öylesine acıdayken böylesine edebiyat yapmacık edebiyat yapan, oturupta yazmaya uğraşmış adama, inanasım gelmiyor sözlük. acı büyük, söylenecek söz yok.
O eller ki bugün beni hayatımın en büyük cenaze namazına şahit etti. Etmeseydi, ellerim kanadı. Kırmızı değildi ki o kan, kapkaraydı...
Yüzleri ak pak olmuştu o dört tahta içinde. Kömür karası içinde, nefes ala ala gitti onlar. Bugün;
- 2 yılda çocuğuna doyayamayan babayı,
- Parka götüreceğim deyip de sözünü tutamayan o evin direğini, onun üst katında oturan kardeşini,
- Öleceğini anlayınca birbirine sarılıp da şehadet getiren kardeşleri,
- kiminin babasını, kiminin evladını, kiminin eşini, kiminin amcasını, kiminin dayısını uğurladım bugün...
Öylesine acıydı ki; çığlıklar sel oldu. Yetmiyordu ama o acıyı içlerinden sökmeye...
Yanyana konmuş 11 tabut.. içinde umutlar, sevdalar, gülümsemeler, nefesler götürdü...
Yandı yürekler, yandı çocuklarını tutan eller, yandı Allah' a yalvarıp dua eden eller...
Kömür karası bir günde, tertemiz gitti onlar..
Geride biz. Elsiz, kolsuz, yüreksiz bıraktıkları..
Zira yüreğimiz de gömüldü o toprağa.
Ben şahidim bu acıya. Uzaktasınız ya, tv de izlediğiniz gibi değil. Bu acı içindeyken kömürden daha büyük yanıyor...