biri bu söylemle karşıma çıksa ona "salak mısınız?" diye soru sorardım.
firma ismi önemli değil, konumuz da bu değil zaten; bu ülkede kimden tazminat alacaksınız?
son zamanlarda yapılan tartışmalara basına düşen haberlere - iddialara bakıp halkın sağlığını ilgilendiren gıda teröründe adı geçmesini mahkeme kararıyla engelleyenden mi?
düşünsenize...
bir firma pkk veya fetö vs kıl tüy örgüte yardım etti diye iç işleri bakanlığı açıklama yapacak ama "süpriz!" bir mahkeme kararıyla firmanın ismi açıklanamıyor.
maliye bakanlığınca haksız kazanç, vergi kaçakçılığı, iflas, kara para, şirket hesaplarını - kasasını boşaltma vs diye bir firma açıklanacak ama bir mahkeme kararıyla ismi açıklanamıyor.
sağlık bakanlığı bir ilaç üreticisinin tedavide kullanılan ilacının yan etkileri ölümcül olmasını gizlediğini açıklayacak ama firma bunu engelliyor.
üstelik böyle bir hukuk düzeninde kalkıp herhangi bir firmaya elinizde o firmadan alışveriş yaptığınıza dair satış fişi, müşteri olduğunuza dair bilgi (ne bileyim, internet sitesine üyelik, online alışveriş vb) ile mahkemeye gidip tazminat davası açmayı düşünüyorsanız zeka sorununuz var demektir.
sadece bu ülkede yaşadığınızı hatırlatmak isterim.
valla bizim üniversitede hoca bir ürün bozuk olduğu için dava açmış ve davayı kazanmış diye biliyorum. insan hakları mahkemesine de gitmiş. çok da mantıksız değil zarara uğradıysanız.
ağzı olan konuşuyor ama bu açıdan kimse konuşmuyor.
ilk önce belirtmek gerekir ki yapılan iş - iddialar ve açıklama belgeler doğru olarak kabul edilirse köfteci yusuf için ortaya çıkan durum ticaret ve bireysel olarak etik ve ahlak değerlerine uymaz.
buna rağmen yaşanan olaya-duruma din, kültür, sağlık, gelenek vb temelli hareket ederek domuz eti koydu diye ceza veremezsiniz.
domuz eti veya at eti koydu diye ortalığı velveleye vermeyin.
peki yapılan yanlış mı?
yanlış.
ne cezasını ne diye verebiliriz?
anlatacağım...
eğer biraz okuma ve okuduğunu anlama kapasiteniz varsa ve buna rağmen domuz eti koydu diye din, kültür, gelenek, sağlık temelli konuşup-tepki koyup "domuz eti koymuş, aaa! ne kadar kötü? taksim meydanında asalım" diyorsanız cahilsiniz.
tescilli bir aptal tanıdığım vardı.
tüm şubeler kapatılsın demişti.
ona "yine aptal olduğunu belli ettin" dedim.
evet, aptalca konuşmuştu.
bir kere yapılan incelemede ürünlerde "insan sağlığına zarar" diye bir maddi gerekçe-delil sunulmuyor.
ne bileyim...
örn; ABD Tarım Bakanlığı’na (USDA) bağlı Gıda Güvenliği ve Denetim Servisi’nin (FSIS) rutin testleri sırasında, ABD'li et ürünleri devi firma 13 milyon dolarlık (yaklaşık 450 milyon lira) et ürününü geri çağırmasına neden olan hazır tavuğa ölümcül bakteri olan Listeria ile bulaştığı belirlenmesi durumu da yok.
köfteci yusuf ürünlerinde stafilokok, Salmonella, shigella, clostridium botilinum bulunmuş da değil.
köfteci yusuf ne yapmış (bakanlığın verileri doğru kabul edilerek) suçu ne?
ürünlerinde domuz eti kullanmış.
eee ne olmuş?
domuz kasaplık bir hayvan. türk gıda koteksine göre (Türk Gıda Kodeksi: Türkiye'de satışa yapılacak ve yapılan tüm besin ürünlerine ilişkin standartların bütününü oluşturur.) dana koyun kuzu tavuk kaz ördek tavşan vs gibi yenilebilir, satılabilir, işlenebilir et türüdür domuz eti, kasaplık hayvandır domuz.
tıpkı at gibi.
aslında 2011’de yayımlanan Hayvansal Gıdalar için Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği’nin 4. maddesinde, “Evcil tırnaklı hayvan: Sığırı, mandayı, bizonu, koyunu, keçiyi, tek tırnaklı hayvanı, deveyi ve domuzu ifade eder” dendi.
tek tırnaklı hayvan, at eşek...
neyse, konu uzun...
gelelim zurnanın zırt değil de zoooort! dediği yere.
bakanlığın açıkladığı liste-belgeye göre köfteci yusuf için insan sağlığına aykırılıktan ceza veremezsiniz.
ölümcül bakteri, kanser riski olan sağlıksız kimyasallar yok.
domuz eti var diye de din, kültür, gelenek, sağlık açısından ceza veremezsiniz.
türk gıda kodeksinde olan et kullanılmış.
taklit için de ceza veremezsiniz.
ne bileyim, yapay et olarak anılan kültürlenmiş et, temiz et ve in vitro et olarak anılan; gıda amaçlı yetiştirilen-üretilen bazı hayvanlardan alınan kök hücrelerin veya embriyoların gerekli koşulları sağlayan olgularının bir biyoreaktör içerisine geliştirilmelerinin, farklılaştırmalarının ve çoğalmalarının sağlanmasıyla elde edilen ürün de kullanılmamış.
bir tek tağşiş için ceza verebilirsiniz.
ne bileyim, kilosu 700 lira civarı olan kars kazı eti diye kilosu 100 olan tavuk eti satana, 700 lira olan kuzu eti diye kilosu 300 lira olan hindi eti satana, dana etinden sucuk diye tavuk etinden yapılmış sucuk satana vereceğiniz ceza gibi düşünün.
bakıyorum ekranlara sosyal medyaya tam bir bilgisizlik ve cehilce yorum yaklaşımlar.
hele ki köfteci yusuf keşke bir şube az açsaydı da adam gibi kafası çalışan, bu vb durumlarda kriz yönetimini bilen, bu durumlarda (örn: şube veya tedarikçilerde oluşacak kontrollerde önleme hizmeti alacak-sunacak) bir ekip tutsaydı.
en güzel yemek de olsa, en temiz hijyenik ortamda pişse de sunulsa da içine bir sinek düşünce o yemek yenmez.