japonya'nin honshu adasinda nufusu yaklasik 1.5 milyon olan eski japon baskenti. japon televizyon ve film endustrisi icin muhim bir merkez. ekonomisinde turizm onemli bir yer tutar. Adini 2006'dan sonra Kyoto protokol'u adli Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMiDÇS) sayesinde cokca duymaya basladigimiz uzak diyarlarin sehri. Her gordugumde tokyo'nun harflerinin harmanlanmis ve yanlis dizilmis hali izlenimi uyandirir nedense?
tokyo'ya kıyasla halen çok daha güzel olan eski japon başkentiymiş. japonca'sında "tokyo" kelimesinde bulunan "kyo" ile heceleri ortaktır -ki bu hece de "başkent" anlamını taşır.
fantastik skrillex eseridir. tam gaza alır moda sokar ve o da ne?! böyle sanki atari oynarken hindistanla alakalı bir bölüme gelmişsiniz gibi. böyle bir gülümsetir. böyle bir elleri kolları dalgalandırır. candır. munis bir delikanlıdır. hafif çılgın ama muhafazakardır.
19'uncu yüzyılın sonlarına kadar imparatorluk japonyasına başkentlik yapmış şehir. yolu japonya'ya düşenlerin mutlaka bir ziyaret etmesi gereken...
evet japonya denilince akıllara ilk tokyo geliyor ama samurai'lara, katana'lara, geisha'lara falan meraklıysanız bu şehir sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler ile sizi fazlasıyla mest edecektir. bu yüzden bir japonya seyahati planlıyorsanız kyoto'ya da mutlaka bir kaç gün ayırın. bir kaç gün diyorum, zira "ya japonya'ya kadar gitmişken 1 geceyi de kyoto'da geçirir oraları da bir görmüş olurum." diyip geçiştirilecek bir yer değil. zaten gezilecek görülecek yerler birbiriyle çok alakasız yerlerde...
neyse, öncelikle ulaşımdan bahsetmek gerekirse; kyoto'ya gitmek için 2 seçeneğiniz var. birincisi hızlı tokyo-kyoto arasındaki hızlı trenler. ancak bu hızlı trenlerin fiyatı bir hayli yüksek. yanlış hatırlamıyorsam tokyo-kyoto hattı için 400-500 TL gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. bu nedenle japonya'da bir kaç şehiri gezmeyi planlıyorsanız seyahatiniz öncesinde bir jr pass edinmeniz gayet akıllıca olur. zira böylece 1 haftalık jr pass'a yaklaşık 600 TL gibi bir fiyat ödeyerek tüm hızlı trenleri ücretsiz kullanabilirsiniz.
bir diğer seçenek otobüs yolculuğu. ancak tokyo japonya'nın kuzeyinde, kyoto ise güneyinde yer alıyor, yani aralarındaki mesafe bir hayli uzun. hızlı trenle bu iki şehir arası yaklaşık 3 buçuk saat sürüyor. otobüs yolculuğu ile bu süre 6-7 saate çıkıyor ve hızlı trene kıyasla pek de konforlu bir ulaşım seçeneği değil. ancak iyi bir zamanlama ile otobüs yolculuğunu geceye denk getirip bir gecelik konaklama parasından kotarabilirsiniz. seçim sizin...
kyoto'ya geldiniz; öncelikle kendinize kalmak için bir ryokan, yani tarihi japon hanlarından birini bulun. tokyo'da bunlar bir hayli pahalı. kyoto'da ise fiyatları biraz daha uygun. içerisinin dekorasyonu ise tam olarak böyle;
fushimi inari taisha kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri. özetlemek gerekir. küçük küçük tapınaklardan oluşan ve bir dağ boyunca devam eden, tori adlı kapılarla kaplı bir patika. ziyaret etmesi 3 saat falan sürüyor, hatta daha fazla. bu 3 saat boyunca dağ tepe tırmandığınızdan sonlara doğru bir hayli yoruluyorsunuz. ama kesinlikle deyiyor. şahsen hayatım boyunca gördüğüm en etkileyici yerdi...
yolculuğun sonunda, sağda solda gördüğünüz seyyar satıcılar vasıtasıyla bir şeyler atıştırabilir, çok yorulduysanız bir kafeye oturup kendinize matcha latte (green tea latte) ısmarlıyabilirsiniz.
kyoto'da tapınaktan geçilmiyor ve bunların çoğu mimarisi ve hikayesiyle görülesi yapılar ama zamanınız kısıtlıysa bir diğer gitmezsen olmaz noktası da kinkajkuji tapınağı. bu tapınağı diğerlerinden ayıran özellik tapınağın altın kaplama olması evet baya altın kaplama...
bir de mutlaka bir gece gion'a uğrayın. gion dediğim edo dönemi japonyasının istiklal caddesi. o zamanki atmosferini koruyor. sağda solda irili ufaklı japon restoranları var. hepsi acayip otandik. içeri girip ayakkabılarınızı çıkarıyor ve bir yer masasına oturuyorsunuz. kimonolu ablalar size sakenizi ve seçeceğiniz yemeği servis ediyor falan... turistik bir yer olması nedeniyle fiyatlar biraz uçuk ama yemekler güzel, atmosfer ise eşsiz...
bu arada gion'da gezerken sağda solda geisha'larla karşılaşmanız mümkün. evet baya geisha ! şimdi, geisha deyince bizim aklımıza eski japonya'daki hayat kadınları geliyor ama olay pek öyle değil. bunların amacı cinsellikten çok size eşlik etmek. yemek yerken sohbet ve hizmet etmek, hatta kalkıp dans etmek falan... neyse merak edenler için sokağın başında gion corner diye küçük bir gosteri salonu var. burada geisha gösterileri, kısa bir kabuki tiyatrosu ve kukla gösterilerinden oluşan 1 saatlik bir şovu uygun bir ücrete izleyebilirsiniz...
kyoto'yla ilgili gezilecek görülecek yer çok ama ne yazık ki daha önce de dediğim gibi ilk gidenler için tokyo seyahatinin yanında bir kaç günlük aperatif olarak kalıyor çoğu zaman. böyle olunca da bir çok yeri görme fırsatınız olmuyor. o yüzden muhtemel bir japonya seyahati öncesinde zamanınızı iyi planlayın ve kyoto'yu geçiştirmeyin derim...
umutsuz ve vasıfsız ev erkekleri ile çekik gözlü hatun tutkunlarının güncel olarak gitmeye çalıştıkları Japonya'nın en büyük şehirlerindendir. Hayalperestlere söyleyebileceklerim; orada adamı genelde pestili çıkana kadar çalıştırırlar, herkes birbirine ve işine takıntı derecesinde saygılıdır, günlük yaşamdaki tüm yazılara işaretlere alışması epey zaman alır ve zorlayıcıdır. Japonca öğrenme potansiyeli olmayanların, vasıfsız tembel tenekelerin, empati yoksunu bencil kişiliklerin, medeniyet ve birlikte yaşamak kavramlarına çok yabancı mağara insanlarının, bu ülkenin ve şehrin hayallerini kurmaması gereklidir.