yaşadığımızdan dolayı babaannem bu durumdan hoşlanmamaya başladı ve "ha bu deli uşağa söyleyun bu atları cönderelum köye" demeye başladı. ayrılık vakti gelmişti ve biz o iki tane koca danua'yla 1201 km yol gittik. kendi üzülmene mi yanarsın yoksa onların sen giderken arkandan ağlamasına, çırpınmasına mı yanarsın sen karar ver. aradan geçen senelerde amcam bizden daha iyi baktı onlara, ancak 6 ayda bir memlekete gitmek zorunda kaldım, içim rahat etmedi mınısikiyim. şimdi o yayla senin bu yayla benim diyerek geziyorlar rize'de. siz siz olun eğer onun hayatta nefes alıp-verdiği süre boyunca yanınızda tutabileceğinize inanıyorsanız, düşünmeyin sahiplenin."
iki gün sonra kız ayarlayamayacaksanız yazıklar olsun derim. Köpekle kız ayarlamak dünyanın en basit işi, yapmayın arkadaşlar. iki gün sap gezecekseniz hiç almayın bu köpeği.
o size aşık olacak, siz olmasanız da.
bunu bilerek alın..
ömürlük!
ama sizde ona aşık olursanız eğer dünyanın en güzel duygusudur,
bağımlılık yapar feci halde..
hayatınızın orta yerine oturur,
bütün hayatınızın içine eder.. *
ve siz buna seve seve katlanmayı,
üstelik bundan zevk almayı öğrenirsiniz günden güne..
patisini de atar bi güzel üstünüze her fırsatta şımardıkça,
sen benimsin artık der gibi *
kim kimin köpeği birbirine karışır zamanla..
ve bir gün terkederseniz sadece o günkü mamasını değil,
tüm hayatını elinden almış olursunuz..
köpek alınmaz uzun lafın kısası,
bir köpeğe aşık olunur..
bakmayacaksanız almayın.
bakmaktan kasıt, tasması ile bi yere bağlayıp önüne yemek ve su koymak değil.
günde bir saat bile oynasanız, yürüyüş yapsanız köpeğiniz ile birlikte, dünyanın en mutlu hayvanı yaparsınız onu.
düşse, ayağı aksamaya başlasa, neşesini kaybetse, kussa, ishal olsa, kendiliğinden geçer diye düşünmeden koşun veterinere. dili yok onların. ağrılarını sızılarını acılarını söyleyemiyorlar...
bir de para verip almayın. barınaklarda o kadar acılı köpekler var ki, bir tanesini kurtarsanız, hepsini kurtarırsınız.