ama bir noktadan sonra tabi. düzenli olarak yiyin köftelerini haftada 2 defa falan mesela hormon basılmış tavuk gibi şişmeye başlarsınız. bakmayın siz verilen sertifikalara bilmem nelere falan. parayı ver aynısından sana da verirler.
iznik teki ana ve ilk lokantasındaki etler daha lezzetlidir. 5 kez test edildi onaylandı. Ayrıca ne acıdır ki ilk günlerin aksine artık sadece ve sadece iznikte kaymaklı ekmek kadayıfının o eski lezzeti bulunuyor. Diğer restoranlarında aynı değil.
sahibi çoğu zaman iznik şubesinde müşterilerle ilgilenirken, köfteci yusuf tişörtüyle garsonluk yaparken görülebilir. böyle özverili bir çalışmanın ürünü olan gayet güzel işletmedir. ancak yine de bu kadar ünlü olmasını tamamen sürü psikolojisine ve halkımızın tüketim çılgınlığına bağlı. zira lezzet olarak sıradan bir köfteciden hiçbir farkı yok. yine de severiz iznik'e gelenlere tavsiye ederiz.
Halkın bu denli tercih etmesinin altında yatan en önemli faktör, girip kazıklanmayacağını bilmesidir. Bu yüzden orta sınıfın altı bir aile bile ailecek çekinmeden gelir yer içer hem kendini ait hissetmeme gibi bitür durum yaşanaz hem de ne kadar ödeyeceği konusunda sürpriz ile karşılaşmaz. Ama diğer et mangal ya da ocak başı lara bu kadar kolay gidemezler, doğaldır da.
bir iki sene öncesine göre lezzetini epey bozmuştur.
insanlar yedikleri köftenin belli bir oranının gerçek kırmızı et geri kalanının soya olduğunu bilseler köfteci yusuf'a eskisi gibi giderler mi hiç. ama artık saklanacak gibi de değildir. kırmızı et oranının daha da düşürüldüğü lezzetinden belli olmaktadır. fiyatlara bakınca da durum anlaşılıyor. çünkü etin kilosu kaç para o da belli.
sahibi olan adam 86'lı doğumludur ve resmen para kesmektedir şu anda. hatta yakın zamana kadar bacağından vurulmuştur rekabet namına bir şey bırakmadığı için ortada. köfteleri ise son derece sıradandır lakin fiyatları uygun sayılır.
göbek salataları ve kaymaklı ekmek kadayıfları çok güzeldir orası ayrı.
Allah'ın "yürü ya kulum" dediği yusuftur. Hangi Şubesine gitsen ne zaman gittiğinin önemi yok tıklım tıklımdır; vızır vızır çalışanları sayesinde o upuzuun sıra çabucak ilerler, müthiş bir döngü var gerçekten...
Bir arkadaşın belli bir süreliğine çalışmışlığı var onlardan birinde; çok mütevazı bir abimizmiş dediğine göre, "hani görseniz kimse demez ki tüm bunların sahibi bu adam" demişti; belki de işi gücü o yüzden rast gidiyordur... Allah yolunu açık etsin ne diyelim.