kişinin kendi kendine karar vermesi yani irade yeteneğinin, ortadan kaldırılması amaçlanır. çocuk yaştan itibaren benliğe zarar verici tutum ve tavırlar, korkutma, sürekli engelleme, utandırma gibi yöntemler benliğe zarar verir, böyle bir ortamda büyümüş birey, ileride hayatında nefsini ve dürtülerini yeterince bastıramaz, çünkü sağlıklı bir egoya sahip değildir. aynı insan zamanı geldiğinde, yaşadığı toplumun bazı yanlış gelenek ve adetlerine, kurallarına direnemez, yani sağlam olmayan egosu, toplumun sakat vicdanı karşısında duramaz.
bu şekilde köleleştirilmiş, egosu sakat bireyler hayatta karşılaştıkları zorluklar karşısında, zayıf benliklerini terkeder, güçlü görülen başka bireylerin benliği taklit edilir, toplumda sık gördüğümüz gösteriş meraklısı, laf yarıştıran, sürekli ispat çabası içindeki rahatsız edici tipler aslında köleleştirilmiş ruhlara sahip ve başkalarını taklit etmekten başka yetenekleri olmayan insanlardır.
aileden itibaren köleleştirildiği için taklit bir yaşamı sürdürmek zorunda olan insanları özüne çevirmek, şahsi kanaatim ancak zorlama ve çaresiz bırakma, elini kolunu bağlamak ile olur, taklitlerin işe yaramadığını gören insan iç muhasebe ve itiraf ile kendi özünü bulacaktır.
köleleştirmenin ne olduğunu bilenlere sormak lazım. gösteriş meraklısı olmayan, laf yarıştırmayan terbiyeliler de köle değil mi? bal gibi de köle işte.
insanlar ne olduklarını bilirler, hatırlatmaya gerek yok.